TOFİDAS
Harun Göksel

Harun Göksel

Mail: [email protected]

Arının Görmediği Bala Alışmıştık, Şimdi de Süt Görmeyen Peynir Çıktı!

Arının Görmediği Bala Alışmıştık, Şimdi de Süt Görmeyen Peynir Çıktı!

Geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyon ton fazla süt arzı varken, artık sütü görmeyen peynirin de icat edildiğini görüyoruz!

Gıda Komitesi belirli aralıklarla toplanıyor. Tarım ve Orman, Hazine ve Maliye, Ticaret Bakanlıkları ile Cumhurbaşkanlığı ve ilgili kuruluşlardan oluşan bu komite, üretimden ticarete ve ekonomiye kadar gıda sektörünün en üst düzey ekibini bir araya getiriyor. Komitede kararlar alınıyor, sahada uygulamalar yapılıyor. Ancak, sonuç değişmiyor!

Geçtiğimiz yıl yalnızca gıda kontrol ekipleri 1.329.758 denetim gerçekleştirdi, cezalar kesildi ama sahtekârlık devam ediyor. Her gün yeni bir üretici firmanın adı, taklit ve tağşiş listelerine ekleniyor. Peki, bu firmaların üretimi durduruluyor mu? Market raflarından ürünleri toplatılıyor mu? Hayır! Sahte ve düşük kaliteli ürünler, hâlâ tüketicinin karşısına çıkıyor.

Sorumluluk yalnızca üretici firmaya mı ait? Ürünü raflarına yerleştiren marketler, e-ticaret siteleri ve diğer aracılar neden sorumluluk taşımıyor? Üretici firmanın geçmişte sahtekârlık yaptığı bilindiği halde, ticari izni yenilendi diye ürünlerini satmaya devam eden marketler neden ceza almıyor? Ayrıca, yalnızca bakanlıkların ceza kesmesi yeterli mi? Ticaret ve esnaf odaları da bu firmalara yaptırım uygulayamaz mı?

Daha önce sahtekârlık yapıp kapatılan firmaların, aynı kişiler tarafından farklı isimlerle tekrar üretim yapmasına izin verilmesi ne kadar doğru? Karşılıksız çeklerde olduğu gibi, gıda sahtekârlığı yapanlara da ticari yasak getirilmesi gerekmez mi?

Denetimlerde kurallara uyan firmalar neden ödüllendirilmiyor? Taklit ve tağşiş yapanların isimleri teşhir ediliyorsa, belirli bir süre boyunca hiçbir usulsüzlüğe rastlanmayan market ve firmalar da kamuoyuyla paylaşılmalı. Böyle bir sistem, gıda denetim ekiplerinin işini de kolaylaştırır. Örneğin, sahtekârlık yapan üretici ve marketler daha sık denetlenirken, güvenilir firmalara daha seyrek denetim uygulanabilir. Böylece kaynaklar daha verimli kullanılmış olur.

Bir de fiyat meselesi var. Türkiye, gıda fiyatlarındaki artışta dünya birincisi. Pandemi döneminde 25 TL’ye satılan maskenin en fazla 1 TL’ye düşürülmesi sağlanmıştı. Ramazan boyunca bazı yerlerde et fiyatları sabitlenebiliyorsa, neden temel gıda ürünleri için benzer bir uygulama getirilmiyor? Serbest piyasa denilince akla sadece et ve maske mi geliyor?

50 bin farklı ürünün fiyatını takip etmek, alım gücünün düştüğü bu dönemde, tüketiciyi market zincirlerinin insafına bırakmak anlamına mı geliyor? Aroma ithal ederek, zeytini görmeyen yağın piyasada satışına nasıl "dur" diyeceğiz?

Sorular açık, çözümler belli. Ancak uygulanmadığı sürece, sahtekârlık da fahiş fiyatlar da devam edecek!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar