CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, iktidarın ithalata dayalı hayvancılık politikalarını eleştirdi. Sarıbal, kırmızı et krizine çare olamayan bu politikaların, hayvancılık sektörünü ve üreticileri zora soktuğunu, hayvan varlığının azaldığını, hayvancılık desteklerinin gerilediğini ve 2023 yılında hayvancılıkta ithalata 1,4 milyar dolar ödendiğini belirtti.
Sarıbal, hayvansal ürünlerin insanların beslenmesinde en değerli gıda grubu olduğunu, sağlıklı bir insanın vücut ağırlığının her kilogramı için günde 1 gr protein tüketmesi, bunun da yüzde 42’sinin hayvansal kökenli olması gerektiğini ifade etti. Sarıbal, Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün tarımsal kalkınmaya büyük önem verdiğini, hayvancılıkta ıslah çalışmaları başlattığını, hayvancılık koruma altına aldığını, hayvancılık yapan çiftlikleri teşvik ettiğini, damızlık hayvan dağıtımı yaptığını, Devlet Üretme Çiftlikleri (TİGEM), Et ve Balık Kurumu (EBK), Yem Sanayi AŞ (YEMSAN) ve Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (TSEK) gibi hayvancılığa destek sağlayan kamu kuruluşlarını kurduğunu hatırlattı.
Sarıbal, 1980’li yıllarda uygulanan neoliberal politikalar çerçevesinde bazı hayvansal ürünlerin destekleme kapsamından çıkarıldığını, kamunun hayvancılık alanındaki rolünün yerini özel sektöre bıraktığını, SEK, EBK, YEMSAN gibi hayvancılığa destek sağlayan kamu kuruluşlarının özelleştirildiğini söyledi. Sarıbal, hayvancılıkta maliyetlerin yaklaşık yüzde 70’ini yem girdilerinin oluşturduğunu, 2007- 2008 yıllarındaki kuraklık nedeniyle maliyetlerin yükseldiğini, buna karşılık yapılan süttozu ithalatı nedeniyle çiğ süt fiyatlarının yarı yarıya düştüğünü, sattığı sütle yem dahi alamayan üreticinin 1 milyonun üzerinde ineğini kesime gönderdiğini, hayvan sayısının azalması nedeniyle kırmızı et üretiminin talebi karşılayamaz hale geldiğini, fiyatların olağanüstü arttığını, başka çare üretemeyen AKP iktidarının Nisan 2010’dan itibaren canlı hayvan ve karkas et ithalatına başladığını anlattı.
Sarıbal, hayvancılıkta ithalata bağımlı hale gelinmesinin en önemli nedeninin hayvan varlığındaki yetersizlik olduğunu, Cumhuriyet döneminin ilk tarım sayımının yapıldığı 1929 yılında bile kişi başına yaklaşık 2 hayvan düştüğünü, bu sayının günümüzde 1’in altına indiğini, 1980 yılından bu yana nüfusun 45 milyondan 86 milyona yükselmesine (yaklaşık yüzde 91 oranında artmasına) rağmen, toplam hayvan varlığının 85 milyondan 69 milyon başa düştüğünü kaydetti. Sarıbal, hayvancılık desteklerinin toplam tarımsal destekleme ödemeleri içerisindeki payının 2020 yılında yüzde 35,8 iken, 2023 yılında yüzde 24,2’ye kadar gerilediğini, özellikle son 2 yılda hayvan varlığındaki düşüşün çok dramatik olduğunu, 2021-2023 Aralık ayları arasında hayvan varlığının 6,6 milyon baş azaldığını ifade etti.
Sarıbal, iktidarın 2023 yılında yeni bir rekorun sahibi olduğunu, yapılan 818 bin büyükbaş ve 53 bin küçükbaş olmak üzere 871 bin baş canlı hayvan ithalatı için 1,2 milyar dolar, 34 bin ton kırmızı et için 214 milyon dolar olmak üzere toplam 1,4 milyar dolar ödendiğini bildirdi. Sarıbal, sığır ithalatının yüzde 48’inin Brezilya’dan yüzde 25’inin ise Uruguay’dan, küçükbaş hayvan ithalatının yüzde 90’ının Suriye’den yapıldığını, kırmızı et ithalatının yüzde 72’sinin Polonya, yüzde 19’unun ise Fransa’dan gerçekleştirildiğini aktardı.
