Ülkemizin en önemli su ürünlerinden biri olan ve özellikle Karadeniz Bölgesi'nin vazgeçilmez balığı hamsi için Trabzon'da çalıştay düzenlendi. Çalıştayda hamsinin sürdürülebilir avlanması için neler yapılabileceği konuşuldu.
Trabzon'da 3. Ulusal Hamsi Çalıştayı'nda, geleceği masaya yatırıldıiçin neler yapılabileceği konuşuldu. İlk olarak söz alan Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İlhan Aydın, bu çalıştayda sadece hamsinin konuşulacağına dikkat çekerek, "Ülkemizin en önemli su ürünlerinden biri olan hamsiyle ilgili yaptığımız bilimsel çalışmaları sizlerle paylaşmaya, sonuçlarıyla ilgili neler yapabileceğimizi konuşmaya geldik. Araştırma enstitüsü olarak en önemli yaklaşımımız, uygulama odaklı çaba sarf etmek. Bilimsel tüm araştırmalarımızı uygulamaya koymaya yönelik çalışma yapıyoruz. Bunlardan en önemlilerden bir tanesi de hamsiyle ilgili yürüttüğümüz, TÜBİTAK tarafından desteklenen, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın müşterek yürüttüğü Akustik yöntemle hamsinin izlenmesi. Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü olarak görevimiz, meseleyi daha net ve görünür hale getirmek. Sorunları sıfırlama imkanımız yok. Potansiyel sıkıntılarımız nelerdir, bunları konuşmamız gerekiyor. Burada mutlaka hamsiyi konuşmamız lazım. Burada sonuç alabilmemiz için ana gündemimiz hamsi. Çünkü Karadeniz'in geleceği hamsi. Bunu iyi yönetmezsek sıkıntı çekebiliriz. Ekolojik ve ekonomik çözüm üretmemiz gerekir. Hamsinin hikayesi yeniden yazılmalı. Şunu gördük ki bize anlatılan hamsinin göç hikayesi biraz farklı imiş. Hatta hiç umduğumuz gibi değilmiş. Her yıl değişiyormuş. Bizim 4 yılda gördüğümüz bu sonuçlar onu gösteriyor" dedi.
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya da hamsinin göç yollarından söz ederek, "Hamsi Bulgaristan, Romanya üzerinden Türkiye'ye gelirken, Sinop üzerinden belirli bir kısmı Zonguldak, diğer kısmı da Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize'ye dağılıyor. Bu zaman zarfında balıkçılarımız avlarını yapıyor, balık Gürcistan üzerinden turunu tamamlıyor. Yakalanan hamsi stoklarımızın yüzde 60 'ı ise hamsiyi çok dikkatlice takip etmemiz, şu andaki stoklarını daha iyiye yöneltmemiz için belirli tedbir almamız lazım. Denizleri koruma görevi birinci derecede balıkçılardır" ifadelerini kullandı.
Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Ali Güney ise balık halinin durumu eleştirerek, daha iyi olması gerektiğine dikkat çekti.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, hamsinin ekonomik anlamda girdi sağladığına dikkat çekerek, "Hamsi ülkemize ekonomik yönden önemli katkı sağlıyor. Yapılacak araştırmalarla, alınacak kararlarla sürdürülebilir bir şekilde stokun daha da artırılarak devam etmesidir. Katma değeri yüksek hale getirilerek hamsiyi değerlendirmemiz gerekir" şeklinde konuştu.
Son olarak söz alan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Doç. Dr. Durali Koçak, Türkiye'de 1991 yıllarında 7-8 bin balıkçı teknesinin bulunduğunu, 2002 yılında ise bu sayının 17 bin rakamlarına çıktığını kaydederek, "Kamu elindeki imkanlara göre davranır. 1991'de o günkü şartlarda denmiş ki artık denize daha fazla tekne girmesin. İstatistik rakamlarına baktığımız zaman 7-8 bin civarında gemi sayımız vardı. Teknik donanımlar da bu kadar artmış değildi Orada kalsaydık belki bugünlerde bu kadar sıkıntılı dönem yaşamazdık. Daha sonraki süreçlerde 1995'te, 1997'de, 2002'de gelen aflarla bizim denizdeki gemi sayımız 17 bine çıktı. Gemi boylarındaki artış, teknolojik artış o kabiliyetleri hiç söylemiyorum" diye konuştu.
Yorum Yazın