Pamuk, öncelikli olarak pamuklu dokuma ve pamuk ipliği sanayisinin ana hammaddesi olan pamuk lifi için yetistirilmektedir. Bunun yanısıra pamuğun çiğidi yağ endüstrisinin, küspesi ise yem endüstrisinin en önemli hammadedelerinden biridir. Kimyasal lifler hala tüketilen lifler içerisinde daha yüksek bir paya sahip olmalarına rağmen, insanların doğal maddelere olan tutkularının artması ve kimyasal liflere doğal liflerdeki bir çok özelliğin kazandırılamaması sebebiyle pamuk, cazibesini artan bir şekilde muhafaza etmektedir. Ayrıca; bir yandan dünya nüfusunun hızla artması, diğer yandan sanayilesen ve kalkınan toplumlarda yasam düzeyinin ve doğaya zarar vermeyen ürünlerin kullanım bilincinin yükselmesi, pamuk ve pamuğa dayalı ürün tüketimini artırmaktadır. Dolayısıyla halen tekstil bitkileri içerisinde kullanılan en yüksek lif olma özelliğini sürdüren pamuğa olan ihtiyaç da giderek artmaktadır.
Tekstil sanayisine sağladığı katma değer ve oluşturduğu istihdam hacmi ile vazgeçilemez bir ana hammadde olan pamuk üretim değerlerini ve ticaretini irdeleyecek olursak; ülkemizde pamuk üretim alanı yıllar itibariyle düşüş kaydetmiştir. Şöyleki 2002 yılında 721. 077 ha; 2008 yılında 495.000 ha; 2014 yılında 468.142 ha ekim alanında pamuk üretimi yapılmıştır. Diğer taraftan lif üretimimizi inceleyecek olursak; 2002 yılında 998.120 ton; 2008 yılında 673.400 ton; 2014 yılında 846.000 ton şeklinde gerçekleşmiştir. Yıllar itibariyle pamuk ekim alanlarında ki % 35’lik (2002-2014) düşüşe bağlı olarak verimde ise % 15’lik (2002-2014) bir azalma meydana gelmiştir. Destekleme sisteminin açık tarafları veya çırçır randımanlarının yüksek tahmin değerlerine bağlı olmaksızın ortaya çıkan üretimdeki bu pozitif durumu ise makinalı hasadın işlevselliğine, yüksek verimli yeni çeşitlerin kullanılmasına, pamuk tarımında teknolojik ekipmanların kullanılmasına ve artan üretici bilincine bağlamaktayım.
Pamuk üretiminde ülkemiz verimliliği dünya ortalamasının üzerinde olmasına ragmen; girdi fiyatlarının artışı, üretimi azaltmakta, pamuk üretim sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Girdi fiyatları, küçük işletme yapısının getirdiği sorunlar, işçilik giderleri, tarıma yönelik mal ve hizmetlere uygulanan vergi oranları ve destekleme piriminin rakip ülkelere göre yetersizliği üretici için önemli maliyet unsurlarını oluşturmaktadır. Özellikle stokların neden olduğu dünya pamuk fiyatındaki dalgalanmalar, lif pamuk ithalatın kolayca yapılabilmesi üreticiyi fazlasıyla etkileyerek, üreticinin alternatif ürünlere yönelmesine ve pamuk ekim alanlarının daralmasına neden olmuştur.
Ülkemizde tekstil sektöründe yaşanan genişlemeye paralel olarak, pamuk tüketimindeki artış iç üretimle karşılanamadığından, pamuk ithalatı ekonomik anlamda faturayı kabartmaktadır. Ülkenin yaklaşık olarak yıllık 1.400.000 tonluk bir tüketim kapasitesi olduğu düşünülürse ekim alanlarındaki düsüslerin devam etmesi halinde talebin karsılanabilmesi için ithalatın daha da artabileceğini söylemek mümkündür. Şayet gerekli tedbirler alınmazsa toplam ihracat gelirimizde önemli bir paya sahip tekstil ve konfeksiyon sanayinin hammaddesi olan pamuk, tarımsal faaliyetler içerisinde en fazla darbe yiyen bir ürün konumunu devam ettirecektir.
Stratejik bir ürün olan pamuğun, üretiminin ve ekonomisinin artırılması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızca hedeflerin belirlenmesi ve gerekli tedbirleri alınması inancıyla; çiftçilerimize iyi bir pamuk sezonu dilerim.
Yorum Yazın