2024 yılının son tarım gezisini hafta sonu Samsun’a gerçekleştirdik. Müthiş ılıman havasıyla bizi karşılayan Samsun, kim bilir Atatürk’ü, ilk ayak bastığında hangi havayla karşıladı, düşüncesine takıldım. Yeni bir devletin doğuşunun ilk kıvılcım ateşiydi. Bu özelliğiyle sadece bir Türk tarihinin değil, Türk tarımının da önemli stratejik kavşağı olmuş.
Çünkü Samsun, bulunduğu konumuyla adeta Karadeniz’in Türkiye’ye açılan kapısı. Üniversiteleri, hastaneleri, OSB’leri gibi kurum ve kuruluşlarıyla ve tabii ki tarımda üretim potansiyeliyle Karadeniz’imizin incisi ve birincisi. İnanmakta zorlansam da gerçekten birçok tarım ürününde en önlerde. Fakat tarım üzerindeki çalışmaları ve liderliklerini tanıtım konusunda yeterli olmadıklarını gördüm. İç piyasa ve ihracatta ön planda olan Samsunumuz, “Neden bir Çukurova, bir Ceylanpınar, bir Aydın, bir Antalya gibi ön planda değil” sorusunu kendime sormadan duramadım. Bir araya geldiğimiz Sayın Vali Orhan Tavlı’ya da Büyükşehir Belediyesi Başkanı Halit Doğan’a da sormadan edemedim. Sn. Valimiz, Türkiye ekonomisinde önemli yer edinen Samsun Havzasını iyi değerlendirmiş olacak ki, bunun tanıtımı için kolları sıvamış.
Samsun tarımı, stratejik ve çok önemli tarım ürünleri, su ürünleri, hayvansal ürünler ve kendi içinde gelişmiş ve sanayisi için önemli Gıda OSB’leri, Sera OSB’lerini hayata geçirmiş. Ve bu OSB’lerde topraksız tarımdan tutun da, tarıma dayalı her türlü ürünü işleme kapasiteleri olan firmaları konuşlandırmış durumdalar. Tarımda katma değer oluşturacak birçok kalemde, ülkemizin ihracatına da katkı sağlayacak çalışmalar yapılmış.
Dolayısıyla yatırım yapmak için birçok nedeni olan Samsun’da, Bafra ve Çarşamba Ovası’nın ikinci ürün yetiştiriciliğine uygun olması, ekolojik açıdan tarıma elverişli olması, kışlık sebze üretiminde stratejik olarak üstün olması, su ürünleri sektöründe güçlü bir doğal üretim ve kültür balıkçılığı altyapısına sahip olması, büyükbaş hayvan varlığı ve yetiştiriciliği açısından yığınlaşma göstermesi ve yem bitkileri üretimindeki büyük artışı, tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimine elverişli olması, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının zengin olması, bununla birlikte coğrafi konumu ile havayolu, denizyolu, karayolu taşımacılığı imkânlarının olması, sektöre yatırım yapmak isteyenler için cazibe merkezi haline geldiğini söyleyebilirim.
Ülkemizin en stratejik ürünü olan fındığın ana vatanı olan bu coğrafya, dünya fındık üretiminde birinci sırada. Samsun, Ordu'dan’dan sonra ikinci sırada. Fındığın önemini anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Tarıma ve buna bağlı sanayisine önem veren, her geçen gün artıya geçen yatırımların önünü açan Samsun yetkililerinin, fındığın katma değerini sağlayacak firmaların çalışmalarını da yapacağını düşünüyorum.
Diğer ürünlere baktığımızda devlet kontrolü ile ekilen, kâğıt, kumaş, ip ve gıda ürünlerinin yapımında kullanılan kenevir ile üretimde birinci olan Samsun, balıkçılıkta “Karadeniz somonu” markasını da, Osman Parlak gibi üreticilerin çalışmaları ile birlikte dünyaya tanıtmış, Norveç somonunu dahi kalite açısından geçmiş ve dünya pazarında önemli yer tutmuş. Sizce de çok önemli değil mi?
Hamsi deyince akla gelen ilk şehir Trabzon gelir bilirsiniz, fakat valilikte yaptığımız sohbette Trabzon’dan çıkan hamsinin ancak kendilerine “evde pişer komşuya da düşer” misali, az da olsa komşu illerine yettiği, asıl hamsinin Samsun’dan çıktığı ve iç piyasaya dağıtıldığının bilgisini aldık. Gerçi balığı çok seven babam da her zaman şöyle der; “En güzel balık her zaman Ankara’ya gelir çünkü Samsun bize yakın.”
Samsun Valiliği, Belediye, İl Tarım Müdürlüğü nezdinde tarım üzerine birçok çalışmalar yapılmış, bize de burada düşen Samsunumuzu önce ülkemizde bir tarım cenneti olduğunu ve dünyaya ihracatımızdaki söz sahibi olmasının tanınırlığını artırmak. Başta, Sn. Vali Orhan Tavlı, Belediye Başkanı Halit Doğan, Tarım Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam ve OSB müdürlerimiz olmak üzere bu çalışmalarda, üreticilerle birlikte yürüyen ve emeği geçen tüm ekibe teşekkür etmek isterim. Doğru üretim, doğru projeler, doğru dokunuşlarla bir ilde neler yapılabilir konusunda örnek bir çalışma yaptıkları için…
“2025 yılının, cennet vatanımız ve dünya tarımı için, tıpkı Atatürk’ün Samsun’a çıkartma yaptığı kurtuluş mücadelesi gibi, tarımda da yeni başlangıçların olacağı, kaynakların sınırlı ihtiyaçların sınırsız olduğunu değil, sınırsız kaynakların ihtirasların elinde oyuncak olmadığı ve kaynakların eşit dağıtıldığı, topraktan gelerek ve yine ona döneceğimizin bilinci ile gereken vefayı toprağa göstereceğimiz bir yıl diliyorum.”
Mutlu yıllar...
Yorum Yazın