Şekerbank
Prof.Dr. Bülent Gülçubuk

Prof.Dr. Bülent Gülçubuk

Mail: [email protected]

Dünya Kadın Çiftçiler Günü Bir Şey İfade Ediyor Mu?

1995 yılından bu yana, her yıl 15.Ekim günü “Dünya Kadın Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır. Bunun ile kadın çiftçilerin, tarımda çalışan kadınların hem sorunlarına dikkat çekmek hem de kadınların tarımdaki etkinliğinin nitelik olarak artırılması amaçlanmaktadır. Fakat bu genelde iyi niyetten öteye geçmemektedir. Türkiye de 1997 yılından beri her yıl 15.Ekim tarihini “Kadın Çiftçiler Günü” olarak kutlamaktadır. Tarımda çalışan kadınların, çiftçi kadınların içinde bulundukları çalışma, yaşam ve sosyo-kültürel koşullar 15.Ekim’in aslında bir kutlamadan çok, “Anma Günü” olarak ön plana çıkmasına neden olmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu 2015 Haziran verilerine göre Türkiye’de tarımda istihdam edilen yaklaşık 5,5 milyon çalışanın yarıya yakınını (2,6 milyon) kadınlar oluşturmaktadır. işgücüne katılan her üç kadından birisi tarımda yer almaktadır. Tarım sektörü Türkiye’de kadınlar en fazla iş alanı bulduğu daha doğrusu bulmak zorunda kaldığı bir sektördür. Kadınlar ülkemizde tarımsal üretimin ve gıda güvencesinin temel taşını oluşturmaktadır. Bu nedenle kadınlar tarımın vazgeçilmez aktörleridir. Fakat bu kadınlara devlet, hükümetler, toplum hak ettikleri karşılığı veriyor mu, diye sorduğumuzda ortaya kocaman bir “sıfır” çıkıyor. Temel veriler ne yazık ki bunu doğruluyor. Çünkü; tarımda çalışan kadınların %95’inden fazlası kayıt dışı çalışıyor. Yani, sosyal güvenlik haklarından mahrumlar. Tarımdaki kadınlar kendi adlarına girişimci olamıyor. Kendi hesabına çalışan veya işveren konumundaki kadın oranı %5’i ancak zorluyor. Tarımda çalışan kadınların %80’ine yakını ücretsiz aile işgücü olarak çalışmaktadır. Tarımda çalışan, kırsalda yaşayan kadınlar arasında “tarım veya tarım dışı girişimcilik” binde 1’i bile bulmamaktadır. “Mevsimlik tarım işçisi” olarak çalışan kadınlar en zor çalışma ve yaşam koşullarında yaşamlarını devam ettirmektedir. Bu kadınlar yaşamın bütün zorluklarını omuzlarında hissetmektedir. Toplam nüfusun yarısını oluşturan kadınlar eğitim, ekonomi, ticaret ve genel olarak sosyal alanlarda çeşitli engellerle karşılaştığı için yoksulluk tarımdaki, kırsaldaki kadınlar arasında daha da yaygınlaşmaktadır.

Tarımdaki kadınlar, çiftçi kadınlar hep ihmal edilmekte ve varlıkları neredeyse yok sayılmaktadır. Sosyo-politik ve ekonomik önlemlerin, politikaların üretilmesinde çoğunlukla kentteki kadın dikkate alınır, tarımdaki kadına yönelik ise özel politika araçları geliştirilmemektedir. Tarımda çalışan kadınlar hiçbir örgütlülüğe sahip değildir. Bu ise hak arama, işçi sağlığı ve iş güvenliği, ücret eşitsizlikleri, yaşam koşullarının iyileştirilmesi gibi temel haklara erişmede önemli bir sorun ve engel olarak durmaktadır.

Toplumun beslenmesinde, gıda güvencesinde, ailelere ekonomik katkı sağlanmasında, ev içi ve ev dışı rolleri yerine getirerek sosyo-kültürel koşulların iyileşmesine katkıda bulunmasında bu kadar çok önemli görevler üstlenen kadınlar ne yazık ki; kayıt dışılık, sosyal güvenlik uygulamalarından yoksun olma, yoksullukla baş başa kalma, girişimci olamama, emek-yoğun işlerde çalışma, mevsimlik tarım işçilikte bir yanda ağır koşullarda çalışma bir yandan da yer yer dışlamacılıktan dolayı toplumun en dezavantajlı gruplarından birini oluşturmaktadır. Sorunlar 15.Ekim günlerinde sadece ritüel haline dönüşen kutlamalarla çözülemiyor. Tarımdaki kadınlar, çiftçi kadınlar kendilerine onyıllardır hep söz verilen iyileştirme politikalarının ısrarlı bir biçimde uygulanmasını bekleniyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar