Bu hafta Mersindeydim. Biliyorsunuz limon hasatıyla beraber ortaya çıkan ciddi sorun var. Üreticinin diktiği para etmediği için ağaçları sökmek zorunda kalıyor! Peki limondaki sorun ne? Bugün mü ortaya çıktı?
Mersin’de geçen sene rekolte 865.000 ton. Bu sene 1 milyon 60 bin ton.İhtiyacımız ve ihracatımızın rakamları düşünülmeden, plansız ekimle 4-5 sene önce dikilen fidanlar ürüne döndü. Sahada rekolteyi tespit edemeyip, içerde fiyat yükselmesin siyaseti ile yasaklama getirdiğimiz ihracat dönemini hatırlarsınız! O dönem firmalar, önce dış pazarımızı, daha ucuz maliyetle üretim yapan Mısır’a,Tunus’a,İspanya’ya kaptırdı. Bir de üstüne limon ihracatımızın ağırlığını oluşturan Rusya ve Ukrayna, savaşa girince bütün hesaplar altüst oldu… Bugün hızlı karar mekanizmasını işletemezsek, sorunları öngörmez ve önlem alamazsak,daha kötü sonuçlar kaçınılmaz olur..
Şu anda toplama maliyetini karşılamayan limon,bugün gözardı edilir, ağaçlar sökülürse, sadece ülkeye gelecek olan Dövizden değil geçimini bundan sağlayan 100 binlerce aileyi de ekmeğinden ederek mağdur halde bırakabilir…
Konuyla ilgili bilgi aldığımız Capital Agro firması yönetim kurulu başkanı Mustafa Babuş aynı sorunların altını çizdi. Bir ürünün tarla fiyatı hariç, fabrikadan çıkana kadar 10 TL’yi geçen maliyete bir de gümrüğe gidene ve gümrükten çıkana kadar ki 55 cent(16₺) maliyet eklendiğinde ,ihracatın ne kadar zor olduğunu anlamak mümkün diyen Bobuş, “Destekleme ve fiyat istikrar fonu”n acilen en az 2₺ olarak açıklanması gerektiğini söyledi. Mersin’de ihracatçının bahçede toplama yapacak işçiyi bile bulmakta ciddi zorluk çekmesi,bu konunun acilen ele alınıp çözüm getirilmesi ,gerekirse konteyner kentler kurarak, yurtdışından geçici ucuz işgücü bulabilmek için müdahalenin yapılmasını istedi.
Mersin Hal Komisyoncular dernek Başkanı Münir Şen ise, hal yasasının bir an önce çıkmasının gerekliliğinin altını çizdi. Girdi maliyetlerinin yüksekliğinin, tarladan sofraya büyük farkların oluşturma sebebinin kendileri değil,mazot gibi işçilik gibi her bir etkenin, aşırı derecede yükselmesinden kaynaklı olduğunu söyledi.Mersin’de tarıma dayalı sanayinin %1 olduğunu söyleyen Başkan Şen, sen içtiğimiz meyve sularının dörtte üçünün Brezilya’ya ait olduğunu söyledi. Şimdi bütün bunları üstüste koyduğumuz zaman gelinen noktada ,Bakanlığın acil müdahalesini gerektiriyor. Bugün mecliste bütçe görüşmeleri yapılacak Tarım Orman bakanlığının. Narenciyedeki ve benzeri bütün sorunların çözümlerini sağlayacak bir bütçenin belirlenmesi ve bakanlığın başta üretim planlaması olmak üzere tüm projelerinin önünün açılması gerekmektedir. “Sen Üret Yeter” sloganının altını doldurabilmemiz, İşlevselliğini sağlayabilmemiz ve sürekliliğini mümkün kılabilmemiz için sizce de bunlar önemli ve elzem değil mi! ….
Cumhuriyetin 100. yılında lütfen limonun suyu çıkmasın!..
Limon üreticisi 100. yılı nasıl hatırlayacak sizce!….
1930 lu yıllarda İtalya’dan getirildi ve Mersin Antalya ve Ege’nin bazı bölgelerinde aşılandı.
İskenderun demirçelik fabrikası kuruldu, parası portakal ile ödendi…
Nazilli basma fabrikası kuruldu, parası portakalla ödendi…
Kayseri Sümerbank tekstil fabrikası kuruldu, parası portakalla ödendi..
Şişecam fabrikası kuruldu, parası portakalla ödendi…
Aliağa rafinerisi kuruldu, parası portakalla ödendi ve daha bir çok fabrika, Ruslar tarafından yapıldı ve ödemesi portakalla limonla yapıldı. Şimdi ne oldu da portakalla limon ile değil fabrika kurmak, ev kuramaz olduk!…
Yorum Yazın