Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, kırmızı et konusunda yaptığı açıklamada, "Türkiye’nin bugün ithalat diye bir şeyi kalmamıştır. Gündemde böyle bir konu kalmadı. 1.3 milyon hayvan ithalatından bu sene inşallah 150-200’e düşeceğiz." dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Başkanı Turgay Türker ve Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi.
Bakan Pakdemirli, 2021'de çiftçilere 24 milyar lira tarımsal desteleme yapılacağını belirterek, “Tarımsal hasıla 48.5 milyar liraya ulaştı. İki yıldır yüzde 50 büyüme var. Tüm rakamlar işlerin iyi gittiğini gösteriyor. Üreticiyi koruyor, tüketicileri kolluyoruz” dedi.
Bakan Pakdemirli, gıdada taklit ve tağşiş konusunda çok aktif rol üstlendiklerini belirterek, “Meslekten men getirdik. Bu Cezalar çok yüksek. Sadece üretene değil, satana, sattırana, ürettirene. Gıda üretenler kendilerine çeki düzen verecekler” diye konuştu. Bakan Pakdemirli 2023 yılına kadar 150 yeraltı barajı inşa edileceğini belirterek, bunlardan 25'inin tamamlandığını söyledi.
ÜRETİMİN ETKİLENMEMESİ İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ
Geçen yılki yağışların normal yağış rejiminin yüzde 30 gerisinde olduğunu kaydeden Bakan Pakdemirli, “Geçen yıl yine bir kuraklıkla karşı karşıya kaldık. Bu sene tabi ki yağış rejimindeki azalma ama inşallah bundan sonra toparlıyor olacak. Bundan da bitkisel üretimi en az etkilenmesi konusunda bir gayret gösteriyoruz. Konuyu takip ediyoruz. Bu genel itibarı ile emtia fiyatlarında yükselme trendine yol açabilecek bir gidişat var. Dikkatle izliyoruz. Müdahale alımları hasat öncesi açıklandı. Üreticiyi koruyoruz, tüketiciyi kolluyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile beraber hem destek veriyoruz hem de müdahale alımı yapıyoruz. Turbo destek haline getirdik. Gerçek regülasyon göreviyle beraber de kamu kurumlarımız zarar etmesin diyoruz” diye konuştu.
2 BİN TON FINDIK GELDİ
Fındık örneğini veren Bakan Pakdemirli, “Mesela Toprak Mahsulleri Ofisi ile bu üçüncü sezondur yüzü gülen fındık müstahsilimiz var. Geçen yıl 16.5-17 TL'den ürünleri aldık, sezon sonunda tüccara 24 TL'den sattık. Buradaki amaç kar etmek değildi ama piyasayı regüle etmekti ve bunun olabileceğini gösterdik ve piyasanın patronu olduğumuzu biz gösterdik. Bu yıl fındık fiyatını 22.5 TL açıkladık. Geçen yıl 80 bin ton mal almıştık, bu yıl 2 bin ton mal geldi. Amacımız zaten mal almak, bunu satmak, bundan kar etmek değil. Piyasayı regüle etmek.” değerlendirmesini yaptı.
TÜRKİYE'NİN İTHAL ET KONUSU KALMADI
Türkiye'nin ithal et gibi bir konusu kalmadığını ifade eden Bakan Pakdemirli, “Küçükbaşı artırmak gerekiyor, çünkü bu coğrafya buna müsait. Türkiye'nin bugün ithalat diye bir şeyi kalmamıştır. Gündemde böyle bir konu kalmadı. 1.3 milyon hayvan ithalatından bu sene inşallah 150-200'e düşeceğiz. O da besilik zaten kasaplık değil. 50 bin ton direkt ithal etten de geçen sene 3200'le kapattık. Ondan önceki sene 5 bindi. Ondan öncesi sene 55 bindi. Bu sene de sosyal sorumluluk kapsamında, ihtiyacımız olduğu için değil ama Sırbistan, Bosna gibi bir iki ülkeden, onların kırsal kalkınma programlarına destek amacıyla başlatılmış programlardan yerel köylüleri desteklemek için yine 2-3 bin ton mal gelir yani. Onun dışında Türkiye'nin ithal et gibi bir konusu kalmadı” dedi.
BALIK UCUZ OLSUN İSTİYORUM
Balıkta kaçak avın sıfıra yakın azaldığını belirten Bakan Pakdemirli, “Balıkçılığın bir avcılık bir de yetiştiricilik yani çiftlik kısmı var. Bunları dengeli götürmek gerekiyor. Kaçak avcılığı sıfıra yakın azaldı. Balık popülasyonunun ilk defa arttığına dair en yeni raporlardan bir tanesi Interpol'ün raporu geçen gün geldi bana. ‘Türkiye'de çok güçlü ve dirayetli bir hükümet duruşuyla birlikte balık popülasyonu artmıştır' diyor. Bunu 2.5 senede yaptık ve şu anda 300 bin tonlara aldık, 400 bin tonlara yetiştiriciliği çıkardık. 2023'de 600 bin ton hedef koyduk” değerlendirmesini yaptı. “Balık çok daha ucuz olsun, çok daha fazla yensin istiyorum” diyen Bakan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye adam başı 5 kilo et yiyen bir ülkeyken 2000'lerin başında, şimdi aşağı yukarı 20 kiloya geldik. Yani bir senede bir kişi 20 kilo et yiyor. 2000'lerin başında 6 kilodan 20 kiloya gelmişiz. Balık, 2000'lerde 5 kilo idi, bu yıllarda yine 5-6 kilo civarında. Balıkta çok ciddi bir tüketim yok. Hâlbuki üç tarafımız denizlerle çevrili ve ciddi bir kapasite var. Dünyanın en büyük çiftlik balığı üreticilerinden biriyiz.”
