Fındık üreticisi tüccara teslim edildi
TarımKaradeniz bölgesinin en önemli ekonomik gücü olan fındıktaki tartışmalar şimdi de rekolte üzerinden yapılıyor.
Karadeniz bölgesinin en önemli ekonomik gücü olan fındıktaki tartışmalar şimdi de rekolte üzerinden yapılıyor. Ancak bu tartışmalar arasında fındık üreticisinin hale görmezden geliniyor. Piyasayı ihracatçıların ve yabancı firmaların belirlediğine dikkat çeken üreticiler, ürünlerini karın tokluğuna satmak zorunda kaldıklarını anlattı. Tüm Köy-Sen de “Hem yasal düzenleme gerekli hem de üreticilerin örgütlü olması. Başka türlü üretici mağdur olmaya devam edecek” çağrısını yaptı.
Fındık fiyatlarındaki düşük ücret ve belirsizlik üreticilerin yarınla ilgili beklentilerini olumsuz etkilerken Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının açıkladığı rekolte yeni tartışmaları başlattı. Bakan Faruk Çelik’in rekolteyi 468 bin ton olarak açıklaması üzerine üreticiden ve ihracatçılardan farklı değerlendirmeler gelmeye başladı.
Geçmiş yıllarda çeşitli kurumların ayrı ayrı yaptığı rekolte belirlemeleri arasında büyük farklılıkların olması nedeniyle Bakanlık başkanlığında oluşturulan komisyon aracılığıyla tek belirleme yapıldı.
FİYATI BELİRLEYEN ALICILAR
Fındıkta uygulanan ‘serbest piyasa’ kuralı nedeniyle fiyat üzerinde belirleyici olanlar hep alıcı konumunda olan ihracatçılar oldu. Özellikle 2015-2016 sezonunda piyasaya Ferrero şirketinin de girmesi fındık fiyatlarında düşüşlere neden oldu. 2015-2016 sezonu 14 TL’den başladı ama 8 TL’nin altına kadar düştü. Alternatif sunmadan Ziraat Odalarının ‘ürününüzü indirmeyin’ çağrılarının gündem oluşturduğu 2015-2016 sezonunda fındığını bekletenler düşük fiyatla satmak zorunda kaldı. Ekonomik olarak fındığa gereksinimi olmayan kimi üreticiler hâlâ fındığını bekletirken kimi manav ve tüccarların depolarında da fındık bulunuyor.
REKOLTEYE İTİRAZLAR VAR!
Bakanlığın açıkladığı rekolte ihracatçıları rahatsız etti. Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Aslantürk açıklamayı güvenilir bulmadıklarını söylerken, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Edip Sevinç ise kendi çalışmalarının devam ettiğine belirtti. İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Haydar Gönen de rekoltenin 600 bin ton olduğunu ve elde de 130 bin ton fındığın bulunduğunu iddia etti. Bununla birlikte üreticiler de kendi bahçelerinden örnek vererek açıklanan rekoltenin altında ürün olacak, iddiasında bulundular.
TABAN FİYAT OLMALI
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Ziraat Odaları Ordu İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Aslan Soydan, Bakanlığın açıkladığı rekolteyi doğru bulduğunu belirterek, “Temmuz ayı nasıl geçecek bakalım. Çok sıcak olacağa benziyor, yanma olabilir. Şu an fındıkta küf de var. Bu nedenle rekolte daha da düşük olabilir. Rekoltenin düşük olması nedeniyle fiyatlarda yükselmenin olacağı kesin” ifadesini kullandı. Soydan fındık fiyatlarının rekolteye göre belirlenmesini de eleştirerek, “Rekolte konusunda Bakanlığın dışındaki açıklamalar dikkate alınmamalı” dedi.
Her yıl yaşanan tartışmaların önüne geçilmesi için yasal değişikliklerle hükümetin taban fiyat belirlemesinin önemine dikkat çeken Soydan, “Hükümet fındık için taban fiyatı belirlemeli. Fındığın maliyeti, refah payı, kâr oranını dikkate alıp bir taban fiyat belirlemeli ve bu fiyatın altında alım yapıldığında müdahale etmeli. Bu olursa iki taraf da rahat edecek. Özellikle üretici geleceği için bir planlama yapabilecek” diyerek fiyat politikasına da dikkat çekti.
ASIL TARTIŞILMASI GEREKEN, SERBEST PİYASA POLİTİKASI!
Tüm Köy Sen Ordu Temsilcisi Zekayi Sağra da rekolte tartışmalarının asıl sorunu gözden kaçırmak olduğunu belirterek, “2015-2016 fındık sezonunda üreticiler kelimenin tam anlamıyla ‘sefil’ oldu. Hem fındık politikasını belirleyen serbest piyasa kuralı hem de üreticilerin temsilcisiyim iddiasında olan ziraat odalarının günü geçiştirme politikaları böyle bir sonuca neden oldu. Şimdi de rekolte üzerinden asıl sorun göz ardı edilerek tartışılıyor. İhracatçı örgütleri yeniden rekolteye itiraz ediyor. Bu onların işi, yüksek göstererek fiyatta baskılama yapmak istiyorlar. Bu sorunun çözümünün birinci koşulu ‘serbest piyasa’ politikasını sonlandıracak yeni yasal düzenlemenin yapılmasıdır. FİSKOBİRLİK işlevsizleştirildi, devlet aradan çekildi. Üretici, ihracatların eline teslim edildi. Rekolte ne olursa olsun örgütlü olan ihracatçılar belirleyici oluyor. Hem yasal düzenleme gerekli hem de üreticilerin örgütlü olması; başka politikalar üreticiyi mağdur etmeye devam edecek” dedi.
FINDIK AZ OLDUĞUNDA FİYAT ARTSA NE OLACAK Kİ...
Fındık fiyatlarında rekoltenin etkisinin olmasına karşın yine de serbest piyasa kuralı gereği ihracatçıların belirleyici olduğunu söyleyen Altınordu ilçesi Delikkaya Mahallesi’nde Tuncay Zengin, “Her yıl rekolte tartışmaları yaşanıyor. Ama piyasayı alıcı konumunda olan ihracatçılar ve yabancı şirketler belirliyor. Üretici sahipsiz, hükümet ‘sahip çıkacağız’ diyor ama üreticileri koruyan bir yasal düzenleme yapmıyor. Günü geçiştiriyorlar. Fındık az diye fiyat artacak deniyor. Artsa ne olacak ki, üreticinin cebine giren parada bir değişiklik olmayacak. Bu yıl 15 TL olması gereken fındığın fiyatının 2016-2017 sezonunda olması fiyat artışı demek değildir. Fiyattaki bu baskılama hükümetin üreticilere sahip çıkmaması, ihracatçıların belirleyici olmaları ve üreticilerin dağınıklığı-örgütsüz oluşu sonucu belirliyor. Yani fiyatı güçlü olanlar belirliyor” dedi.
Ünye ilçesi Üçpınar Mahallesi’nden Ali Duman da, “Rekolte düşük olduğu için fiyatı etkileyecek. En az 15 TL’nin üstünde bir fiyatla başlamalı. 2015-2016 dönemi fiyatlar çok düşük oldu. Üreticiler borçlu. Örgütlenmek, birlikte tavır geliştirmeleri için borçsuz olmaları gerekiyor. Borcu olmayan üretici ürününü pazara hemen indirmek zorunda kalmıyor. Bu da fiyatın yükselmesini sağlıyor” dedi.
Neşe Duma ise şunları söyledi: “Rekoltenin düşmesine çiftçi pek bakmayacak çünkü geçen dönem 15 ve üstünden satarız diye beklerken fiyattaki düşüş çiftçiyi sarstı. Şimdi 15 ve üstü fiyat memnun edecektir. Çünkü bir beklentiye girmeyecekler ihtiyaçları olan paraya 15 makul bir fiyat diye satabileceklerdir. Borcu olmayanlar ya yine emanete verecek ya da evinde bekleteceklerdir. TMO’nun da depo açması gerekiyor. Emanete tüccara bırakmak sakıncalıdır. Fındık üreticisinin örgütsüz olması meydanlardaki tüccarın işine geliyor. Çiftçi hariç herkes çıkar peşinde. Fındık üretiminin zahmeti, içine girmeden anlaşılmıyor. Birlik olmanın yolu, siyasilerin STK’ların fındık üzerinde durmaları, çalışma yapmaları ve çiftçinin örgütlenmesine yarar sağlayacak, hakkını koruyacak çalışmanın olması gerekiyor. Zaten borçlu olan çiftçi bir araya gelip bir şey yapamıyorlar. Mahsulünü satmak ve borcunu ödemek durumunda kalıyor. Karın tokluğuna fındık kaç olursa olsun satıyorlar ve bunu kimileri fırsat biliyor” değerlendirmesinde bulundu.
İlginizi Çekebilir