Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye'nin şu an için 6,5 milyon hektar sulanan tarım alanı bulunduğunu belirterek, "İnşallah, 2 milyon hektarlık alanı da yakın zamanda sulamaya açmayı hedefliyoruz. Bunun sonucunda, tarımda ekstra yıllık 15 milyar lira gelir artışı sağlamış olacağız." dedi.
Pakdemirli İstanbul'da Devlet Su İşler (DSİ) Genel Müdürlüğü Üst Yönetim Değerlendirme ve Eğitim Semineri'ne katıldı. Suyun önemine değinen ve gelecekte su savaşlarının olacağı konusunda görüşler bulunduğunu anlatan Dr. Pakdemirli, her konuda olduğu gibi su kullanımında da tasarruflu olunması gerektiğini kaydetti.
"Çünkü gelecek suyun akışına göre hareket edenlerin değil, suyun akışına yön verenlerin olacak. Bu bakımdan DSİ'nin ne denli önemli ve hayati bir misyonu bulunduğunu dilerim herkes idrak ediyordur." diyen Pakdemirli, ülke yönetim sisteminde olduğu gibi tarımda da yeni bir döneme umutla girdiklerini kaydetti.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının birleştirildiğini anımsatan Bakan Pakdemirli, bu birleşmeyi fırsata çevirmeleri, Türkiye'yi daha güçlü bir noktaya taşımak adına tüm güçleriyle hizmet etmeleri, üretimde verimliliği ve kazançta bereketi sağlamak için bütün imkânlarını seferber etmeleri gerektiğini aktardı.
"TARIMSAL TOPRAK KAYNAKLARIMIZI İYİ KULLANIYORUZ"
Dr. Pakdemirli, Türkiye'nin tarımsal hasılada Avrupa'da 1., dünyada 7. olduğunu belirterek, "Tarımsal toprak kaynakları olarak da dünyada 17. sıradayız. Bu durum, elimizdeki toprak kaynağını iyi kullandığımızı göstermesi açısından da önemli aslında. Küçükbaş hayvan ve süt sığırı varlığında Avrupa Birliğinde 1. sıradayız. Büyükbaş hayvan varlığında da AB'de, Fransa'dan sonra 2.'yiz." ifadelerini kullandı.
DSİ'nin su kaynaklarının geliştirmesinin öneminden bahseden Pakdemirli, "DSİ'nin en büyük vizyonu su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve yönetilmesinde lider kuruluş olmaktır." dedi.
DSİ'nin ülkenin en büyük yatırımcı kurumlarından olduğunu belirten Dr. Pakdemirli, ülkenin her köşesine yatırım götürdüklerini, DSİ bayrağını diktiklerini, 65 yıldır sulama, enerji, içme suyu temini ve taşkın koruma sektörlerinde Türk milletine hizmet sağladıklarını anlattı.
Dr. Pakdemirli, DSİ'nin özellikle son 16 yıldır yaptığı hizmetlerle parmakla gösterilen bir kurum haline geldiğini kaydederek, çalışmalarına aynı şevk ve heyecanla devam edeceklerini vurguladı.
"TÜM İMKÂNLARIMIZI ZORLAYARAK FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Bakan Bekir Pakdemirli, 16 yılda artan baraj, hidroelektrik santrali, içme suyu tesislerine de dikkati çekerek, "Şu an için 6,5 milyon hektar sulanan alanımız mevcut. İnşallah, 2 milyon hektarlık alanı da yakın zamanda sulamaya açmayı hedefliyoruz. Bunun sonucunda, tarımda ekstra yıllık 15 milyar lira gelir artışı sağlamış olacağız." diye konuştu.
Dünyanın hızla değişeceğini, 2050'de tüm dünyada 10 milyara varan bir nüfusla karşı karşıya kalınacağını dile getiren Dr. Pakdemirli, bu nedenle çok daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını, dünyadaki şehirleşmenin artacağını aktardı.
Bakan Pakdemirli, Türkiye'de de buna paralel bir durumun söz konusu olduğunu kaydederek, "Biliyorum, zor bir ev ödevimiz var ama bu zor ödevi, inşallah sizlerin de desteği ve katkılarıyla tamamlamış olacağız. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak 2019'da, bütçe rakamlarımız çerçevesinde ve imkânlarımızı zorlayarak faaliyetlerimize devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Dünyada gıda arz ve güvenliğinin önem kazandığını dile getiren Pakdemirli, gelecekteki iklim değişikliğine bağlı olarak, kuraklığı da göz önüne alarak mutlaka sulu tarım alanlarını artırmaları ve tarımsal hasılayı yükseltmeleri gerektiğini vurguladı.
"DSİ'YE 2019'DA 9,2 MİLYAR LİRA BÜTÇE AYIRDIK"
Dr. Pakdemirli, 2019 yılı için DSİ bütçesine 9,2 milyar lira ayırdıklarını belirterek, kaynakları tasarruf ederek çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ödenek talep edilirken neticeye gidilecek vizyon projelerine öncelik verilmesi gerektiğini dile getiren Pakdemirli, şu ifadeleri kullandı:
"(Öncelikle) Bu projeler yatırım programına alınmalıdır. Herhangi zaruri bir sebepten dolayı harcanamayacak ödenekler zamanında bildirilerek, harcanabilecek işlere kaydırılmalıdır. Elimizdeki kaynakları israf etmeden iyi değerlendirmeliyiz. Bir diğer konu ise, malumunuz üzere, bu sene havalar yağışlı. Taşkın afetlerine karşı hazırlıklı olmalıyız. Proaktif bir yaklaşımla olası durumlara, tedbirlerimizi önceden alarak, can ve mal kaybını minimize etmeliyiz. Zaten yöneticilik bu manada, öngörü sahibi olmayı gerektirmektedir."
HES inşa etmenin Türkiye için bir zaruret olduğunu, cari açığın en büyük sebebinin enerji ithalatı olduğunu dile getiren Dr. Pakdemirli sözlerini, "Bu noktada HES'ler cari açığı azaltacak en önemli yenilenebilir, yerli kaynaklardan. HES'lerle alakalı bölge halkının, zaman zaman doğru şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir. Şayet bölge halkına doğru olanı biz anlatmazsak, başkaları yanlış şeylerle onları yanıltabilir." diye tamamladı.
Yorum Yazın