
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), bitkisel ve hayvansal üretimimizin geleceğini şekillendiren, adeta tarımımızın beyni ve Ar-Ge üssüdür. TAGEM, bitki ve hayvanlarda iklim değişikliği, kuraklık, don, dolu, sıcak, soğuk, su baskını gibi çeşitli doğal afetlere dayanıklı, daha verimli tohum, fide, fidan, küçükbaş, büyükbaş, manda üzerine çalışmalarını yapan, yüksek verimli türler geliştirmek üzere Anadolu'nun farklı bölgelerindeki enstitüleri aracılığıyla özveriyle çalışmaktadır. Bu çalışmaların yapılabilmesi için uzman ekibin yanında, kritik öneme sahip çalışma arazileri korunması, kollanması, herhangi bir şekilde ranta kurban edilmemesi gereken son derece önemli yerler. Topraksız bu çalışmaları nasıl yapacaksınız?
Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı, birçok konuşmasında, tarım aynı savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip demişti. Tıpkı savunma sanayimizin İHA ve SİHA projeleri gibi stratejik öneme sahip olan tarım sektöründe de TAGEM, bu alandaki Ar-Ge çalışmalarının yürütüldüğü "kozmik oda" niteliğindedir. Anadolu’ya ait bütün genlerin çalışma ve daha iyiye geliştirme merkezidir. Bu nedenle, TAGEM'e bağlı araştırma enstitülerinin kritik öneme sahip arazilerinin korunması ve amaçları dışında kullanılmaması hayati bir zorunluluktur.
Bunu niye anlattım? 28-30 Nisan’da gerçekleştirilen 4. Tarım Orman Şurasında, bu konuyu çalışan komisyon kararları arasında, TAGEM arge arazilerinin korunması gerekliliği ile ilgili bir madde göremedim! Şura komisyon çalışmalarında, mevcut topraklarımızın korunması gibi genel bir ifadenin yeterli görülmesi, bugüne kadar yaşanan toprak kayıplarını göz önüne aldığımızda yetersiz kalmaktadır. Kaldı ki, bu enstitü arazilerinin toprak kalitesi ve biyoçeşitliliği, kolaylıkla ikame edilemeyecek düzeydedir.
Ne yazık ki, TAGEM'e bağlı enstitü arazilerinin zaman içinde farklı amaçlara tahsis edildiğine tanık olmaktayız. Bu milletin gelecekteki gıda güvenliği ve teminine ihanet etmek değil midir? Konya’da kuraklığa dayanıklı buğday çeşitleri geliştiren Bahri Dağdaş Enstitüsü arazilerinin şehir hastanesine verilmesi doğru muydu? Mecliste konuyu bölgenin vekilleriyle çok tartışmıştık. Daha fazla yer alınmayacağı söylenmişti! İlerleyen günlerde göreceğiz!
Giresun'da fındık araştırmaları yapan enstitünün ortasından mahkeme kararına rağmen açılan yol ayrı bir mesele! Sanki fındık bizim sadece çerezimiz, en büyük ihraç ürünümüz değil.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi narenciye ve meyvecilikte önemli çalışmalar yapan Mersin Alata Enstitüsü’nün arazilerinin, önce otoban bağlantılarıyla parçalanması sonrasında bu parçalardan bir kısmı ile ilgili farklı amaçlara yönelik kullanılacağı, devredileceğine dair TBMM’de çok değişik kulis bilgileri dolaşıyor.
Üzerine yapılan sözde iyi amaçlı yapıların mahkemeye taşınmasına rağmen, hala aynı konuları konuşmak normal mi? Sözde iyi niyetle başlayan devirlerin sonrası malum değil mi? Siyasilerin bu işin hangi boyutunda olduğunu da sormak lazım! Neden böyle olmasını istiyorlar?
4. Tarım Orman Şurası’nda birçok konu hassasiyetle yer almasına rağmen, TAGEM’in ar-ge arazilerinin korunması gibi kritik bir meselenin yeterince vurgulanmaması anlaşılır gibi değil. Buna anlam veremiyorum! Bunun sonuçlarını bugün kötü, yarın çok daha kötü bir şekilde görmeyecek miyiz?
Ümit ediyorum ki 5. Tarım Orman Şurası’nda bu konunun olumsuz sonuçlarını değerlendirmeyiz. Ve yine ümit ediyorum ki yeni bir Şuraya kadar topraklarımızı amaçlarına uygun şekilde kullanabiliriz. Aksi takdirde, gelecek nesillerin gıda güvenliğini tehlikeye atmış oluruz.
Yorum Yazın