DİJİTAL PAZARLARA DESTEK
Dijital pazarın derinleşeceğine işaret eden Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:
Burası derinleşecek, burası toprağa atılmış bir tohum ama yarın çınar olacak kocaman bir çınar olacak. Şu anda 200 milyon lira buranın cirosu 5 ayda ve pandemi döneminde beş altı ayda. Biz buraya geldik ama buranın cirosu milyarlara gelecek. Belli bir noktaya geldiği zaman artık bizim Türkiye'de planlamayla problemimiz kalmayacak.
Kars'taki kadın kooperatifi Edirne'ye salçasını satabilecek. Veya Antalya Kumluca'daki seracı Antalya'daki zincir mağazada ürününü direkt sevk ederek hem oradaki kayıpları engelleyecek hem karbon ayak izini düşürecek hem de yanı başında bir pazar bulmuş olacak. Burası hem perakende sektörü hem sanayi hem gıda üretimine her yere herkese hizmet edecek.
GIDA ÜRETENLER ÇEKİ DÜZEN VERECEK
Taklit ve tağşiş konusunda çok aktif bir rol aldıklarını anlatan Pakdemirli, şöyle devam etti:
Meslekten men getirdik. Bu Cezalar çok yüksek. 500 bin TL'ye varan cezalar. Veya cirosu nispetinde cezalar. Sadece üretene değil satana sattırana ürettirene. Buna perakende sektörü de çok karşı çıktı. Fason üretimler var şeyler var. Ama biz bu alanda iyiyiz daha iyiye yönlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sepetin içindeki çürük yumurtaların sayısı 0 hiçbir zaman olmayacaktır ama sıfıra yakın olmalı.
Böyle olmadığı zaman sepetin içerisindeki çürük yumurtaların sayısı artmaya başlıyor. Kişiyi 5 defa ifşa ettikten sonra markayı kaybetme riski var. Bir tane sucuk üreticisi geldi, 15 gün kapının önünde yattı. Ürünün içinden domuz çıktı. Öyle bir hikâye anlatıyor ki, efendim diyor bizim arkadaşlar ava çıkmış. tam bir avcı hikayesi. Gıdanın içinde domuz yok ama proteini var. Gıda üretenler kendilerine çeki düzen verecekler.
YERALTI BARAJLARI İNŞA EDİLİYOR
Bakan Pakdemirli, 2023 yılına kadar 150 yeraltı barajını bitirmiş olacaklarını belirterek, “Şu anda 25'i hazır. Bu baraj yerin altında ve özellikle kurak dönemlerde buharlaşmayı önlediği için yerin altına hapsettiğiniz, yeraltı sularını zenginleştirme açısından çok çok önemli. Buharlaşmayalı ilgili tehlikeyi şöyle söyleyeyim; mesela Burdur Gölü gündemde olan bir göl.
Suyu sodalı, sulamada kullanılmıyor. Bu işin çevresel boyutu da var. Bildiğim kadarıyla Burdur Gölü'nün aldığı yağışın dört katı kadar buharlaşma var. Yani Burdur Gölüne gelen su kaynaklarını kessek çok yakın zamanda Burdur Gölü diye bir şey kalmaz. Yeraltı barajlarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en önemli projelerinden biri olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın programının müsaittik durumuna göre bu 25 yeraltı barajlarının açılışını yapmak istiyoruz.
Şu anda elimizde çoğunluğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle bitmiş 30 milyar liralık proje var. Barajlar İzmir, Uşak, Trakya, Türkiye genelinde olacak. Bunları peyderpey açıyoruz. Bunları açma hızımız işletmeye alma hızımızdan çok daha düşük” diye konuştu.
Orman yangınlarıyla ilgili her yıl uçak ve helikopter sayısının artırıldığını kaydeden Bakan Pakdemirli, “Bu sene yetişirse ormanların içerisine girecek kırmızı bir tankımız olacak. 3-4 tane alıp bunları deneyeceğiz. İHA'ları denemiştik, bunların da sayısı artacak. Dünyada gece görüşüyle yangın söndürmesi yok. Biz gece uçuşla aşağıdaki yangının nereye gittiğini görmek istiyoruz. Koordinasyonu ona göre yapacağız.”
Kaynak:Sözcü
Sayın bakanım artık şu ihracatı bırakalım üreticiden alsan aradaki aracıyı kaldırsan güzel olmazmı