Son yılda hayvancılıkta ithalatın bedeli 11 milyar dolar oldu
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, son yılda hayvancılıkta ithalatın bedelinin 11 milyar dolar olduğunu açıkladı. Sarıbal, 2010-2023 yılları arasında 9,9 milyon baş canlı hayvan ve 337 bin ton kırmızı et ithalatının Türkiye’ye maliyetinin 10,8 milyar dolar olduğunu, 2024 yılında da ithalatın devam edeceğini, kırmızı et fiyatlarının düşmeyeceğini, yem hammaddelerine her yıl milyarlarca dolar ödendiğini, kırmızı et krizinin ithalatla çözülemeyeceğini belirtti.
Sarıbal, ithalatın üretim açığını kapatmanın bir aracı haline geldiğini, 2024 Yılı Bütçe Gerekçesinde 2022 yılında yaklaşık 2,2 milyon ton olan kırmızı et üretiminin 2023 yılında yüzde 16,7 gerileyerek 1,8 milyon ton olacağının yer aldığını, 2024 yılı hedefinin daha da düşük olup, 1,7 milyon ton civarında olduğunu söyledi. Sarıbal, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılında 600 bin baş besilik sığır ithalatı yapılacağını duyurduğunu, ayrıca Güney ve Kuzey Amerika ülkelerinden damızlık düve ithalatına izin verdiğini aktardı.
Sarıbal, hayvanlar için en ucuz yem kaynağı olan mera alanlarının tespit çalışmalarının yıllardır bitirilemediğini, 2001 yılında yapılan Tarım Sayımında 14,6 milyon hektar olarak açıklanan mera alanlarının şimdiye kadar ancak 13,1 milyon hektarının tespitinin yapılabilmiş olduğunu, yapılan mera ıslah çalışmalarının da yetersiz olduğunu, mera alanlarının amacı dışında kullanıldığını, tahrip edildiğini ifade etti. Sarıbal, bu nedenle hayvan varlığı için yeterli, kaliteli ve uygun fiyatlı yem üretilemediğini, hayvan ithalatının yanı sıra hayvanları beslemek için fabrika yemi üretiminde kullanılan hammaddelerin ithalatı için her yıl milyarlarca dolar ödendiğini, 2023 yılında ithal edilen 3 milyon ton soya, 1,9 milyon ton mısır ve 1,5 milyon ton arpa için 2,7 milyar dolar ödendiğini kaydetti.
Sarıbal, 5 Şubat 2024 tarihinde TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; son 1 yılda dana eti fiyatının yüzde 109,7, kuzu eti fiyatının ise yüzde 129,4 arttığını, kırmızı et krizinin ithalat yoluyla çözülmesinin mümkün olmadığını, ithalatın piyasada fiyatları düşürmek bir yana hayvancılığın gerilemesine neden olduğunu, hayvancılık desteklerinin oransal olarak gerilediğini, “enflasyonu artırıyor” bahanesiyle çiğ süt fiyatlarının baskı altında tutulduğunu, bunun da hayvancılığı olumsuz yönde etkilediğini anlattı. Sarıbal, çözüm yollarının belli olduğunu, öncelikle ithalat yerine yılda 500 bini aşan buzağı kayıplarının önüne geçilmesi, gıda güvencesinin sağlanması için ithalattan vazgeçilmesi, kaynakların ithalat lobilerinin kârları için tüketilmemesi, desteklerin büyük (endüstriyel) işletmelere değil, küçük aile işletmelerine verilmesi, üretici örgütlerinin güçlendirilerek piyasada etkin olmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Sarıbal, iktidarın ithalata dayalı hayvancılık politikalarının hem ülke ekonomisine hem de hayvancılık sektörüne büyük zarar verdiğini, hayvancılığın milli bir mesele olduğunu, hayvancılığın geliştirilmesi ve desteklenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Sarıbal, CHP olarak hayvancılık sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırladıklarını, bu raporu kamuoyuyla paylaşacaklarını ve hayvancılık sektörünün yanında olduklarını belirtti.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın