Gürer, “Bu İşte Bir Çapanoğlu Var”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, DSİ Kanunu’ndaki değişiklik tasarısıyla ormanların altına nükleer atıkların bertarafı için yeraltı depoları yapılabileceğinden endişe ettiklerini açıkladı.

Hükümetin son 15 yılda özelleştirerek sattıklarıyla ne yaptığını soran Ömer Fethi Gürer, Kanun tasarısında bir çapanoğlu göründüğünü belirterek, “Satılacak bir şey kalmadı da şimdi de ormanların yer altı değerlerine mi sıra geldi?” dedi. 

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda söz olarak görüşülmekte olan 548 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Bazı Kanun ve Kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 12’nci maddesinin tasarı metninden çıkarılması yönündeki teklifi üzerine bir konuşma yaptı. 

ORMANLARIN ALTINA DEPO İZNİ VERİLMESİ, ORMANIN GELCEĞİ İÇİN BÜYÜK TEHLİKE 

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 1956'da çıkarılan Orman Kanunu ile ilgili on beş yılda, AKP hükûmetleri döneminde 8 kez değişikliğe gidildiğini anımsattı. Aynı maddedeki ormanlar için büyük bir tehlikenin de yer altı depolarının orman alanlarına kurulmasına izin verilmesi olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer,, “Bu maddenin ucu açıktır, amaç tam yansıtılmamaktadır. Ormanlar yasada tanımlandığı şekliyle, yerleriyle birlikte ormandır, yani ormanın asli unsurlarından biri ormanı oluşturan ağaç ve ağaççıkların üzerinde bulunduğu topraktır. Orman topraklarını orman ekosisteminden ayrı düşünemeyiz. Orman topraklarına yapılacak her türlü depolama tesisinin orman alanlarına, ekosistemine zarar vereceği de mutlaktır. Ormanların, orman topraklarının tek başına sunduğu birçok ekosistem hizmeti bulunmaktadır. Bunlardan biri de su üretim fonksiyonudur. Orman topraklarının depolama anlayışı, orman, su üretim hizmetlerinin zarar görmesine ve olası sızıntıların suların kirlenmesine neden olabileceği bir gerçektir” şeklinde konuştu.

DEPOLAR PATATES İÇİN Mİ YOKSA NÜKLEER ATIKLAR İÇİN Mİ YAPILACAK?

Ormanda yapılacak depolama tesisleri için yol ve beraberinde ihtiyaç duyulacak tesis ve yapıların da olumsuzluğu katlayacağını ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Yer altı orman depolama alanları hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Hâlen mevcut Orman Kanunu'nda savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğal gaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerine kamu yararı ve zarureti olması hâlinde izin verileceği zaten yer almaktadır. Buralarda yer altı depolama merakı nereden doğmuştur? Tehlikeli atıkların depolanması için bu maddeye getirilmiş olmasın. Mersin'de Akkuyu Nükleer Santrali atıklarının o bölgede bulunan orman alanlarının olduğu yerlerde, kapalı yerlerde bertaraf edilmesi düşüncesiyle böyle bir düşünce mantığında bu getirilmiş olmasın” diyerek, tasarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. 

GIDA ÜRÜNLERİ DEPOSU İŞİN KILIFI

Orman Yeraltı depoları ile ilgili TBMM de konuşan GürerTarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Toplantısında, ilgili bakanın kanun maddesinin patates ve elma depoları için hazırlandığı yönünde bir ifade kullandığını da anımsattı.Ömer Fethi Gürer, “Oysa patates ve elma depolarının yapılacağı çok yerde alan mevcut, oralarda ormanın altında böyle bir çalışmaya ihtiyaç yok. Görünen o ki burada amaç gizleniyor ve orman altına nükleer atıklar için de yer atı depolarının yapılmasının yolu açılıyor” şeklinde konuştu. 

BU İŞTE BİR ÇAPANOĞLU VAR

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Hükûmet, sulama suyunu dolaylı özelleştiriyor, ormanı kiralık alanlara çeviriyor, dikme yaş ağacı ticarileştiriyor, çiftçiler birliğiyle oluşmuş sulama birliklerinin yapısını yok ediyor, özelleştirmeyi savunurken kamu eliyle yönetimin ardı açıkçası çapanoğlu görünüyor. Bu ülkede on beş yılda sattıklarınızla ne yaptınız ki? Ekonomiyi darmadağın ettiğiniz bu ortamda doların, euronun başını alıp gittiği bir süreçte, satacak bir şey kalmadı bu kez de ormanların yer altı değerleri, arkeolojik alanları mı kaldı? Sorunların çözüm bulması için yapılacak çok şey var; işçinin, çiftçinin, esnafın, köylünün, emeklinin, engellinin sorunlarına çözüm üretmek yerine, ranta dayalı yeni alanlar yaratmanın bu ülkeye hiçbir zaman faydası olmayacaktır.”