TBMM İdari Amiri ve Ak Parti Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Niğde çiftçisinin tarımda yaşadığı sorunları ve nasıl çözüleceğini anlattı.
Ak Partinin anlayışı sadece seçimlerde değil her an, her fırsatta bir araya gelmek ve onların sorunlarını dinlemek için bir arada olduklarını belirten TBMM İdari Amiri Ak Parti Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, tarım ve önemli konulardan olan patatesteki fiyat sorunlarıyla ilgili çözüm çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Niğde’nin Milli ürününün patates olduğunu söyleyen Özegen yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Niğde’nin en önemli gündemlerinden bir tanesi patatestir. Patates ürünü hepimizin bildiği gibi yarım asırdır bu topraklarda ekilip dikilen ve son çeyrek asırdır da buradaki çiftçilerimizin geçim kaynağıdır. Bu ürünle ilgili piyasadaki arz ve talep dengelerinden kaynaklanan farklı sıkıntılardan kaynaklanan sorunların yaşandığı biliyoruz. Bu yılda arz ve talep dengesiyle ilgili özellikle bir fiyat sıkıntısı, son üç dört ayındaki düşüşler. Aslında sezonun ilk başından sonuna kadar daha makul bir fiyat diliminde seyrediyordu. Patates ürünü sadece bu bölgede kışlık olarak ekilen Nevşehir ve Niğde bölgesinde ekilen patatesin özellikle dekar başına getirisi de dikkate alındığında etraftaki illerin tamamına yayılmış durumda. Afyon’undan, Karaman’dan, Sivas’ına hatta ticarileşmemesine rağmen Karadeniz’de bile patates üretimi yapılmakta. Bizim ektiğimiz Nevşehir ve Niğde illerinin şanssızlığı özellikle ege bölgesinde orta Marmara’da ikinci ürün olarak ekiliyor olması. Bizim ambarlarda bu ürün dururken bu ürünlerin bu bölgelerden çıkıyor olması da bir başka dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. İki ay önce ödemişte 450 bin ton patates rekoltesinin gerçekleşmesi, bizim ambarlarımızdaki patates ve fiyatlarla ilgili çok önemli bir handikap oluşturmuştur.”
Niğde’nin ekonomisi tarıma dayalı olduğunu belirten Özegen, “Çeyrek asırdır bunlar patates ürünüyle geçimini yapıyorlar. Niğde ekonomisini tarımının büyük bir bölümü de ticaretinin büyük bir bölümü de bundan doğrudan veya dolaylı olarak etkileniyor. Ekipmanlarımız yıllardır patatese göre dizayn edilmiş. Bu bir milli servettir. Ben bunu bakanlıkla da paylaşıyorum, özellikle yeni bu işe başlayan bölgelerde patatesin geçmişten bugüne kadar verimli bir şekilde yetiştiği bölgemizde bu ürünün desteklenmesi diğer yörelerde bu ürünün ekimiyle ilgili kısasların getirilmesi noktasında bakanlıkla görüşüyoruz. Tarım Bakanımız Sayın Faruk Çelik’in bizimle aynı düşündüğün gördük. Artık havza bazlı desteklere tarım bakanlığının hızlı bir şekilde hazırlık yaptığını söylemek isterim.” diye konuştu.
Patates sorunundan her ağızdan bir laf çıktığını ve işi bilende bilmeyenin de konuşmaması gerektiğini vurgulayan Özegen, "Bunların özellikle patates stoklarımızı tüketmede bir dezavantaj olarak önümüze çıktığını da herkes bilecek. Patates çiftçisi adına konuşacak her arkadaşımızın özelliği ve konuyu bilerek konuşması lazım. Niğde’de patates çürüdü dersen sokakta vatandaş Niğde patatesini kalitesiz görüp almıyor. Bu bölgede en iyi yemeklik patatesin üretildiği il Niğde ve Nevşehir’dir. Herkesin siyasetçisinden, milletvekiline konuya iş olsun diye yaklaşan herkesin bilmesi gereken konu bu. Yemeklik patatesin üretildiği en iyi bölge bu bölgedir. Patates veya benzeri tarım ürünleriyle ilgili yapılabilecek sınırlı şeyler vardır. Türkiye sonuç itibariye Dünya’ya entegre olmuş bir ülke ve dünya ticaret örgütünün de üyesidir. Dolayısıyla yapılabilecek şeyler sınırlıdır. Patates ihracatını dünya ticaret örgütü destekleyebilirsin. Son bütçe konuşmalarında bizzat şahsım sayın Başbakanımıza bir kez daha konuyla ilgili bakanların bilgisi olduğunu belirterek sayın başbakanımızın talimatıyla bu çerçevede bir destekleme talimatıyla bu destekleme gerçekleşti. Yine sayın Başbakanımızın talimatı iç piyasada kamu kurumlarıyla yapılan alımlarda patates ürünün öne çıkartılmasıyla ilgili bir talimatları oldu. Burada hedefimizi çiftçilerimizin stoklarında bulunan patatesleri bu yeni sezon öncesi eritmektir.” dedi.
Büyük ölçekli işletmeler küçük ve orta ölçekli işletmeleri mağdur ettiğini belirten Milletvekili Özegen, "Her zaman sahada olduğum için devamlı üreticilerimizle görüşüyorum. Öyle Ankara’dan sorarak yapmıyoruz işi. Vatandaşlarımızla çiftçilerimizle birebir dinleyerek yapıyoruz işlerimizi. Çiftçi kayıt sisteminin tam olarak yerli yerine oturmadığı için çiftçilerimiz açısından özellikle don ve benzeri afetler için Tarsim’den istifade edemediklerini biliyoruz. Burada da önümüzdeki günlerde özellikle bu zirai donlarla ilgili geçmişte çıkan bir yasanın çiftçinin yüzde 40’ının üzerinde mal varlığını kaybetmesi gibi hükmüne dayandırılıyor olması burada bu tür afetlere maruz kalan çiftçilerimizin bundan istifade edememesi buradan bir handikap oluşturuyor. Bu kanunun değişmesi için de önümüzdeki günlerde bendeniz önemli bir adım ve gayretlerimizle birlikte başlatmış olacağız.” dedi.
Özegen, "Bu tohumları getirip sertifikalı tohum üretirsiniz. Şuanda çiftçimiz bu sertifikalı tohumu üretemiyor. Hastalıklardan arındırmak için belirli süre getirtilmiş. Ama bu standartlarında büyükler tarafından maalesef tekelci bir anlayışla haksız rekabet koşulları oluşturduğu ve talebin fazla olduğu dönemlerde Bin liralık tohumun 3 bin liraya kadar çıktığını çiftçimizin de sertifikalı tohuma ulaşmakta büyük engellerle karşılaştığını yine bu tohum maliyetlerinden kaynaklanan girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu gayet net bir şekilde görüyoruz” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın