Kendisi küçük anlamı büyük
TarımMeyvesi ve macunuyla adalıların vazgeçilmezi olan alıç ağacına dünyada büyüyen ilgi, ülkemizde doğa içerisinde kendi başına yetişebilen bu küçük ağaca ilgiyi de artırdı.
Meyvesi özellikle kalp ve damar sağlığını destekleyici niteliğiyle bilinen alıç ağaçları için Çevre Bakanlığı ve Gıda Bakanlığı ayrı ayrı çalışıyor. Bir bakanlık Orman Eylem Planı çerçevesinde 10 binden fazla fidan dikme hedefinde, diğeri ise gen kaynaklarını korumak ve ülkedeki potansiyelini geliştirmek.
Kıbrıs’ın dağlarında yamaçlarında, bir uçtan diğer uca tüm bölgelerinde, yazın yüzünü sonbahara dönmesiyle göze çarpan sarı meyvenin kuraklığa dayanıklı ağacı alıç, baş tacı olmaya hazırlanıyor.
Meyvesinin kalp ve damar sağlığını destekleyici etkileri kanıtlanmış olan bu küçük ağaç için hem Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı hem de Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı birbirinden bağımsız ancak birbirine paralel geçebilecek konularda atılımda bulunuyor.
Alıç konusunda kolları sıvayan bakanlıklardan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, 25 Nisan 2014’te Orman Bakanlığı Müdürlüğü’nün Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Orman Dairesi Müdürlüğü’yle imzaladığı “Orman Eylem Planı” çerçevesinde, Yenierenköy’de Alıç Ormanı oluşturmak için 10 binden fazla alıç ağacı fidanı dikecek.
Bu bağlamda, fidanlıklarda “yerli” alıç ağacı fidanı yetiştirmeyi sürdüren bakanlığın hedefi, bu yıl içerisinde fidanları, geçtiğimiz yıllarda orman yangını yaşanan bölgeye dikmek ve bölgenin hem yeniden ormanlık bir alana dönüştürülmesini hem alıç ağaçlarının çoğaltılmasını sağlamak hem de ekonomik değer yaratmak.
Hem rehabilite hem yeni ekim
Bakanlık’tan alınan bilgiye göre Alıç Ormanı Projesi, ormanlarımızda bulunan yerli alıç ağaçlarının rehabilitesini ve yeni alıç ekimini kapsıyor, ilk ekimler ise kasım ayında yapılacak ve 10 bin fidan dikilecek. Bundan sonraki yıllar için öngörülen hedef ise her yıl yeni 20 bin alıç ağacı fidanını dikmek. Ekilecek fidanların ardından ise, 7 ila 10 yıl arasında verim alınması bekleniyor. Ekonomik değeri henüz bilinmese de, 8 yıl sonraki fiyatların bunda etkili olacağının da kaçınılmaz olduğu üzerinde duruluyor. Alıç ağacının tercih edilmesindeki etkenlerin başında ise, özel bakım gerektirmemesi, az emek ve uğraşla ürün alınabilmesi, ülke iklim şartlarında rahatlıkla üretilebilmesi geliyor.
Sadece alıç değil,ormanlarda bulunan harnup,badem ve zeytin ağaçları ile de ekonomik değer katan üretimler gerçekleştirmeyi hedefleyen Bakanlık, bu ürünler ve üretimlerle ilgili devletin ilgili paydaş ve kurumları ile her zaman istişare içerisinde olacağını da kaydediyor.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Yenierenköy’de 200 Dönümlük bir arazide başlatılacak Alıç Ormanı Projesi konusunda, "Amacımız hem ormanlık alanları arttırmak hem de ekonomik değer yaratarak bölge insanına katkı sağlamak" demiş ve bölgede orman gelişimi ve ekonomik gelişimi paralel bir yapıda ileriye taşımak hedefinde olduklarını vurgulamıştı.
Türkiye ile imzalanan ve 2014-2018 yıllarını kapsayan Orman Eylem Planı’nın içeriğinde ise, ağaçlandırma faaliyetleri başta olmak üzere, ormanlık alanların bakımı, orman yangınları ile mücadele, orman planlaması, fidanlık üretim merkezlerinin geliştirilmesi, mesire alanlarının oluşturulması, orman yollarının yapımı,orman yol şebeke planı hazırlanması,orman zararlılarıyla mücadele gibi başlıklar bulunuyor.
