IHLAMURUN YAPRAĞI GÖĞÜS YUMUŞATICI, ÇİÇEĞİ İSE YATIŞTIRICI…
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münevver Sökmen, bazı bitkilerin çay olarak direkt tüketilmesi sırasında yan etkiler görülebileceğini söyledi.
Sökmen, yaptığı açıklamada, bitkilerde de sentetik ilaçlarda olduğu gibi hafif tesirliden güçlü olanına kadar bir yayılmadan söz edilebileceğini belirtti.
Bazı bitkilerin yüksek dozlarda zehir taşıdığına dikkati çeken Sökmen, "Bazı bitkilerin çay olarak direkt tüketilmesi sırasında yan etkiler görülebilir. Birçok maddeyi barındıran bu bitkiler tüketildiğinde, gerekli tesiri içeren madde yanında diğer maddeler de vücuda alınmaktadır" dedi.
Tedavi amacıyla tüketilen bitkilerin doz ayarının çok önemli olduğunu ancak asıl faktörün bitki seçimi olduğunu vurgulayan Sökmen, şöyle devam etti: "Psikolojik yöntemlerle tedavi edilemeyen fakat ilaç kullanmayı gerektirecek kadar ağır olmayan şikayetler, bitkisel ilaçların en önemli kullanım alanlarıdır. Bu aşamada stres ve üzüntüden uzak kalmanın yanında rahatlatıcı ve tansiyon düşürücü etkisinden dolayı ıhlamur tavsiye edilebilir. Ihlamur en çok bilinen şifalı bitkidir ancak bilinmeyen tarafı yaprağı ile çiçeği arasındaki farktır. Göğüs yumuşatıcı olarak yaprağından istifade edilebileceği gibi çiçeğinden de yatıştırıcı olarak yararlanılabilir."
Sökmen, gece uykusuzlukproblemleri olan insanların uyku ilaçları yerine rezene, anason, ıhlamur gibi sakinleştirici bitki çaylarını, gaz problemi olanların da kekik, nane, adaçayı, tarçın çayı içmelerinin rahatlatıcı uygulamalar olduğunu ifade etti.
Suyun bir kaç kez kaynatılması çayın kalitesini etkiliyor
Sökmen, bitki çaylarının hazırlanacağı demlik ya da fincan seçiminin de önemli olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "Bitki çaylarını hazırlarken kaliteli porselen demlik ya da fincan tercih edilmelidir. Özellikle uçucu bileşenlere sahip bitki çaylarının hazırlanmasında kapaklı fincan kullanılması önerilir. Porselen bir demliğe, önce çayını yapacağınız bitkiyi koyun ve üzerine gerekli miktarda su ekleyin. Genellikle bir tatlıkaşağı kuru veya bir avuç taze ot için dörtte bir litre su kullanmak gerekir."
Bitki çaylarının sallama ve kaynatılarak demleme suretiyle tüketildiğini anlatarak, "Keyfi içilecek çay, kaynatılmış suya batırmak suretiyle bekletilip içilebilir. Şifa amacıyla kullanılacak çayın ise bitkilerin şifalı kimyasallarını ayırıp suya karışması için daha uzun süre yani yaklaşık 15 dakika beklemesi gerekir. Kaynatılarak demleme kök ve dallar için daha uygundur. Suyun bir kaç kez kaynatılması, içindeki mineralleri değiştirdiği için çayın kalitesini olumsuz etkiler" diye konuştu.
Bitki çaylarının da fazlası zarar!
Prof. Dr. Sökmen, bitki ve parçalarının kullanıma uygun hale getirilmesinin uzmanlık konusu olduğunu belirterek, "Bitkilerin kurutularak bozulmadan saklanması ve gerekli karışımın yapılmış olması önemlidir. Bitkiler insan bünyesine göre farklı etkiler gösterir, bu yüzden bazı kullanıcılara faydalı olabileceği gibi bir başkasına ters etki yapabilir" ifadelerini kullandı.
Bitki çaylarının fazla içilmesinin zararlı olduğuna dikkati çeken Sökmen, "Bitki çaylarının tıbbı ilaç gibi düşünülmemesi, günde 3 fincandan fazla içilmemesi gerekir. Bitki çaylarında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, demlenen bitki çayının 2 saat içinde tüketilmesidir. Yoksa bakteri üretebilirler" dedi.
Yorum Yazın