Dünyada en çok yetiştirilen tarımsal ürün olan buğday, gelişmekte olan birçok ülkede 1 milyardan fazla insan için bir besin ve geçim kaynağıdır. Tarihsel olarak baktığımızda, pas hastalıkları buğday için en büyük tehditlerden birisidir. Bu hastalıkların sıklığı, kapsamı ve etkisi son yirmi yılda önemli ölçüde artmış ve küresel gıda güvenliği endişesini artırmıştır. Pas hastalıklarına mantari etmenler neden olur ve bunlar rüzgarla büyük mesafelere hızla yayılarak ilk tespit edildiğinde etkili bir şekilde kontrol altına alınamazsa önemli zararlara yol açarlar. Ek olarak, mantari etmenlerin yeni ırklar geliştirme kapasitesi yüksek olduğu için çoğu buğday çeşidi pas hastalıklarına karşı savunmasız durumda kalabilir. Pas hastalıkları Dünyadaki tüm buğday ekilen bölgelerde görülse de, Orta Asya ve Kafkasya bölgeleri en çok etkilenen bölgeler arasında yer almaktadır.
Bu gerçeklerin farkında olarak, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Kurak Alanlarda Tarımsal Araştırma Merkezi (ICARDA), Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT) ve Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ortaklaşa olarak 8-17 Mayıs 2022 tarihlerinde İzmir'de bir eğitim çalıştayı düzenledi. FAO – Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP II) desteğiyle düzenlenen “Orta Asya ve Kafkaslarda tahıl pas hastalıklarının izlenmesi, ırk analizi ve yönetimi konusunda eğitim çalıştayı”, buğday pas hastalıklarını önleme ve yönetmeye yönelik olarak ülkelerin kapasitelerini geliştirmek için Orta Asya ve Kafkas ülkelerinden genç bilim insanlarıyla uluslararası kuruluşlardan uzmanları bir araya getirdi. Eğitim çalıştayı, buğday pas hastalıklarının yönetimi için bölgesel işbirliğinin önemini ve Bölgesel Tahıl Pas Hastalıkları Araştırma Merkezi'nin rolün ortaya koydu. Çalıştayda ayrıca buğday pas hastalıklarının izlenmesi ve yönetimine ilişkin prensipler ve teknikler sağlandı ve yararlanıcı ülkelerden (Azerbaycan, Tacikistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye) buğday pas hastalıklarının durumu hakkında güncel bilgiler sunuldu. Katılımcılar, bölgedeki hububat zararlılarını ve hastalıklarını etkin bir şekilde izlemek, önlemek ve yönetmek için politika seçeneklerini tartışma fırsatı buldular ve ayrıca buğday pas hastalıklarını yerinde incelemek için buğday tarlalarını ve ilgili tesisleri ziyaret ettiler.
Açılış oturumunda Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü (ETAE) Müdürü Ali Peksüslü, enstitüyü tanıtarak kurumun ana faaliyetlerini anlattı. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Suat Kaymak, küresel ve yerli (Türkiye) buğday üretimine ilişkin istatistiki bilgileri paylaşarak buğday üretimiyle ilgili çalışmalar ve iklim değişikliğinin etkileri ile ilgili endişeleri vurguladı. TAGEM Tarla Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Suat Yılmaz, tahıl pas hastalıklarının buğday için oluşturduğu tehdidin, COVID-19 pandemisinin insanlık için oluşturduğu tehlikeler kadar ciddi olduğunu vurguladı. ICARDA Türkiye Temsilcisi Mesut Keser, pas hastalıklarıyla mücadeledeki başarının konuyla ilgili altyapı, bilimsel çalışma ve verimli bölgesel işbirliğine bağlı olduğunu belirtti.
Tarım ve Orman Bakanlığı AB Uzmanı Burak Güresinli, FAO-Türkiye ortaklık proğramının (FTPP) önemine dikkat çekerek, Türkiye'nin FAO'ya en çok mali katkı sağlayan 15 ülke arasında yer aldığını kaydetti. Güresinli, CAC-Rust projesinin FTPP II'nin öne çıkan bir projesi olduğunu da vurguladı. FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, FAO'nun daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşam olmak üzere dört alanaodaklanarak üretim sistemlerinin sürdürülebilirliğini ve dayanıklılığını geliştirmek için belirli stratejik hedefler belirlediğini açıkladı. Selışık, buğday pas hastalığı yönetimi gibi alanlarda bölgesel işbirliklerinin geliştirilmesi için FAO-Türkiye Ortaklık Programı'nın ve FAO'nun Türkiye'deki çalışmalarının önemine de vurgu yaptı.
