Gıda ihracatçıları, Avrupa Birliği, Rusya ve diğer komşu ülkelerle Türkiye arasında gerilen siyasi ilişkilerin eski zeminine oturmasını arzu ediyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Rıza Seyyar, Avrupa Birliği ile son dönemde yaşananlara bakıldığında, Batı dünyasının adil olmayan yaklaşımlar, kararlar ve uygulamalar hayata geçirdiğini savundu.
Seyyar, “Bu karar ve uygulamaları geçerli saymak, kabul etmek tabi ki mümkün değil. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) 13 yıl aradan sonra almış olduğu kararın siyasi olduğunu değerlendiriyoruz ve diplomatik yollarla yapılacak tüm girişimleri ihracatçılar olarak destekliyoruz. Aynı zamanda Avrupa Birliği standartlarının ülkemiz koşullarına göre üyelik müzakerelerinden bağımsız olarak hayata geçirilmesini zaruri gereklilik olduğunu düşüyoruz. Bu konuda ihracatçılar olarak bizlere verilecek her türlü görevi yapmaya hazırız” dedi.
Türk gıda sektörü, 200 ülkeye ihracat yapma başarısı gösterse de, pazar payının ağırlığı nedeniyle Avrupa Birliği, Rusya ve komşu ülkeler Türk ihracatçıları için ayrı önem arz ettiğine dikkati çeken Seyyar, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2016 yılında kayıtlara giren toplam ihracatlarının yüzde 60’ının AB ülkelerine yapıldığını, Avrupa Birliği vatandaşlarının sofralarını Ege’den giden tarım ürünlerinin doldurduğunu anlattı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, halkın demokrasiye sahip çıktığını ve Türkiye’de demokratik kurallarla seçilmiş hükümetin işbaşında olduğunu, Türkiye’nin demokrasi ve insan haklarına sonuna kadar bağlı olduğu mesajını Türk ihracatçılarının tüm dünyaya verdiğini hatırlatan Seyyar, bu süreçte Türkiye’ye gelme konusunda çekincesi olan müşterilerini Türk ihracatçılarının ziyaret ederek ticari ilişkilerin devamını sağladığı mesajını verdi.
Türk ihracatçısının son 10 ayın mesaisinin büyük bölümünü yurtdışında geçirdiğini anlatan Seyyar, “Türk ihracatçıları olarak gösterdiğimiz gayrete uyumlu, ılımlı bir dış politika izlenmesini biz ihracatçıların uluslararası piyasalarda elini daha da güçlendirecektir. Herkesin malumu olduğu üzere tarım sektörü bir istihdam denizi olmanın yanında ekonominin çarklarının uyumlu çalışmasına katkıda bulunan sektörlerin başında gelmektedir. Tarlaya ekilen tohumun, çiçeğe duran ağacın meyvelerini zamanında ve katma değerli olarak uluslararası pazarlara ne kadar fazla ulaştırırsak, toplumsal refaha ve huzura o oranda katkı sağlamış oluruz. Çünkü Türkiye’nin petrolü, doğalgazı ve henüz nükleer enerjisi yok bütün bunları dövizle ithal ediyoruz. Bu dövizi yüzde 100’e yakın katma değerle ikame edebileceğimiz yegâne sektör ‘Tarım Sektörüdür’. Bu açıdan da tarımsal üretim ve ihracat ülkemiz için bu denli önemlidir. Siyasilerin kararlar alırken bu pencereden resmin bütününe bakmalarını bekliyoruz” diye konuştu.
Yorum Yazın