Öncelik Kıbrıs’ın alıçları
Türkiye’den Çukurova Üniversitesi’yle ülkede yetişen keçiboynuzu, babutsa ve alıç gibi bazı meyvelerin gen kaynaklarının korunması amacıyla çalışma yürüten Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı ise, alıç ağacının genetik özelliklerini korumak ve geliştirmek hedefinde.
Çukurova Üniversitesi ve Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’yla birlikte gen araçtırmaları çalışmasını yürüten Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Yeşim Rehber Dikkaya, Kıbrıs’ın kuraklığa dayanıklılığı ve sağlığa yarattığı pozitif etkiyle dikkat çeken alıç ağaçları için alıç tiplerini korumak amacıyla çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, elma ve armut ağaçları için anaç olarak kullanılabilen alıç ağaçları konusunda bu bağlamda da çalışmalar yürüttüklerini, erken meyve alınabilmesi ve bodur ağaçlar oluşturabilmesi nedeniyle, dağdaki alıç ağaçlarına armut aşısı yapmaya başladıklarını kaydetti.
“Her ülkenin kendine özgü meyveleri çok önemlidir. Kendi ürünlerimizi ve gen kaynaklarımızı korumamız lazım. Yüzyıllar boyunca kuraklığa dayanıklılık ve hastalıklara bağışıklık kazanmıştır. Bizim kendi tiplerimizin bizim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz onları korumak istiyoruz” diyen Yeşim Rehber Dikkaya, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın 10 binden fazla alıç ağacı atılımının anımsatılması üzerine ise, Enstitü’nün de alıç tiperini artırmak ve fidan üretmek hedefinde olduğunun altını çizdi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) ile Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı’nın yürttüğü ortak çalışmalar konusunda ise ÇÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayzin Küden, haziran ayında Anadolu Ajansı’na açıklamada bulunmuş ve alıç ağacının da yer aldığı bazı meyve ağaçlarının korunması konusunda, şöyle konuşmuştu: “Meyvecilik için yapılması gereken yerinde koruma. O yapılamıyorsa alıp başka yerde bahçe tesis ederek onu koruma altına almak gerekiyor. Biz bu türleri belirledik, bunları aynı ortamda bir araya getirip bahçe tesis edeceğiz ve mümkün olduğunca ikamesini tahsis edeceğiz."
Sağlığa etkileri çok
Alıç konusunda kuraklığa dayanıklılığının yanı sıra üzerinde durulan en önemli unsurlardan biri de meyvesinin sağlık üzerinde yarattığı olumlu etkiler.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın bu konudaki açıklaması, alıç meyvesinin mutfakta marmelat ünürlerinde kullanılmasının yanında çiçeği ve yaprağının da tıpta kullanıldığı yönünde.
Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Yeşim Rehber Dikkaya, alıç ağaçlarının nitelikleri, verimi ve sağlığa etkileri konusunda ise şöyle konuştu:
“Alıç biraz yavaş büyür. Kısa bitki olduğu için çok geç büyür ve meyveye yatması uzun sürer. 7 ila 10 yıl arası değişen bir sürede verim alınır. Alıç doğada kendi başına yabani olarak yetişebilen bir ağaç. Sağlık, özellikle kalp damar hastalıkları yönündejn küçük meyveler tüm dünyada popüler olmuş durumda.”
Keza, alıç konusunda yapılan bilimsel birçok çalışma gösteriyor ki alıç meyvesi, kalp damarlarını genişleterek kanın daha rahat pompalanmasını ve dolaşmasını sağlayarak kalbin yükünü hafifletiyor. Kalbi kuvvetlendirmesi ve damar sertliğine karşı koruyucu olması yönünden de alıç meyvesi, kalp krizi riskini azaltıyorr. Sinirler üzerinde yatıştırıcı etkisi olduğu da belirlenen özellikleri arasında. Alıç çiçeğinden yapılan alıç çayı da benzer etkide. Bu bağlamda da alıç çayı, Almanya, Avusturya başta olmak üzere Avrupa kıtasında pek çok ülkede geleneksel olarak kullanılan bitkisel çaylar arasında.
İlginizi Çekebilir