Kırılgan tarım topluluklar, sosyal korumaya erişiminde ne tür zorluklarla karşılaşıyor ve sosyal koruma sisteminin kapsamadıklarına nasıl erişilebilir? Bu soru, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 5 Mayıs’ta düzenlediği çalıştayda bu alandaki çalışan uzmanların cevaplamaya çalıştığı kritik bir soruydu. Katılımcılar arasında 40'tan fazla paydaş Tarım ve Orman Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Avrupa Birliği Delegasyonu ve Ankara Üniversitesi temsilcileri yer alıyordu. Çevirim içi düzenlenen çalıştay FAO ve Ankara Üniversitesi tarafından koordine edildi.
Çalıştay, Türkiye'deki Türk ve Suriyeli tarım işçilerinin sosyal koruma durumu konusunda 190'dan fazla katılımcıyı bilgilendirdi ve sosyal güvenlik ağının, özellikle COVID-19 salgını sürecinde, acil ihtiyaç sahiplerini kapsayacak şekilde genişletilmesinin önemini vurguladı. Çalıştay ayrıca hükümetin, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve diğer paydaşların bu konuyla ilgili çabalarını, bulgularını ve önerilerini paylaşmaları için bir fırsat sağladı.
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık'ın moderatörlüğünde düzenlenen çalıştay, Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, tarafından açıldı. Türkiye Mülteciler için Mali Yardım Programı Bölüm Başkanı Libor Chlad, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Uluslararası İş gücü Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Ali Aybey, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü Genel Müdürlüğünden AR&G Dairesi Başkanı Sencer Kiremitçi ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim Yayın Dairesi Başkanı Surür Kır’ın açılış konuşmaları ile devam etti.
FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu açılış konuşmasında şunları söyledi: “FAO Türkiye’nin bir çalışmasına göre Suriyeli mültecilerin yüzde 94'ü ve mevsimlik tarımda çalışan Türk halkının yüzde 64'ü, pandemi sırasında iş bulma konusunda sıkıntı yaşadı. Birçoğunun temel ihtiyaçlara ulaşabilmek için olumsuz başa çıkma mekanizmaları benimsemelerine neden oldu.”
Çalıştayda, tarım işçileri ve çiftçilerin sosyal koruma kapsamına erişimini kolaylaştırarak yoksulluğu ve açlığı hafifletmenin yanında gıda güvenliğini sürdürmek için anahtar bir araç olan tarımsal işlerin resmileştirilmesinin önemi vurgulandı. Çalıştay ayrıca, tarımdaki işgücünün mevsimlik tarım işçileri arzının yarısını oluşturduğunu ve mülteci ile göçmenlerin de Türkiye'deki gıda kaynaklarının devamlılığını sağlamada hayati katkılarını vurguladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mevzuat, Anlaşmalar ve Projeler Daire Başkanı Ebru Öztüm Tümer'e göre, “Türkiye'de nüfusun yüzde 80'inden fazlası kentsel alanlarda yaşıyor ve daha da artması bekleniyor. Tarım arazileri küçülüyor, çiftçiler ve işçiler yaşlanıyor." Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı, mevcut ihtiyaçları karşılamada göçmen işgücünün önemini vurgulayarak, tarım sektörünün artan kırsal ihtiyaçlara cevap vermesine yardımcı olmak için ulusal bir strateji oluşturulduğunu da belirtti. Ali Aybey, ise konuşmasında "Tarımda çalışan göçmenlerin ülkenin kalkınmasına katkıda bulunduğuna ve tarımda emeğin taleplerinin karşılanmasında kilit bir rol oynadığına inanıyoruz" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı, kadınların sektöre katılımının önemini vurguladı. Kadın işçiler genelde işgücünün % 24'ünü temsil ederken, kadınların tarımda ücretsiz çalışmasından dolayı bu rakam gerçek oranı yansıtmamaktadır. Yayın Dairesi, kadın kooperatiflerini teşvik ederek kadın işçilerin kapasitelerini ve dolayısıyla istihdam edilebilirliğini artırarak kadınları güçlendirmek için çalışmaktadır. Yayın Dairesi ayrıca kadın çiftçileri güçlendirmek için faaliyetler düzenlemekte ve kadınlar için sosyal güvenlik desteğini ön plana çıkarmaktadır.
FAO'nun Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ile ortaklaşa yürüttüğü saha çalışmasına göre, araştırma kapsamındaki Türk tarım işçilerinin yüzde 55'i, Suriyeli mülteci krizinden sonra durumlarının kötüye gittiğini, özellikle de Türk kırsal toplumunun Suriye krizinden önemli ölçüde etkilendiğini belirtmişlerdir. Türkiye Mülteciler için Mali Yardım Programı Bölüm Başkanı Libor Chlad, AB Türkiye Delegasyonunun Türk Hükümeti ve FAO da dahil ortakları ile Geçici Koruma kapsamındaki Suriyelilerin ve kırılgan ev sahibi toplulukların sosyo-ekonomik entegrasyonunu iyileştirme, açlığı ve yoksulluğu giderme ve gıda güvenliğini sağlama çabalarında desteklemeye istekli olduğunu teyit etmiştir.
Tartışmalarda, savunmasız kırsal grupların sosyal korumasını desteklemek için kapsayıcı politikalar ve programlar oluşturmak için bu sektörlerindeki kilit paydaşlar ve aktörler arasında ulusal bir diyalog başlatması temel amaç olarak vurgulandı. Bu diyalog süreci, FAO Türkiye’nin Suriye Müdahale Planı kapsamındaki çabalarını desteklemekte ve sosyal güvenlik kapsamını genişletecek kurumsal kapasiteler oluşturmak için ulusal ve yerel yönetimlerle, AB ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak zeminde yürütülmesi hedeflenmektedir.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın