Yerel tohumlar hangarlarda depolanarak değil, toprağa ekilerek korunur
TarımAntalya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Vahap Tuncer, yerel tohumların, bir yerde depolanarak, sergilenerek, müze ve ofislerde saklanarak korunamayacağını söyledi.
Manavgat Ziraat Odası, Manavgat Belediyesi ve Ahmetler Kültür ve Yaşatma Derneği'nin birlikte organize ettiği Manavgat Yerel Tohum Takas Şenliği Cumhuriyet Meydanı'nda yapıldı.
Organizasyon kapsamında yerel tohumların korunmasıyla ilgili Cumhuriyet Meydanı'nda panel yapıldı. Panel başkanlığını ise Antalya ZMO Başkanı Vahap Tuncer yaptı. Panelde İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Atalık, ziraat mühendisi Nihal Küpeli, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Çinbilgel, Focebok Ulusal Tohum Takas Başkanı Ali Özırmak, Şevket Meriç ve halk bilimci Öznur Tanal konuşma yaptı.
Antalya ZMO Başkanı Tuncer, yaptığı konuşmada, yerel tohumların bir yerde depolanarak korunamayacağını, yegane korunma yolunun ekilmesine bağlı ürün alınması olduğunu söyledi.
1980 yıllarda Manavgat'ta yaygın ekim alanı olan misket karpuzunun bugün hibrit tohumculuğun ön plana çıkmasıyla verimli tarım arazilerinde yetiştirilmediğini belirten Tuncer, 35 yıl önce Antalya bölgesinde Manavgat'ta yaygın bir şekilde yetişen yöreye özgü olan misket karpuzunun hibrit tohumculuğun ön planda olduğu meyve ve sebze yetiştirilmesi yapılmasından yerel karpuzun yok olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin dünyada en fazla gen kaynaklarına sahip ülke konumunda olduğunu belirten Tuncer, Anadolu'nun 15 bin gen kaynağına sahip olduğunu kırsal kalkınmada bu değerin kıymetinin çok iyi bilinmesi gerektiğini ifade etti.
Yerel tohum takas şenliğinin 41'ncisini Manavgat'ta yaptıklarını vurgulayan Tuncer, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı korunmasına yönelik çalışması olduğu ancak; bunun tohum bankaları kurularak angarlar da saklanarak ve depolanarak yapılamayacağının altını çizdi. Tuncer, şunları söyledi:"Depolarda saklayarak yerel tohumlar korunamaz. Yerel tohumların yegane korunması ve yaşamasını sağlamak ancak; ekilerek sağlanır. Gıda güvenliği olmayan bir ülkenin bağımsızlığından söz edemeyiz. Kırsal kesimin dünya pazarında yok sayılması, uluslararası arası firmaların peşine takılmasının önüne yerel tohum korunmasıyla geçilir. "diye konuştu.
Büyükşehirlerde verimli tarım arazilerin korunması için tarım arazilerinin belediyeler tarafından buraların imara açılmaması gerektiğini vurgulayan Tuncer, belediye meclisi üyelerine bu konunda baskı yapıldığını, bu konu hakkında aykırı bir söz söylediğinde de bunun önünde ziraat odalarının tıkaç olarak görülme anlayışından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Atalık, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin en fazla darbeyi yerli tohumun korunmasına vurduğunu iddia etti.
1984 yılında hibrit tohum ithalatına izin verildikten sonra kısa süre ülkede uluslarası şirketlerin desteklenmesine bağlı güçlü pazar alanı oluştuğunu savunan Atalık, buna karşı yerel tohumların etkisiz bırakıldığını kaydetti.
Dünya ölçeğine bakıldığında tohumculuğun mısırda yüzde 65'nin beş uluslu şirketlerin elinde olduğunu belirten Atalık, yine aynı şekilde ayçiçek yüzde 90'nın ve pamuğun yüzde 45'nin çok uluslu tohum şirketlerinin elinde olduğunu ve dünyada tohumculuk 45 milyar dolarlık pazar payına sahip olduğunu vurguladı.
Halk arasında doğal, yerel, yerli ve evladiyelik diye isimlendirilen tohumlara sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Atalık, çıkılmazsa tıpki Manavgat'ta 1980'li yıllarda yaygın olarak yetiştirelen misket karpuzunun bugün yetiştirilmemesi gibi yerel tohumların kayıp olabileceğine dikkat çekti.
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Çinbilgel, yaptığı konuşmasında, yerel tohumların mutlaka kayıt altına alınması gerektiğini söyledi.
Antalya bölgesinin bitki çeşitliliği bakımından zengin olduğunu belirten Çinbilgel, ithal tohuma karşı yerli tohumların takas yöntemiyle ülke genelinde yaygınlaştırılarak yerli genlerin korunması ve kayıt altına alınmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydetti.
Bitki çeşitiliği bakımından Antalya bölgesinin en zengin yerlerinden birininde Manavgat Ahmetler olduğunu dile getiren Çinbilgel, Ahmetler'de 250 bitki türü tespit etiklerini, Manavgat, Akseki, İbradı ve Gündoğmuş ilçelerinin bitki ve endemik bitki çeşitliliği bakımından zengin bir alan olduğunu sözlerine ekledi.
Panel sonrası Ahmetler'liler panel katılanlara keşkek ikramı yaptı. Ardından da değişik bölgelerden getirilen yerel tohumlar takas edildi.
İlginizi Çekebilir