Yağlı tohumlu bitkiler; gıda, enerji, yem, boya ve kimyasal sektörlerinde yoğun olarak kullanılan ürünlerdir. Dünyada giderek artan nüfusa paralel olarak, yağlı tohumlu bitkilerden elde edilen ürünlerin tüketimi de artmaktadır.
Ülkemizde de yağlı tohumlu bitkilerden elde edilen ürünlerin tüketimi de, son yıllarda bu eğilime paralel olarak artış göstermektedir.
Türkiye, iklim ve toprak özellikleri dikkate alındığında, gıda sanayi, yem, kozmetik, boya ve enerji gibi farklı ve stratejik sektörlerin ham maddesinin temin edildiği yağlı tohumlu bitkilerin üretimi bakımından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen, ekim alanlarının artış gösterdiği yıllarda bile, yağlı tohumlu ürünlerden elde edilen ürünlerin ihtiyacını karşılayacak düzeyde üretim gerçekleştirilememiştir. Türkiye ihtiyaç duyduğu, yağlı tohum, bitkisel ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinin büyük bir miktarını yıllardır ithalat yoluyla karşılamaktadır.
2013 sektör raporlarına göre Ülkemiz petrolden sonra en büyük ithalatı gıda tarım ürünlerinde 11,2 milyar dolar ile yapmıştır. Gıda ve tarım ürünleri için ödenen paranın 3,68 milyar doları yağlı tohumlu ürünler ( yağlı tohum, bitkisel ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesi) için harcanmıştır.
Farklı iklim ve toprak özelliklerine sahip olan Türkiye’de palm ve hindistan cevizi hariç, yağlı tohumlu bitkilerin tamamı (ayçiçeği, çiğit, kolza, kanola, aspir, soya, yerfıstığı, susam, haşhaş, keten ve kenevir tohumu) başarıyla yetiştirilebilmektedir. Türkiye ihtiyacı olan yağlı tohumlu bitkilerin üretimini gerçekleştirecek potansiyelini harekete geçirebilmesi için;
Tarım havzaları sisteminin başarıyla uygulanması; bölgelere göre uygun ürünlerin seçilmesi ve bu ürünlere uygulanan prim sisteminin doğru belirlenmelidir.
Sulanabilir tarım alanları için tüm imkânların seferber edilerek sulu tarıma açılması ve bu alanlarda soya, pamuk, ayçeği, susam, kanola ve yerfıstığı tarımının yapılması, nadas alanlarının aspir ekimi için kullanılmalıdır.
Yağlı tohumlu ürünlerin üretiminde entansif tarımın yapılabilmesi için girdi maliyetleri, ürün satış fiyatı, pazarlama ve prim konularınında kararlı bir devamlılığın sağlanmalıdır.
Bu uygulamalar gerçekleştiğinde yağlı tohumlu ürünlerin ithalatçısı konumundan, ihracatçı olmayı başarabiliriz.
Yorum Yazın