Ankara’nın hedefi kendi markası ile tarımın da başkenti olmak

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve FAO işbirliği ile yürütülmekte olan “Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevresinde Kentsel Tarımın ve Kırsal Yaşamın Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında, proje uzmanı Mehmet Tarakçıoğlu’nın modöratörlüğünde Garanti Markası Yaklaşımı ve Bölgesel /Yerel Gıda Ürünlerinin Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılmasındaki Kullanımı” konulu bir webinar gerçekleştirildi. İnternet üzerinden yapılan konferansın açılış konuşmalarını  Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ile FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık yaptı.

İlk sözü alan TÜRKPATENT Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, günümüzde yöresel gıdaların  öneminin giderek arttığına dikkat çekti. Ekonomilerin sürdürülebilirliklerini sağlayan en büyük dinamiklerinden birinin fikri mülkiyet  hakkı olduğun belirten Prof. Dr. Asan şunları söyledi: “Türkiye ulusal sınai mülkiyet başvurularında dünyada tasarımda dünyada 6’ıncı, markada 8’inci ve patentte 14'üncü sırada yer almaktadır. Bu verilerle Türkiye sınai mülkiyet başvuruları açısından genel sıralamada 10'uncu durumdadır. Kayıtlı coğrafi işaretler sayısı da 742’ye ulaştı. Geleneksel ürün mevzuatı da yürürlükte ve şu an 3 tane geleneksel ürün kaydı yapılmıştır. Ülkemizde şu anda 15 civarında da Garanti Markası Tescili vardır. Toplantının bu sayıyı artıracak yeni kapıları açacağına inanıyoruz. FAO ile önümüzdeki dönemde işbirliğimize devam edeceğiz.”

FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık da konuşmasında FAO’nun, herkes için gıda güvenliğinin sağlanması, aktif sağlıklı bir yaşam sürmek amacıyla yeterli ve yüksek kaliteli gıdaya erişimin garanti altına alınması için çalıştığına dikkat çekti, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ile işbirliği ile hayata geçirilen projenin bu çerçevede umut verici bir girişim olduğunu söyleyen Selışık şöyle konuştu. “İlgili sınai mülkiyet mevzuatında marka sahibi kurum, kuruluş ya da birliğin  kontrolü altında birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan “Garanti Markası” kavramı ve yaklaşımının, Ankara ilindeki  küçük ve aile işletmeleriyle kooperatiflerin ürünleriyle ilgili  değer zincirlerinin güçlendirilmesinde önemli bir yeri olacağını düşünüyoruz. Proje kapsamında da, garanti markası yaklaşımının gündeme alınması ile  seçilecek ürünler için teknik şartnamelerin hazırlanmasını hedefliyoruz.”

FAO Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi Politika Uzmanı Dimitry Zvyagintsev de yaptığı konuşmasında FAO olarak halen TÜRKPATENT ile coğrafi işatretler  konusunda işbirliklerini sürdürdüklerini söyledi. Sunumunda küçük ölçekli çiftçileri,  kalite özellikli programlar kapsamında,  nasıl bir araya getirilebileceğini anlatan Zvyagintsev “Bu tür programlar kalıcılaştırılıp bütçe sağlanabilirse üreticiler için başarı olacak” dedi. Garanti Markası, Coğrafi İşaretleme konusunda FAO politikalarını ve dünyadan örnekleri den anlatan Zvyagintsev başarı için tüm kurumlar arasında güçlü işbirliğinin şart olduğunu belirtti.

TÜKETİCİNİN GÜVENİNİ KAZANMAK ÖNEMLİ

Dünyada şehirleşmenin ve nüfusun arttığına dikkat çeken FAO Tarım Uzmanı Fazıl Düşünceli de konuşmasında bu durumun Kentsel Tarım ve Kent Çevresi Tarım tanımlarının daha fazla gündemimize girmesine yol açtığını anlattı. Düşünceli, Kentsel Tarımın daha çok şehir içinde kalan küçük alanlarda yapılan tarım alanları, Kent Çevresi Tarımın da kentleri çevreleyen alanlarda ve biraz daha geniş alanlarda yapılan tarımsal faaliyetler olarak tanımlanabileceğini ifade etti.

Ankara’da 46 bin civarında kayıtlı çiftçi olduğuna işaret eden Düşünceli şöyle devam etti “1.2 milyon hektar tarım alanıyla Ankara önemli bir tarım kenti.  Projeden ana beklentimiz ABB ile Ankara Tarımı için  bir stratejik planı hazırlama  ve kapasite geliştirmek. Üreticilerin ve kooperatiflerin verimli çalışması yönünde eğitim çalışmalarımız da gerçekleşecek.”

FAO İLE BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUZ

ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Ahmet Mekin Tüzün de Ankara’nın ciddi bir tarım kenti olduğunu söyledi. “Türkiye’de ilk onda yer alan 45, ilk üçe giren 22 adet ürünümüz var. Biraz zorlasak ve teknik olarak güçlendirsek siyasetin olduğu gibi tarımın da başkenti olabaliriz” diyen Tüzün sözlerine şöyle devam etti: “En önemli konumuz pazarlama. Bu konuda da önemli hususlardan biri de markalaşma. Kooperatiflerimizin markalaşmalarını destekleyerek, ürünlerini de kurduğumuz Başkent Marketklerde satacağız. Ankara’da coğrafi işaret ürün sayısı 12. Yeni taleplerimiz 26’ya ulaşacak. İlin Garanti Markası’nı oluşturmak istiyoruz. FAO ile beraber bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’de bir noktaya ulaşmak istiyoruz. Türkiye’de hem üretimde hem tüketimde ikinci konumdayız. Türkiyenin en büyük gıda pazarı Orta Anadolu’nun en önemli ticaret merkezi. Türkiye’nin en önemli gıda toptancı merkezi de Ankara’da. Ulusal ve küresel anlamda markalar da üreten bir iliz. Bunları bir çatı altında toplayacak bir girişim. Pazara çıktığında ‘Bu bir Ankara ürünüdür, ABB de kalitesini garanti eder” diyebileceğimiz bir yola çıktık.”

Webinarda son olarak söz alan Türk Patent Daire Başkanı Mustafa Kubilay Güzel de ilgili sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında “Garanti Markası”nı anlattı. Kavramın çok fazla bilinmediğini söyleyen Güzel “Markalar, asıl olarak işletmeleri ayırt etmeye yarar. Garanti Markası ise işletmeler tarafından piyasaya sunulan mal veya hizmetlerin üretim usullerini, kalitesini garanti eder” dedi. Garanti Markası işaretinin tüketicinin karar alma davranışını etkilediğini ifade eden Güzel, “Plajlarda Mavi Bayrak uygulaması aslında bir garanti markasıdır. Tüketiciler tatil tercihlerini sadece bu işarete göre de yapabilir. İslami Usullere Uygun Üretimi işaret eden  Helal Gıda Markası  da aynı şekilde garanti markası işaretidir. Değişik kozmetik ürünlerde o ürünün hayvanlar üzerinde denenmediğini gösteren işaretler de ürünün hayvanlar üzerinde denenmediğine yönelik işaretler de örnek olarak verilebilir” diye konuştu.

Webinar daha sonra soru cevap kısmı ile sona erdi.