Yerel yönetimlerin tarımla olan çalışmaları ile ilgili bu yazıyı yazmaya başladığımda aslında düşüncem iktidar olsun muhalefet olsun belediyelerin bölgelerinde yaptığı tarım ve hayvancılıkla ilgili çalışmaları sizlere kısa da olsa aktarmak ve diğer belediyeler için de örnek olmasıydı. Ancak kırsalda farklı bir sorun olan eğitimi kaleme alacağım.
İlk örneğim Gaziantep Şahinbey belediyesi serince köyündeki Ayşe Çetin ablamızdan. Belediye çalışmalarından biri olarak bundan iki yıl önce 16 koyun bir koç verilmiş. Tam bir yıl sonra Köy TV’ye program İçin gittiğimizde 35 e yükselmiş koyun sayısı ile günlük sütü düzenli olarak alınan küçük bir aile işletmesi olmuştu. Bugün gelinen noktada ise sattıkları hayvanla beraber iki yılın sonunda 70’i bulmuş durumda (tabi burada verilen koyunların TİGEM menşeli olması doğurganlık, süt verimi özelliğinin fazla olması önemli bir ayrıntı).
Diğer bir örneğimiz Hatay Büyükşehir Belediyesinden. Yaklaşık 35 bin aileye kırsal da dokunan belediye, ülkemizin sınır bölgesinde kırsalda yaşayan bu insanlara, tohumdan fideye destek verip dokunmakla aslında ulusal güvenliğimizde, yerel olarak çok önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Ayrıca üretimde önemli bir maliyet kalemi olan gübreyi belediye kendi imkânlarıyla üretip, maliyetine üreticiye sağlamasını da çok önemli bir destek olarak gördüm.
Önemli bir örneğimiz de Kayseri Büyükşehir belediyesinin atıl verimsiz 80 bin dönüm araziyi üretime kazanmak adına Aspir tohumu verilmesiydi ki taşocağı bile yapmakta zorlanacağınız bir alan buralar. Kayseri Tarım Orman İl Müdürü Mustafa Şahininde çalışmaları ile bitkisel yağ üretiminde yeni bir ürün olan Aspir bitkisinin üretilmesi o arazilerin boş kalmaması açısından ve bölgenin ekonomik açıdan kalkınmasında önemli bir kaynak oluşturuyor. Burada yaptığımız çekimler sırasında köylünün TAGEM Bahri Dağdaş Enstitüsü tarafından üretilen kuraklığa dayanıklı buğday türü “Taner “i başkandan destek olarak istemeleri de üreticinin teknolojiyi takip seviyesini gösteriyordu.
Bir diğer örneğimiz ise Ankara Büyükşehir belediyesinin 54 bin dekar alanı sulamaya açması, tohum desteklerinin sağlanması ve daha da önemlisi bölgede üretilen ürünlerin marketlerde pazarlanmasını sağlaması önemli bir adım. 45 bin çiftçiden 33 bine verilen destek önemli bir rakam. Ankara’ya ayrı bir parantez açmak da istiyorum. İptal edilen Anka park alanında ki yaklaşık 2 bin dönümlük arazinin Ankaralılar tarafından nasıl kullanılacağına karar verilebilmesi için yapılan anketlerde yeşilin ve nefes alabilecekleri, gezebilecekleri bir alanın yapılması ön plana çıkmışken benim şahsi teklifim TARIMPARK olması. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün AOÇ ile ilgili düşüncelerinin gerçekleştiği, tarımda kullanılan teknolojilerin güzel bir şekilde sergilenebileceği, meyve bahçelerinin oluşturulduğu, hatta ilkokul dâhil öğrencilerimizin orada toprakla, üretimle buluşması farkındalık oluşturacaktır. Bu alanların içinde yürüyüş ve bisiklet yollarının yapılması oturma alanlarının oluşturulmasına imkân sağlayacaktır.
Bu örneklerde önemli olan yerel yönetimlerin tarıma verdikleri katkılardır. İnsanımızı kırsalda köyünde tuttuğumuz zaman onların beslenmesini geçimini bulundukları yerde sağladığımız zaman aslında büyükşehirlerdeki birçok sorunun çözüleceğini göreceğiz ama bir nokta eksik kalıyor. Nedir bu? Kırsalda bu köylerimizdeki kapanan 20 bine yakın okulun tekrar devreye sokulmasıdır. Okullar olmadan bu kadar destek, karşılığını bulabilmesi gerçekten zor! Bu insanların oturdukları bölgelerde geçimlerini sağlamanın yanında eğitimlerini de sağlamak kırsaldan şehir göçü önlediği gibi tam tersi şehirden kırsala yeniden geri dönüşün önünü açacaktır.
Tıpkı Gaziantep Şahinbey’de olduğu gibi. Yerel yönetimlerin bu fedakârlıklarının yanına MEB bu çalışmayı yapmalıdır.
Yorum Yazın