CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, litre başına 2 lira olarak belirlenen çiğ süt tavsiye alım fiyatını değerlendirdi. Açıklanan fiyatın süt üretimine darbe olduğunu belirten Sarıbal, “Bu karar süt üreticisine büyük bir darbedir. Bu tavsiye fiyatıyla çiftçinin süt üretimine devam etmesi mümkün değildir. Bu kararla üretici sahipsiz, kaderine terk edildi” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “Ulusal Süt Konseyi, üretim maliyetlerini göz önünde bulundurarak, 1 Mayıs 2019'dan geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye fiyatını litre başı 2 lira olarak belirlemiştir” diyerek açıkladığı çiğ süt tavsiye alım fiyatına tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sarıbal, şunları söyledi:
“Bütün sektörde gören süt/yem paritesi var. Buna göre bir üretici 1 litre süt ile 1,5 kg yem alabilmelidir. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 100 litre süt satan bir üretici 167 kg yem alabiliyordu. Süt/yem paritesine uygun bir üretim vardı. Bugün açıklanan 2 TL’lik çiğ süt fiyatı ancak 90 Kg yem alabilmektedir. Tabi açıklanan bir tavsiye fiyatı ve üreticiler genellikle bu fiyatın altında satış yapıyorlar. Yani kayıpları daha fazla. Üreticinin son 17 yıldaki 100 litre süte karşılık 77 Kg’lık yem kaybı var” dedi.
SÜT YEM PARİTESİ 1,5 OLARAK SABİTLENMELİ
Açıklanan 2 TL’lik tavsiye alım fiyatı ile süt üretiminin bitirilme noktasına geleceğini vurgulayan Sarıbal, şunları söyledi:
“Çiğ süt alım fiyatı tavsiye fiyatı olmaktan çıkarılmalı ve süt/yem paritesine uygun olarak devamlı güncellenmesi gerekir. 1 litre çiğ süte karşılık 1,5 Kg’lık yem paritesinin sabitlenmesi süt hayvancılığını koruyacak en büyük garanti tedbiridir.
Tarım Bakanı daha önce yeme yüzde 40 zam geldiğini açıklamıştı. Bu orana göre bile, yapılan artış doğru yansıtılmadı. Açıklanan çiğ süt tavsiye litre fiyatının en az 2.1 TL olması gerekirdi. Yüzde 40 zam geldiğini kendisi söylerken süt fiyatını düşük tutuyor. Kendisi ile çelişiyor.
Şimdi üretici yem fiyatlarının altında ezildiği gibi ayrıca bakanlığın verdiği süt destek primi de yok.
Bu politikalarla süt hayvanları kesime gidecek. Süt hayvanlarının kesime gitmesi besi hayvancılığını da sıkıntıya sokacaktır. Bu zincirleme bir olaydır. Dişi olmazsa besi olmaz, besi olmazsa et olmaz. Et olmazsa ithalata bağımlı kalırız.
Bütün bu uygulamalarla üreticiye açıkça süt üretmeyin denmektedir. Bu tavsiye fiyatı kararıyla üreticinin ölüm fermanı imzalanmıştır.
Süt üreticisi girdi maliyetleri karşısında savunmasız bırakılmış, kaderine terk edilmiştir.”
Yorum Yazın