Uluslararası işbirliği ve sürekli izleme, hastalıkla bölgesel ve küresel düzeyde mücadele etmenin anahtarıdır.
Teknik oturumlar, FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi'nden Fazıl Düşünceli’nin “Orta Asya ve Kafkaslarda buğday pası hastalıklarının izlenmesi ve yönetimi için bölgesel işbirliğinin ve ulusal kapasitelerin güçlendirilmesi (CAC-Rust)” projesiyle ilgili sunumuyla başladı. Düşünceli, FAO'nun Borlaug Küresel Pas Girişimi (BGRI) kapsamında bölgesel çalışmalara desteğini sürdürdüğünü belirterek projenin amaçlarını ve planlanan faaliyetlerini detaylandırdı. Ayrıca, hastalığın etkin yönetimi için bölge ülkeleri arasında işbirliğinin ve bilgi alışverişinin önemine dikkat çekti.
Türkiye-ICARDA Bölgesel Tahıl Pas Araştırma Merkezi (RCRRC) koordinatörü ve ICARDA uzmanı Kumarse Nazari, eğitim programının bir taslağını sundu ve pas hastalıklarının izlenmesi, örnekleme, numune hazırlama, örneklerin korunması ve ıslah tekniklerine odaklanan bir dizi teknik bilgi paylaştı. Ayrıca, ırk analizleri ve saha koşullarında hastalık dayanıklılık testleri ile ilgili yöntemlerin ayrıntılarını da veren Nazari, bölgedeki buğday pas hastalıklarının izlenmesi ve yönetiminde merkezin çalışmalarını ve rolünü anlatarak ulusal kurumların kapasite geliştirme ihtiyacını vurguladı. Nazari daha sonra kursiyerlere merkezin laboratuvarlarını ve tarla deneme alanlarını gezdirdi. ICARDA Fas ofisinden Wuletaw Tadesse Degu, ICARDA’nın biyotik ve abiyotik streslere yönelik yazlık ıslah programını sundu.
Danimarka Aarhus Üniversitesi Küresel Pas Referans Merkezi'nden uzmanlar (Mogens Hovmoller) küresel pas ırklarının dağılımı hakkında çevrimiçi bir konferans verdi. Bunun yanı sıra CIMMYT’in Türkiye (Beyhan Akın), Meksika (David Hodson) ve Kenya'daki (Sridar Bhavani) ofislerin den uzmanlar sırasıyla buğday ıslahı, küresel pas izleme sistemi, ve CIMMYT'nin paslar üzerindeki çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
Genel değerlendirmelerde, pas hastalıklarını izlemenin ve bu konuda ülke kapasitelerinin geliştirilmesinin önemine değinilerek bölgesel işbirliğinin ve ülkeler arasında bilgi alışverişinin elzem olduğu vurgulandı. Bu doğrultuda CAC-Rust projesinin sağladığı imkanlar kursiyerler ve tüm katılımcılar tarafından takdir edildi. Eğitim çalıştayı, katılımcılara sertifikaların dağıtılmasıyla sona erdi.
FAO-Türkiye Ortaklık Programları Hakkında
FAO-Türkiye Ortaklık Programları, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, ve diğer ilgili ülkelerde gıda güvenliğinin sağlanması, kırsal yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele ve ekosistemlerin korunmasına destek olmayı amaçlar.
2007’de kurulan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP) ilk fazı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan 10 milyon ABD Doları tutarındaki güven fonundan finanse edildi. Programın ilk fazı olan 2009-2015 yılları arasında 16 ülkede 28 proje uygulandı. 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon ABD Doları tutarındaki ek finansmanı ile FTPP'nin ikinci fazı ve aynı zamanda
FAO-Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı (FTFP) başlatıldı. Böylece Türkiye’nin bu Programlar çerçevesindeki toplam katkısı 30 milyon ABD Doları’na ulaştı.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın