TOFİDAS
Harun Göksel

Harun Göksel

Mail: [email protected]

Gıda tekellerinin 3 milyarlık vurgunu!

Gıda tekellerinin 3 milyarlık vurgunu!

Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu, kırmızı et sektöründeki kayıt dışılığı yakın takibe aldı. Bu kapsamda sektöre yönelik incelemelerde, önde gelen dört büyük üreticide tam 3 milyar liralık kazancın kayıt dışı bırakıldığı tespit edildi. Ayrıca sürece, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı veteriner hekimler de dahil edildi. Denetimler sırasında firmaların büyükbaş hayvan üretim tesislerinde fiili sayım yapıldı, işletmelerdeki canlı hayvan varlığı ve küpeleri kontrol edildi.

Bu haber, bazı önemli gerçekleri gözler önüne seriyor. Birincisi; bakanlıklar koordineli çalıştığında birçok sorunun çözüme kavuşturulabileceğini görüyoruz. İkincisi; kayıt dışı bırakıldığı tespit edilen 3 milyar liralık kazancın et piyasasındaki karşılığı yaklaşık 8 bin ton et yapıyor! Türkiye'nin 2023 yılı kırmızı et üretiminin yaklaşık 2,4 milyon ton olduğu düşünüldüğünde, bu rakam mevcut belki çok azını denk gelebilir. Peki, bu ne anlama geliyor?

Bu kadar büyük bir kayıt dışı ekonomi, kapsadığı dönemde piyasanın manipüle edilmesine olanak sağlayıp adil bir rekabet ortamına engel olmuyor mu?

Kayıt dışı kazançların büyüklüğü, fiyat hareketlerinde istendiği gibi oynanabileceğini gösteriyor. Nitekim Ramazan ayı boyunca et fiyatlarını sabitleme kararına rağmen karkas et fiyatlarının yükselişe geçmesi, piyasa üzerindeki manipülasyonların boyutunu gözler önüne seriyor. Toptanda et 10 ₺ arttığında, piyasaya 50 ₺ olarak yansıyor! Bu tablo, sektörde tekelleşmenin varlığını açıkça ortaya koymuyor mu?

Aslında bu yalnızca kırmızı et sektörüne özgü bir durum da değil. Türkiye’nin tarımsal üretiminde birçok önemli kalemde benzer bir tekelleşme tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Adıyaman’ın tütününde Amerikan firmaları, Rize’nin çayında İngiliz şirketleri, Karadeniz’in fındığında İtalyan sermayesinin etkisi var. Cips firmalarının yönlendirdiği patates üretiminde planlama yapamıyor, meyve suyu sektöründeki tekelleşme nedeniyle meyvenin dalında 3 kuruş etmesi sonucu üreticilerinin zarar ettiğini görüyoruz.

Peki, bu tekelleşmelerin arkasında kimler var? Devlet bile mücadelede zorlanırken, bu yapılanmalardan fayda sağlayan sermaye sahipleri kim? Yabancı firmalarla iş birliği içinde olan yerli firmalar, ülkenin tarım ve gıda sektörüne nasıl yön veriyor? Bu yapıların siyasette ve kamu kurumlarında uzantıları yok mu?

Gözümüzün önünde olup biteni görmezden gelmek mümkün mü? Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe adil ve sürdürülebilir bir piyasa yapısı oluşturulması için kayıt dışılıkla mücadelenin yanı sıra, tekelleşme karşıtı daha güçlü önlemler alınması şart! Üreticiyi, tüketiciyi ve ülke ekonomisini koruyacak politikalar geliştirilmeli; piyasanın belirli grupların çıkarlarına göre şekillendirilmesine izin verilmemelidir. Aksi halde yalnızca kırmızı ette değil, tüm tarımsal üretimde daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Ette ithalat lobisinin, unda ithal buğday isteyenlerin lobisinin ayaklarına bastıkça sesi çıkanlara bakın! Kırk haramileri göreceksiniz!

Makale Yorumları

  • Murat19-02-2025 11:44

    Merhaba Harun Bey,Hesapta bir yanlışlık yok mu? Toplam tüketimin 2 milyon tondan daha az olan ülkemizde kaçak nasıl 8 milyon ton oluyor? Kaldı ki 8 milyon ton et 8 milyar kilo yapar. Bu durumda 3 milyar TL kaçağı göz önüne alırsak etin kilosu 0,375 TL olması gerekiyor. Bu noktayı aydınlatırsanız seviniriz. Saygılar

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar