CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakana sordu:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakana sordu: “Biyogüvenlik Kurulu, hangi bilimsel verilere dayanarak 3 yıl önce izin vermediği bu GDO’lu ürünlerin ithalatına izin vermiştir? Geçen 3 yılda ne değişmiştir?” Tanrıkulu’nun soru önergesi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA;
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Dr. M. Sezgin TANRIKULU
CHP İstanbul Milletvekili
Resmi Gazete’nin 16 Temmuz 2015 tarihli sayısında yayınlanan Biyogüvenlik Kurulu Kararlarına göre, Kurulun 3 yıl önce Risk Değerlendirme Komitesi ile Sosyo-Ekonomik Değerlendirme Komitesi raporlarına dayanarak “zararlı” diye, oybirliğiyle izin vermediği T25, MIR604, MON863, mısır genlerine bu kez ithalat izni verdiği görülmektedir.
Oysa bazı GDO’lu ürünlerin kansere yol açtığı, karaciğer, böbrek ve pankreasın çalışmasını değiştirdiği ve doğurganlığı azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sindirim sistemi üzerinde de hasar bırakan bu ürünler, antibiyotik direncinin ortaya çıkmasına yol açarak, sağlık üzerindeki yıkıcı etkileriyle başa çıkmayı da zorlaştırmaktadır. Yeni nesilde ortaya çıkan pek çok alerjinin nedeninin de GDO’lu besinler olduğu belirtilmektedir.
Caen Üniversitesi’nden Profesör Doktor Gilles-Eric Seralini’nin 2012 yılında yayımlanan iki yıllık araştırması, Biyoteknoloji şirketlerinin, GDO’lara izin almak için kısa vadeli (üç aylık) klinik testlerinde görünenden çok daha tehlikeli ve ciddi sonuçların ortaya çıktığını göstermektedir. Bugüne kadar GDO’larla ilgili yapılan en uzun süreli ve en kapsamlı bu klinik testte, NK603 adıyla anılan genetiği değiştirilmiş mısır çeşidi kullanılmış ve bu genin tümör, kanser, organ büyümeleri gibi etkilerinin olduğunu ortaya koymuştur.
Bu bilgiler ışığında;
Biyogüvenlik Kurulu, hangi bilimsel verilere dayanarak 3 yıl önce izin vermediği bu GDO’lu ürünlerin ithalatına izin vermiştir? Geçen 3 yılda ne değişmiştir?
Daha önce yapılan risk değerlendirme raporlarında bu genlerin zararlı olacağı için ithalatına izin verilmemesi gerektiği bilgisine yer verilmiş, Biyogüvenlik Kurulu da buna dayanarak olumsuz karar vermiştir. Kurul bu raporları neden dikkate almamıştır? Kurulun 3 yıl önceki bu raporları yok sayması yasa ve yönetmeliğe aykırı değil midir?
Bu genler için Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi oluşturulmuş mudur? Oluşturulmuşsa bu komitelerin raporlarındaki değerlendirmeler nelerdir? Bu raporalar kamuoyuna neden açıklanmamaktadır?
Şu anda Türkiye’ye ithalatına izin verilen genler hangileridir? Bunlar hangi alanlarda kullanılmaktadır?
GDO’lu yemler kullanılarak elde edilen hayvansal ürünlerin üzerinde neden “GDO’lu yem kullanılmıştır” gibi bir ibare yer almamaktadır?
Son 5 yılda ülkemize kaçak olarak getirilmeye çalışırken yakalanan GDO’lu ürünler ve miktarları nelerdir? Ne zaman, nerede ne miktarda kaçak GDO’lu ürün yakalanmıştır? Kaçak için yapılan kontroller nelerdir? Yeterli midir?
Marketlerde satılan ve menşei genellikle Kuzey ve Güney Amerika ülkeleri olan mercimek, nohut, pirinç ve benzeri ürünlerin GDO’lu genlerle üretilmediğine dair devlet güvence verebilmekte midir? Bu ürünler raflarda yerini almadan önce hangi kontrollerden geçmektedir?
Hükümet olarak GDO’lu ürünlere gösterdiğiniz müsamaha ile halkımızı, gençliğimizi ve geleceğimizi çok büyük bir tehlike içine attığınızın farkında mısınız?
Yorum Yazın