Tunceli'nin Ovacık ilçesinde Şavak aşiretine mensup ailelere ait koyun sürülerini otlatan çobanlar, geceleri zorlu bir mesai yapıyor.
Hayvanlarından daha fazla verim elde etmek amacıyla, mayıs ayında sürülerini Tunceli'nin Mazgirt, Çemişgezek ve Pülümür ilçelerinden kamyonlara yükleyerek, saatler süren bir yolculuk sonunda, Munzur ve Mercan dağları üzerindeki yayla yerlerine getiren Şavaklılara, çobanlık yapan vatandaşlar, aylarca ailelerinden uzakta yaşıyor. Gündüzleri uyuyup dinlenen, geceleri ise yüzlerce koyunu bir arada otlatan çobanlar, zorlu ve meşakkatli bir iş yaparak para kazanmaya çalışıyor.
Gün batmadan koyun sürüleriyle birlikte meraların yolunu tutan çobanlar, kuzu yününden yapılmış olan keçelerde gündüzleri uyuyup dinleniyorlar. Daha sonra çobanlar, güneşin batmasına iki saat kala uyanarak, gece için hazırlık yapmaya başlıyor. Sürülerle birlikte hareket eden eşeklerin üzerindeki heybelere, el feneri, domates, ekmek, biber, peynir, helva, zeytin ve çaydanlık gibi temel ihtiyaçlarını da yerleştiren çobanlara, zifiri karanlıkta kangal köpeklerde eşlik ediyor. Saatler süren koyun otlatma işlemi sonrası çobanlar, saat 21.00 sıralarında sürüleri bir araya topluyor. Bu sırada, bir başka çobanda çevreden topladığı odunları yakarak, kızgın ateş üzerinde kaynayan suyla çay demliyor. Ateş etrafında bir araya gelen çobanlar, kısa bir çay molası ve dinlenmenin ardından koyunları topladıkları yerden kaldırarak, tekrardan otlatmaya devam ediyorlar. Saatler 00.00'ı gösterdiğinde ise çobanlar, tekrardan sürüyü bir araya toparlayarak, keçelerin içinde uyumaya hazırlanıyor. Çobanlar, uyumadan önce yabani hayvan saldırılarına karşı da tedbir almayı unutmuyor. Çobanlardan biri, sürüdeki bir koyunun bacağına ip bağlayarak, koyunların hareketini kontrol ediyor. 04.00 sıralarında ise uykudan uyanan çobanlar, tekrar koyunları yatırdıkları yerden kaldırarak soğuk ve nemli havaya rağmen otlatmaya başlıyor. Çobanlar, sabah saat 09.00 sıralarında ise ıslıklarla koyunları peşlerine takarak, kilometrelerce uzaktaki yaylaya doğru geri dönüş yolculuğuna başlıyor.
"Günlerimiz keçenin içinde geçiyor"
Çobanların yaşadığı zorlukların nisanda başladığını belirten çoban Fethi Orhan (37), koyun sağımının ilkbaharda başlayarak ekim ayına kadar sürdüğünü söyledi. Yaklaşık 3 ay boyunca koyun sürüsünü Mercan Dağları üzerinde bulunan Deve Çukuru yaylasında otlattığını ifade eden Orhan, "Akşamları saat 17.00'dan sabah saat 09.00'a kadar koyun otlatıyoruz. Ondan sonra sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'a kadar koyunlara sürü sahipleri bakıyor. Akşam saat 17.00'da koyunları meraya götürdüğümüzde ise gece saat 20.30-21.00 arasında koyunları bir araya toplayıp çay içiyoruz. Koyunları, saat 22.00'da kaldırıp tekrar gece saat 01.00-02.00'a arası otlatıyoruz. Saat 02.00 sıralarında da koyunları tekrar yatırıp sabaha doğru saat 04.00 sıralarında, koyunları tekrar kaldırıyoruz ve saat 09.00'a kadar otlattıktan sonra çadırlara götürüyoruz. Özellikle yağışlı zamanlarda çok zorluk çekiyoruz. Havalar soğuyor, ıslanıyoruz. Günlerimiz, kuzu yününden yapılmış bir keçenin içinde geçiyor" dedi.
"Kurtlar her akşam sürüye saldırıyor"
Meralarda zor şartlar altında koyun otlattığını anlatan Serkan Çeliker (39) ise, çobanların çilesinin 20 Nisan'da başladığını ve Deve Çukuru yaylasında devam ettiğini belirterek, "Geceli gündüzlü mala gideriz. Günde iki defa koyun sağımı yaparız ve gece boyunca koyunları otlatıyoruz. Saat 17.00'da başlayıp, 20.00-21.00 arası yarım saatlik bir çay molası veriyoruz. Daha sonra sabaha kadar koyun otlatıp, saat 09.00'da eve geliyoruz. Saat 09.00'dan saat 10.00'a kadar koyun sağıyoruz. İki saat uyuyup tekrar koyunları sağıp, akşam saat beş ve altı gibi koyunları alır, gece sabaha kadar otlatıyoruz. Bunun yanı sıra yabani hayvanlarda bizi çok rahatsız ediyor. Kurtlar, her akşam sürüye saldırıyor. Ayısı, çakalı var. Bir ton yabani hayvanla baş ediyoruz. Yağmuru, dolusu ve şimşeği derken hayatımız risk altında. Sabaha kadar keçede yatıyoruz. Keçe ıslanınca ateş yakıp, kendimizi kurutmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Yorum Yazın