Tarım yoğun bakıma alınmazsa beka sorununun başlayacağını belirten CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, “Çiftçi can çekişiyor. Nüfusu Ankara’dan küçük ülkelerden et ve hayvan ithal etmek zorunda kalması, tükenmişlik sendromunun belirtisi” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, tanzim satış noktalarının enflasyonu dizginleyemediğini, geçen yılın aynı ayına göre gıda fiyatlarının yüzde 29.25 oranında arttığını belirtti. Aygun, “Tarım yoğun bakıma alınmazsa beka sorunumuz başlayacak. Çiftçi can çekişiyor. Nüfusu Ankara'dan küçük ülkelerden et ve büyükbaş hayvan ithal etmek zorunda kalması, tarım ve hayvancılıktaki tükenmişlik sendromunun belirtisidir” dedi.
Traktör satışlarının yarı yarıya azaldığına dikkat çeken Aygun, “İcralık traktör satışlarının patladığını, tarımın yoğun bakıma alınmadıkça bu gidişatın düzelmeyeceğini ” söyledi.
AVRUPA BİRİNCİSİYİZ
Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Slovakya, Avustralya, Meksika, Uruguay, Brezilya ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden et ve büyükbaş-küçükbaş hayvan ithal ettiğine işaret eden Aygun, şunları söyledi: “2017 yılından itibaren küçükbaş hayvan ithalatına da geçildi. İthalat miktarı her yıl adım adım yükseliyor. 2010 yılına kadar 47 bin baş damızlık büyükbaş hayvan ithalatı yapılmışken, 2018 yılında bu rakam 72 bin oldu. Hayvan ithalatında Avrupa birincisi haline gelmemiz ibret verici. 2017 yılında 1.2 milyon dolar ödeyerek 1.176.479 adet büyük ve küçükbaş hayvan ithal edilmişken, 2018 yılında 1.7 milyar dolar ödenerek 1.886.293 baş büyük ve küçükbaş hayvan ithal edildi. Üstelik Türkiye'nin nüfusu kendisinden 16 kat küçük ülkelerden ithalat yapmak zorunda kalması vahim. Nüfusu Ankara ile aynı olan Danimarka ve Slovakya'dan, nüfusu İstanbul'dan az olan Çek Cumhuriyeti'nden bile hayvan ithal etmek zorunda kalmamız, et açısından arz güvenliğinin yok olduğunu ortaya koymaktadır.”
ŞİMDİ DE MISIR SOĞANI
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin, Türkiye'nin 2022'de hayvan ihraç edecek ülke haline geleceğini açıklamasına karşın Aygun şunları söyledi:“ Bu aklımızla dalga geçmektir. La Fontaine Masalları bile bu iddiadan daha inandırıcıdır. Üreticinin girdi maliyetlerini sübvanse etmeden, hayvancılığı ayağa kaldırmak mümkün değildir” uyarısını yaptı. Aygun, gıdada arz güvenliğini sağlamak için acil bir Tarım ve Hayvancılık Eylem Planı'nın hazırlanmasını önererek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçinin mazot, gübre, tarım ilaçları fiyatları en az yüzde 50 sübvanse edilmelidir. Bakın, şimdi de Mısır'dan bile soğan ithal etmek zorunda kaldık. Üretimdeki tablo bir beka sorunu olmuştur. Gıda güvenliği olmayan bir ülkenin beka güvenliğinin olması da mümkün değildir.”
SÜTTE TEHLiKE ÇANLARI
Et ve Süt Kurumu'nun raporları incelediğinde Avrupa Birliği'nde kişi başına et tüketiminin 37.4 kg olduğuna dikkat çeken Aygun, şöyle dedi: “Türkiye'de ise bu rakam kişi başına 30.4 kg düzeyinde. Hayvancılıktaki bu gerileme süt üretimine de sirayet etti. Danimarka'da inek başına süt üretimi 9.3 ton, İsveç'te 8.7 ton, Çek Cumhuriyeti'nde 8.2 tonken ülkemizde 3 ton. Bu rakamları yükseltmek için ne gibi çalışmalar var?” 2017 yılında ithal edilen kasaplık hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 154 artarken, Türkiye'de büyükbaş gövde eti üretiminin bir önceki yıla göre sadece yüzde 9.5 oranında arttığına işaret eden Aygun, “Yani hayvancılıkta da fişimizi çektiler. Tablo üzücü” diye konuştu.
Yorum Yazın