Birleşmiş Milletler bu sene temayı böyle seçti: “Arılar artık; çevre dostu tarımsal üretimle meşguller…” Neden? Gelin bir göz atalım.
Dünyanın en çalışkan ve en üretken canlılarından olan “arılar” yüzyıllardır insanlara, bitkilere ve dolayısıyla çevreye en çok fayda sağlayan canlılardandır. Bir çiçekten diğerine polen taşıyarak, bol miktarda meyve, kabuklu yemiş ve tohum üretimine katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğe, gıda arzına, gıda güvenliğine ve insan beslenmesine büyük katkı da sağlamaktadırlar. Bu durum diğer bitkilerin tozlanıp çoğalmaları için gerekli olan tozlayıcıların sağladığı faydadan kat ve kat daha fazladır.
Tozlaşmanın önemi çevre açısından çok önemlidir. Ekolojik dengenin sağlanması için bir düzenin, bu düzen içindeki dengenin sürdürülebilir olması için ise biyolojik çeşitliliğe ihtiyaç vardır. Tüm bunların olması için ise besin zincirinin en temelinde yer alan bitki çeşitliğinin devamlılığı önemlidir. Bu açıdan bakıldığında arılar; tarımın ve insanlığın bağlı olduğu ekosistemlerin korunmasına yardımcı olmaktadırlar. Gözlerden ırak bir canlı olmasından ötürü insan refahının teminatı ve geçim kaynaklarının korunması için kritik olan birçok bitki; arı ve diğer tozlayıcılara ihtiyaç duymaktadırlar. Sadece insan gıdası olarak değerlendirilen mahsulat için değil, tüm ekosistemin sürdürülebilirliği için arılar ve diğer tozlayıcılar ekosisteme büyük hizmetler sunmaktadırlar. Bu durumun ikamesi mevcut değildir. Gelecekte herhangi bir teknolojinin de arıların sunduğu rolün yerine konulabileceğini düşünmek, insanın olumsuz etkilerini ortadan kaldırmayı geciktirecektir. Davranışlarımızı şimdiden değiştirmek geleceğimiz için önemlidir.
Gıda güvenliğinin ve insan refahının sürdürülebilirliğini sağlamak adına kelebek, uğur böceği, yabani arı gibi tozlayıcıların arasında bulunan balarılarının, insanlık ve doğal denge için taşıdıkları önemin hatırlanması ve bu konuda kamuoyunda bir farkındalık oluşturulması amacıyla 20 Mayıs; Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Arı Günü” olarak ilan edilmiş olup bu sene altıncısı kutlanmaktadır. Bu özel günün teması da Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından “Arılar artık; çevre dostu tarımsal üretimle meşguller…” olarak belirlenmiştir.
Arıcılık Okulu kurucularından Dr. Adem TURAN; 2017 yılında alınmış bu güzel kararın ardından ilk farkındalık çalışmalarının 2018 yılında başladığını belirterek doğaya verilen insan kaynaklı (antropojenik) olumsuz etkilerin bertaraf edilmesinin önemli olduğunu, hayvansal ve tarımsal üretimde doğala dönük çözümlerin üretilmesinin gerekli olduğunu dile getirdi. Arılar, tarımsal ilaçlar sonucunda ya o ekim alanlarına gitmemekte ya da gittiklerinde kovanlarına geri dönememektedirler. Bu nedenle ilaçlamanın zamanından tutun da çevresel etkisine kadar geniş açıdan düşünülmesi ve bu düşüncenin davranışlarımızda değişikliğe neden olmasını dileyerek sözlerine son verdi.
Her sene paylaştığımız gibi, bu sene de sizlerle tekrar paylaşıyoruz… Peki neler yapabiliriz?
Kişisel girişimlerimiz ile,
- Arılar için yılın farklı zamanlarında çiçeklenen yerel bitkiler ekebiliriz.
- Hobi bahçemizi ya da balkonumuzu çiçeklerle donatıp, tarım ilacından vazgeçebiliriz. Bunun yerine bilimsel olarak ispatlanmasa da kırmızı biber, sarımsak gibi ürünlerden yapılan ev yapımı ilaçlar kullanılabilir. Böylece hem arılara hem de insan sağlığına destek olabiliriz.
- Marketlerden değil de yerel üreticilerimizden bal satın alarak, onlara destek olabiliriz.
- “İyi Tarım Uygulaması” yapan üreticilerden alışveriş yapabiliriz.
- Arıcıların modern kovan alımlarına destekçi olabiliriz.
- Arılar için temiz su havuzları oluşturabiliriz.
- Orman Bölge Müdürlüklerince yapılan bal ormanı çalışmalarını destekleyebiliriz.
- Veteriner Hekimlerin bilgisi ve reçetesi dışında ilaç (özellikle antimikrobiyal) kullanmamalıyız.
- Bu bilgileri kendi sosyal çevremizde paylaşarak, farkındalığı arttırabiliriz. Unutmayalım; “arılar için arı gibi çalış” diyoruz.
Arıcılar ve çiftçiler olarak,
- Mücadele yöntemlerimizde tarım ilacı (pestisit) kullanımına azaltmalıyız ya da yöntemimizi değiştirmeliyiz.
- Tek tip ürün yetiştirmektense, farklı çeşit ürünler yetiştirmeliyiz. Arıların ilgilisini çekebilecek ürünler ekmeliyiz.
Hükümetler ve İlgili Bakanlıklar olarak:
- Özellikle ekosistemleri ve biyolojik çeşitlilik konusunda faaliyet gösteren yereldeki STK’lar gibi toplulukların karar alma süreçlerine katılımının teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi,
- Arıcılık uygulamalarında kovan değişimi gibi etkinliklerin teşvikleri de dahil olmak üzere stratejik önlemleri uygulamak,
- Tozlaşma hizmetlerini izlemek ve değerlendirmek için ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve araştırma ağları arasındaki iş birliğini artırmak. İlgili mesleklerden “uzmanlık” çalışmalarını desteklemek.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın