Dünya piyasasına hakim beş tarım kimyasalı şirketi, insan ve çevre sağlığına zararlı olduğu tespit edilen yüksek seviyede tehlikeli pestisitlerin satışından milyarlarca dolar elde ediyor.
Tarımda kullanılan kimyasallara ilişkin 2018 satışlarını inceleyen Unearthed ve Public Eye yayın kuruluşları, dünyanın önde gelen tarım kimyasalı şirketleri satışlarının %35’ini, insanlara, hayvanlara veya ekosisteme ”yüksek düzeyde zararlı pestisitler (YZP)” olarak sınıflandırılmış pestisitlerin oluşturduğunu açıkladı.
Pestisit piyasası, beş şirketin hakimiyeti altında: Bayer, BASF, Syngenta, FMC ve Corteva (eski Dow ve DuPont). Analize göre bu beş şirket küresel tarım zehiri ( pestisit ) pazarının %65’ini elinde bulunduruyor ve CropLife International lobi grubunun altı üyesinden beşini oluşturuyor. Analize göre, bu şirketler 2018 yılında, kanser veya üreme sorunu gibi sağlık sorunlarına yol açtığı belirtilen YZP içeren 4,8 milyar dolar değerindeki ürün satışından, toplam gelirlerinin %35’ini elde etti.
Bu beş şirketin Türkiye’deki 2018 yılı satış gelirleri ise 68 milyon dolar. Bu gelirin %16’sı insan sağlığına ve ekosisteme zarar veren yüksek seviyede tehlikeli pestisitlerin satışından elde edildi.
Araştırma, tarım ticareti istihbarat şirketi Phillip McDougall’ın elindeki kapsamlı pestisit satış verilerinin analiz edilmesiyle ortaya çıktı. Bu şirket, tüm dünyada detaylı pazar araştırmaları yürütüyor ve pestisit şirketlerine bu bilgileri satıyor. Veriler, 2018’de 57,6 milyar dolar değerindeki küresel tarım pestisitleri pazarının %40’ını temsil ediyor ve küresel pestisit pazarının %90’ından fazlasını oluşturan, 43 ülkeyi kapsıyor. Satış verileri daha sonra Uluslararası Pestisit Eylem Ağı’nın (PAN International), Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı vb. güvenilir kurumların açıklamalarını referans alarak oluşturduğu “Yüksek Düzeyde Zararlı Pestisitler Listesi” ile karşılaştırıldı ve gelirlerinin ne kadarının hangi pestisitlerden kaynaklandığı ortaya çıkarıldı.
Unearthed ve Public Eye analizine göre, bu beş şirketin satışlarının neredeyse dörtte birini, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açtığı düşünülen kanserojen veya olası kanserojen pestisitler oluşturuyor. Ayrıca, analizde, satılan pestisitlerin %4'ünün, insanlarda akut zehirlenmeye yol açtığı belirtiliyor. Araştırmada ayrıca, bazıları Avrupa’da yasaklanmış olan, arılar için yüksek derecede zehirli kimyasalların satışından, beş şirketin bir milyar doların üzerinde kazanç sağladığı ortaya kondu.
BM Zararlı Maddeler ve İnsan Hakları Özel Sözcüsü Baskut Tuncak: ‘‘Bu günde ve çağda, şirketlerin YZP’ler üzerinden bu kadar para kazanması uygun değil. Bu ürünlerin sürekli kullanımı hem sürdürülebilir değil, hem de dünya çapında insan hakları ihlâllerine yol açıyor.’’
2017’de yayınlanan bir BM raporunda, pestisit şirketleri için ”zararların sistematik inkârı”, ”agresif ve etik dışı pazarlama yöntemleri” ve hükümet içinde lobicilik çalışmaları yapmak iddiaları gündeme getirildi ve bu şirketler ”reformları engelleyerek, küresel pestisit kısıtlamalarını felç etmek” ile itham edildi. Raporda, artan dünya nüfusunun pestisitler olmadan beslenemeyeceği iddiası, ”bir masal” olarak nitelendi.
Çok satan tarım kimyasalları arasında, BASF’ın ot öldürücü ürünü glufosinate ve Corteva’nın fungisiti cyproconazole bulunuyor. Bunların ikisi de AB tarafından, doğurganlık, cinsel işlev veya düşük sorunlarına yol açan kimyasallar sınıfında yer alıyor. Fakat, CropLife’ın açık ara en çok satan ürünü, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı tarafından ”muhtemel kanserojen” sınıfına alınan ot zehiri etken maddesi glifosat. Glifosat üreticisi Bayer ve çeşitli düzenleme kurumları, bu sınıflandırmayı reddediyor.
Türkiye’de de üretiliyor
Diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki 2018 yılı 68 milyon dolarlık pestisit satış gelirinin sağlığa ve ekosisteme zarar veren yüksek seviyede tehlikeli pestisitlerden elde edilmesi, düşük gibi görünse de, söz konusu tehlikeli pestisitlerin bu beş şirket dışında da üretildiği göz önüne alındığında, tablonun daha korkutucu hale geliyor. Örneğin glifosat etken maddesini içeren pestisitler Türkiye’de sadece Bayer dışında 10 şirket tarafından daha üretiliyor. Diğer yüksek seviyede tehlikeli pestisitler için de benzer bir tablo Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bitki Koruma Ürünleri Dijital Veritabanı incelendiğinde görülebilir. (bku.tarim.gov.tr)
Türkiye çiftçisinin cebinden çıkan 68 milyon dolarlık pestisitler, gıda güvenliğine, insan sağlığına, biyoçeşitliliğe zarar verdiği gibi ürün verimini artırmaya yönelik bir katkı da sunmuyor. 2014-2018 yılları arasında pestisit kullanımı %51 artmasına rağmen, hektar başına ton olarak buğdaydaki verim artışı %14, meyve grubunda %14, sebze de %8 ayçiçeğinde %6,5, patateste %4,5. Mercimekte ise verim kaybı söz konusu.
Tüm canlılar için zehirsiz sofralar
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin yürüttüğü ”Zehirsiz Sofralar” Projesi kapsamında 100’ü aşkın sivil toplum kuruluşu tarafından kurulan Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, Kasım 2019’da başlattığı Zehirsiz Kampanya ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan şu taleplerde bulunuyor:
1-Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve tarımda kullanılan 13 etken madde (Difenacoum, ethoprophos, cyfluthrin, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X formetanate hydrochloride, methiocarb, methomyl, tefluthrin, zinc phosphide, glyphosate, malathion) öncelikle ve acilen yasaklansın.
2-Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerekli adımlar atılsın; doğa dostu tarım yöntemleri ve bu yöntemlerle tarım yapan küçük üreticiler desteklensin; üreticileri doğa dostu, zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın.
3-Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın.
Kampanya linki: Change.org/ZehirsizSofralar
Zehirsiz Sofralar Projesi pestisitlerin zararları konusunda farkındalık yaratmak ve Türkiye’deki pestisit kullanımını azaltmak amacıyla Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) tarafından yürütülmekte ve Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında destekleniyor.
Yorum Yazın