Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, FAO ve Türkiye, bölgesel bir yaklaşımla gıda güvenliğiyle ilgili sorunlarda işbirliğini güçlendiriyorlar.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) ülkeleri için bir Sürdürülebilir Gıda Sistemleri için Bölgesel İşbirliği Merkezi kuran yeni FAO projesinin tanıtımı 8 Aralık tarihinde gerçekleştirilen çevirimiçi toplantı ile başladı. FAO, Türkiye ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı arasında bir işbirliği çerçevesi sunan ve üç yıl sürecek olan proje, FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı (FTPP II) çerçevesinde Türkiye tarafından 500 bin ABD Doları bütçeyle finanse ediliyor.
Merkez, gıda sistemlerini daha sürdürülebilir hale getirme nihai amacı ile, 13 üye ülkeye gıda güvenliği ve güvenilirliği, yoksulluğun azaltılması ve sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi hakkında tavsiye, rehberlik ve bilgi sağlayacak.
Projenin, ülkelerin COVID-19'un gıda ve gıda güvenliği üzerindeki etkilerinden kurtulmalarına ve ekonomilerini yeniden inşa etmelerine yönelik olarak önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Proje çerçevesinde yürütülecek çalışmalarla, KEİ üye ülkelerinin, 2023 yılı itibariyle, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğini analiz edip izleyebilecek ve gıda sistemlerini gelecekteki şoklara ve krizlere karşı daha dirençli hale getiren eylemleri uygulayabilecek araçlara sahip olması hedefleniyor.
Etkinlik, FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Birinci Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Ebru Barutçu Gökdenizler ve T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan'ın konuşmalarıyla başladı. Konuşmacılar, toplam yüzölçümü yaklaşık 20 milyon km² olan ve 337 milyon kişinin yaşadığı KEİ üye ülkelerinde sürdürülebilir gıda sistemlerini geliştirmenin önemini vurguladılar.
Proje lansmanının çok doğru bir zamanda gerçekleştiğini belirten Büyükelçi Gökdenizler, “COVID-19 salgını bize gıda güvenliği ve tedarik zincirleri de dahil olmak üzere insanların tüm alanlardaki çabalarının ne kadar kırılgan olabileceğini gösterdi" dedi. Gutu konuşmasında, yeni kurulan merkezin özellikle gıda sistemlerindeki zorluklara yapıcı ve bölgesel yanıtlar üretmede bir araç olacağının altını çizdi. Gutu’nun ardından katılımcılara seslenen Çağlayan Özcan, “bu proje sürdürülebilir gıda sistemleri için bir rol model olacak” diyerek, projenin aynı zamanda bölge ülkeleri arasında işbirliğini güçlendireceğini de sözlerine ekledi.
Çalıştayda, potansiyel proje yararlanıcılarının kimler olduğu, projenin beklenen etkileri, sonuçları ve çıktılarının yanı sıra yönetişim mekanizmaları da tartışıldı. Projenin ilkeleri, tüzükleri ve prosedürleri de gündemdeki diğer başlıklardı.
Ayrıca, katılımcılar, kurulacak merkezin, Eylül 2021'de düzenlenecek olan Gıda Sistemleri Zirvesi'nin hazırlıklarına nasıl katkı sağlayacağını ayrıntılı olarak ele aldılar.
1992 yılında kurulan KEİ, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova Cumhuriyeti, Kuzey Makedonya, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna'dan oluşmaktadır. Bölge ayrıca, tarımsal gıda ticaretinin önemli bir paya sahip olduğu, yıllık 167 milyar ABD Doları’nın üzerinde bir iç ticaret hacmine sahip.
FAO-Türkiye Ortaklık Programı Hakkında
FAO-Türkiye Ortaklık Programları, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve diğer ilgili ülkelerde gıda güvenliğinin sağlanması, kırsal yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele ve ekosistemlerin korunmasına destek olmayı amaçlar.
2007’de kurulan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP) ilk fazı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan 10 milyon ABD Doları tutarındaki güven fonundan finanse edildi. Programın ilk fazı olan 2009-2015 yılları arasında 16 ülkede 28 proje uygulandı. 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon ABD Doları tutarındaki ek finansmanı ile FTPP'nin ikinci fazı ve aynı zamanda FAO-Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı (FTFP) başlatıldı. Böylece Türkiye’nin bu Programlar çerçevesindeki toplam katkısı 30 milyon ABD Doları’na ulaştı.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın