Habertürk, bitki ya da hayvan türlerinin izinsiz olarak yurtdışına kaçırılarak ekonomik gelir elde edilmesi olarak bilinen “biyokaçakçılık” dosyasını aralıyor
BAŞLARKEN...
Anadolu, pek çok medeniyetin beşiği olmasının yanı sıra sahip olduğu doğal güzellikleriyle de gözlerin üzerinde olduğu bir coğrafya. Yaklaşık 15 bin bitki türü bulunuyor. 4 bin kadarı ise dünya üzerinde sadece Türkiye’de yetişiyor; diğer bir deyişle “endemik”. Avrupa kıtasının tamamında bile bu çeşitlilik yok. Sahip olduğu hayvan türleriyle de Türkiye çok özel bir yere sahip. Tüm bu özellikleri Türkiye’yi dünyada en yaygın kaçakçılık türlerinden biri olan ‘biyokaçakçılık’ için hedef haline getiriyor.
Habertürk, bitki ya da hayvan türlerinin izinsiz olarak yurtdışına kaçırılarak ekonomik gelir elde edilmesi olarak bilinen “biyokaçakçılık” dosyasını aralıyor. Bu dizide; ‘Yaklaşık 15 milyar doları bulan doğa kaçakçılığında Türkiye neden hedef ülke?”, “Hangi türler nerelere götürülüyor?”, “Biyokaçakçılar kimler?”, “Son 7 yılda kaç kaçakçı yakalandı?”, “Yasalar Türkiye’nin çalınan doğasını korumak için yeterli mi?” sorularının yanıtlarını bulacaksınız. Kaçakçıların hedefinde olan laleler, böcekler, sürüngenler ve kuşların tıptan tarıma, ilaç sanayiinden koleksiyonerliğe kadar hangi amaçlar için kullanıldığını göreceksiniz.
Mersin’in Çamlıyayla İlçesi’nde bu yılın mayıs ayında iki Rus vatandaşı, turist gibi doğada dolaşırken bölge halkının dikkatini çekti. Güvenlik güçlerine haber verildi; ekipler bir süre takip ettikleri Rusları kıskıvrak yakaladığında turist olmadıkları ortaya çıktı. Arazide kelebek yakalamak için kullanılan atraplarla dolaşan Rusların sırt çantalarında 37 kelebek ve 45 böcek bulundu.
Ardahan Posof’ta yine mayıs ayında bu kez yabancı oldukları anlaşılan 3 kişinin peşine düşüldü. Gürcistan plakalı bir araçla doğada “hırsızlık” peşindekiler bu kez Almanlardı. Yapılan aramada üzerlerinden nesli tükenme tehlikesi altında olan 14 semender, 1 engerek yılanı, türü tam olarak tespit edilemeyen 3 adet bitki kökü bulundu.
15 MİLYAR DOLARLIK VURGUN
Örnekler, bu yıl kaçakçılık sezonuna hızlı bir başlangıç yapıldığını gösteriyor. Zira, biyokaçakçılık mevsimi açıldı ve neredeyse ekim ayına kadar da bölge değiştirerek devam edecek. Ekipler, her geçen yıl daha donanımlı ve daha dikkatli olmak zorunda. Çünkü dünyada yaklaşık 15 milyar dolarlık “biyokaçakçılık” piyasasında Türkiye artık hedef ülke.
Bitki ya da hayvan türlerinin izinsiz olarak yurtdışına kaçırılarak ekonomik gelir elde edilmesi olarak bilinen biyokaçakçılık, tüm dünyanın gündeminde. Türkiye de sahip olduğu bitki ve hayvan türleri bakımından kıskaçta olan ülkelerden. Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Vahşi Suçlarla Mücadele Uluslararası Konsorsiyumu, geçtiğimiz hafta yaban hayatı için çok kritik bir operasyonun bilgilerini paylaştı. Viyana’da yapılan açıklamada, mayıs ayında “Cobra 3” adı verilen ve 37 ülkeyi kapsayan operasyonlarda 139 kişinin yakalandığı duyuruldu. Yakalananların üzerinde 247 farklı bitki ve hayvan türüne ait numuneler bulundu.
SON 7 YILDA 55 KAÇAKÇI
Orman ve Su İşleri Bakanlığı birimlerinden Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) verilerine göre Türkiye’de son 7 yılda 55 biyokaçakçı yakalandı. Türkiye’den en fazla böcek, kelebek, bitki, kuş, yılan, kaplumbağa, kertenkele ve salyangoz çalınıyor. Sadece hayvanlar ya da bitkiler değil bir de yaprak, boynuz, tüy, tırnak gibi parçalar çalınıyor. Toroslar, Amanos Dağları biyokaçakçıların uğrak yerleri. Doğu Karadeniz, Kaçkar Dağları ile Muğla, Antalya, Burdur, Bolkar-Aladağlar, Tuz Gölü, Kaz Dağı ve Uludağ, Munzur Dağları’nın da aralarında bulunduğu geniş bir coğrafya hedefler arasında.
ORKİDENİN KOORDİNATLARI
Yetk ililere göre tespit edilen olaylarda kaçakçılar akıl almaz yöntemler kullanıyor. Gömlek cebine yerleştirilen kuş yumurtaları, iç çamaşırına gizlenen memeliler ve toz haline getirilen sahlepler... Karşılaşılan örnekler, kaçakçıların büyük çoğunluğunun bilim adamı olduğunu ortaya koyuyor. İsveç, Danimarka, Fransa, Macaristan, Japonya, Hollanda, Rusya pasaportu taşıyanlar genellikle bitki türlerini hedef alıyor. Suriye’den gelenlerin hedefinde ise Kerkenez, Uludoğan ve Bıyıklıdoğan gibi kuş türleri var.
YARASALARLA İLGİLENİYORLAR
Çek Cumhuriyeti, Rusya ve Almanya pasaportu taşıyanlar; kelebek, böcek türleri, yarasalar ve sürüngen türleriyle ilgileniyor. Ancak koleksiyonerler ve bu işin ticaretini yapanlar da çoğunlukta. Kaçakçılarla ilgili ilginç bir detay da, hemen hepsi peşinde oldukları türü eliyle koymuş gibi buluyor. Öyle ki, biyokaçakçılık için Türkiye’ye gelen bir Macar profesörün üzerinde peşinde olduğu orkide türünün yetiştiği bölgeleri gösteren koordinatlar bile bulundu.
"MİSAFİRPERVERLİĞİMİZİ KULLANIYORLAR"
Türkiye’den ilk kaçırılan bitkinin buğday olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Özçelik, “Buğdayın iki gen merkezinden biriyiz. Biri Amerika, diğeri Türkiye. Türkiye, misafirperverliğinin kurbanı. Bir avuç buğday verirsen olay bitiyor. Adamlar, o buğdayı valizine koydu götürdü. Yeni çeşitler yetiştirip bize sattı. Ekonomik kaybı varın siz hesaplayın” dedi. Özçelik, buğdayın dışında lale türlerinin de kaçırıldığını belirterek “Ters laleyi kaçırıp Eyfel Kulesi’nin altına diktiler. Aslında o imparator lalesidir ve Hakkâri Dağları’ndan yetişir” diye konuştu.
İLAÇ SANAYİİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ
Bitki ve hayvan türleri, pek çok farklı sebep için Türkiye’den kaçırılmak isteniyor. Türler, tıp, endüstri, madencilik, balıkçılık, ormancılık, hayvancılık hatta tarıma kadar pek çok sektörde hammadde olarak kullanılıyor. Bitkiler ilaç, gıda, kozmetik sanayiinde kullanılırken böcekler yeni nesil antibiyotiklerin geliştirilmesinde kullanılıyor. Yılanlar da ilaç sanayii için vazgeçilmezlerden. Bakanlık yetkililerine göre ülkemizde kaçakçıların hedefinde en çok kelebekler bulunuyor. Kelebekleri, böcek türleri, bitkiler, kuşlar, sürüngenler, kurbağa gibi çift yaşamlılar ve salyangoz gibi yumuşakçalar izliyor. Kardelen, lale ve orkideler Antalya’dan, mantar ve balık türleri Artvin’den, yılan, kertenkele gibi sürüngenler Doğu Karadeniz’den götürülürken, buğday türleri için hedef İç Anadolu...
"KITALARLA YARIŞIR"
Türkiye’deki bitki ve hayvan sayısının kıtalarla yarıştığını kaydeden Özçelik, “Bu zenginliği kullanmaya çalışıyorlar. Nerede ne olduğunu belki de bizden daha iyi biliyorlar. Tek bir amaç var, ekonomi. Örneğin, son yıllarda domates yetiştiriciliğinde polinasyon (polenleme) yapabilen ‘Bombus arı’larının anavatanı Türkiye’dir. Yıllar önce gelip götürmüşler, üzerinde çalışarak ıslah etmişler. Şimdi Türkiye’ye gönderiyorlar. Üstelik sadece kiraya veriyorlar” dedi.
420 BİN KAPLUMBAĞA
Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Zooloji ana bilim dalından Prof. Dr. Oğuz Türkozan da Türkiye’nin biyocoğrafyasının kaçakçıların ilgisini çektiğini belirterek “Türkiye’ye gelenler bitkiden tutun da aklınıza gelebilecek her türlü biyoçeşitlilik materyalini buradan alabiliyorlar. Bizim özellikle farkında olduğumuz tıbbi sülükler, kum zambakları, orkideler, kara kaplumbağaları, su kaplumbağaları ve engerek yılanları. Kelebekler de özellikle koleksiyoncuların hedefinde” dedi. Türkozan, 1975-2004 arasında yaklaşık 420 bin kara kaplumbağasının ülkemizden yurtdışına çıkarıldığının tespit edildiğini de kaydetti.
BİNLERCE DOLARLIK ZEHİR
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çamlıtepe de “Tahılların, bahçe bitkilerinin ve bazı besin değeri yüksek hayvan ırklarının gen merkeziyiz. Mesela Kafkas engereği dünyada sadece Doğu Karadeniz’de ve Gürcistan’da dar bir alanda dağılım gösterir. Bu yılanın zehrinin gramı binlerce dolar değerinde. Sadece Erzurum Karayazı’da yetişen bir tür olan ters lale çiçeğinin son kalan 57 adet soğanı da 2 Hollandalı tarafından yurtdışına götürülmeye çalışılırken Kapıkule’de yakalandı. Bu kişilerin üzerinde çoğu endemik 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu, bitki kökü ve fidesi ele geçirildi. Biyokaçakçılıkla mücadelede, adli ve idari para cezalarında da mutlaka artırıma gidilmeli” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN ZENGİNLİĞİ
Türkiye’de yaklaşık 15 bin bitki türü var. Bunun yaklaşık yüzde 40’ı sadece Türkiye’ye özgü. Avrupa’nın tamamında bile bu çeşitlilik yok. 481 kuş türü, 150 memeli, 130 sürüngen, 30 amfibi, 480 deniz balığı ve 236 tür de tatlı su balığı Türkiye’yi farklı kılıyor. Omurgalı hayvan türü sayısı ise bin 500 civarında. Aynı zamanda iki büyük kuş göç yolu üzerinde bulunan Türkiye kaçakçılar için tam bir cazibe noktası.
Yorum Yazın