Doktar, Çiftçinin Nabzı 2019 sonuçlarını açıkladı.
TarımEn önemli bulgular, yüksek maliyet ve faiz ortamında geliri azalan çiftçinin banka ile çalışmasını, yatırımını ve ekim alanını azaltması; kooperatiflerin ise çiftçiye fayda sağlamakta yetersiz kalması oldu.
Bu yıl ikincisi yapılan Çiftçinin Nabzı, çiftçilerin finansal davranışları, problemleri, yetiştiricilik alışkanlıkları, gelir değişimi ve marka alışkanlıkları gibi pek çok konuyu ürün, bölge ve büyüklük kırılımında mercek altına alıyor. Bununla beraber 2018’e göre değişen trendlerin belirlendiği araştırma, Türk üreticisi hakkında kamu ve özel sektöre ışık tutmayı amaçlıyor.
Türkiye’nin 81 ilinde, 3100’den fazla üretici ile yapılan Çiftçinin Nabzı, kotalı örneklem ve bilgisayar destekli telefonla görüşme (CATI) yöntemiyle, Mayıs 2019’da yürütüldü ve elde edilen sonuçlar gerçek Türkiye dağılımlarına göre ağırlıklandırılarak raporlandı.
2018 yılına göre finansal okuryazarlık yükselmesine rağmen, artan maliyet ve faiz ortamında geliri düşen çiftçilerin yatırım yapma oranları düştü.
Araştırmada, çiftçilerin finansal faaliyetleri ve günlük ticari işleri detaylı sorular ile incelendi. Maliyetlerini yazılı olarak kalem kalem tutan çiftçilerin sayısı 2018’e göre %3 artarak %47’ye yükseldi. Bu oran, Çukurova ve GAP’taki çiftçilerde, yapılan finansal okur-yazarlık çalışmalarının da etkisiyle %55’e ulaştı.
Finansal piyasalardaki kötüleşme ve faizlerdeki yükselişin çiftçiyi olumsuz etkilediği, 2018 sezonuna göre çiftçilerin %61’inin gelirlerinin azaldığı görüldü. Geliri azalan çiftçilere, düşen gelirlerini artırmak için planları sorulduğunda ise %60’ının bir planı olmadığı ortaya çıktı. Buna paralel olarak çiftçilerin %30’u ekim alanlarını azalttığını söylerken, artıranların oranı %12’de kaldı. Banka ile çalışan çiftçilerin oranı ise %3’lük bir düşüşle %81’e geriledi. Banka ile çalışan çiftçiler arasında tarıma özel bir kredi kartı kullananların oranı ise %48 civarında seyretti.
Lisanslı depoculuğu duyanların oranında artış var; kullananların oranında yok.
Çiftçinin ürününü saklayarak ilave gelir elde etmesini sağlayan lisanslı depoculuk sistemini duyanların oranı 2018’e göre %9 artarak %32 oldu. Sistemi duyanların oranındaki artışa rağmen kullananların oranı %2 ile sınırlı kaldı. Sistemin en yüksek kullanım gördüğü bölgeler sırasıyla %7 ile Çukurova ve %6 ile İç Anadolu. Depoya konma potansiyeli olan tahıl ve endüstriyel ürünlerin yoğun bir biçimde üretildiği GAP’ta ise kullanım oranı sadece %1.
Girdi maliyetlerindeki artış, her bölge ve üründe en büyük sorun; iklim değişikliğinin etkisi çoğunluk tarafından hissediliyor ancak en önemli sorunlar arasında yok.
Çiftçilerin %80’i, yüksek mazot, gübre, ilaç ve tohum maliyetlerini, en büyük 3 sorun olarak görüyor. Bunu %15 ile ürünlerini arzu ettikleri fiyata satamamaları takip ederken, elektrik ve su ile ilgili sorunlar GAP’taki her 4 çiftçiden birini etkiliyor.
Çiftçilerin %79’u iklim değişikliğinin etkilerini hissettiklerini söylerken sadece %6’sı iklim değişikliğini sorun olarak görüyor. Buna karşılık tarım sigortası yaptıranların oranı %25’e ulaşıyor.
Kooperatifçilik düzgün işlemiyor; üretici malını tüccara satmaya devam ediyor.
Yapılan araştırma ile çiftçilere tarım sektöründe etkileşimde bulunduğu kurum ve kişiler soruldu. Çiftçilerin %49’u kooperatif üyesi ancak üyelerin %29’u kooperatifleri faydasız buluyor. Bunun yanında ürününü kooperatif ve birliklere satanların oranı 2018’e göre %4 düşerek %12’de kalıyor. Ürününü tüccara satanların oranının ise 2018’e göre %6’lık bir artışla %65 olduğu görülüyor.
Endüstriyel ürün üreticileri en yüksek kooperatifleşme (%54) ve en düşük olumsuz kooperatif tecrübesine (%26) sahip grup. Kooperatifleşmenin en düşük kaldığı ürün sebze-meyve (%40), bölge GAP (%25). Kooperatiflerin en faydalı çalıştığı bölgeler sırasıyla %69 ve %67 oranları ile Trakya ve Çukurova.
Çiftçi teknolojiye yakın ancak gelecekten umutsuz…
Yıllardır babadan oğula aktarılan mesleğin geleceği hakkındaki sorular olumsuz yanıt buldu. Çiftçilerin %41’i işlerini kimseye devredemeyeceğini düşünüyor ve tarımdan çıkışın sinyallerini veriyor. Çocukların devralacağını söyleyenlerin oranı %37, belli değil diyenlerin oranı ise %19.
Teknoloji kullanım alışkanlıklarının da sorulduğu araştırmanın sonuçlarına göre her 3 çiftçiden 2’sinde akıllı telefon bulunuyor. Bununla beraber küçük üreticinin %22’si, büyük üreticinin %43’ü akıllı telefonlarından bir tarım kanalını veya uygulamasını kullanıyor.
Araştırma ilgili açıklama yapan Doktar Kurucu Ortağı Selim Uçer; “Bu araştırma, her sene düzenli olarak üretici davranışlarını inceleyen tek çalışma, bu nedenle sektörde tüm paydaşların stratejilerine önemli girdi sağlıyor. Örneğin geçen seneki çalışmanın en önemli bulgusu üreticinin işini profesyonelce yönetmemesi ve finansal okuryazarlığının düşük olması idi. Bu oranları artırmadan tarımsal üretimimizde ciddi bir artış sağlayamayız demiştik. Geçtiğimiz dönemde birçok özel ve sivil toplum kurumu programlarını finansal okuryazarlık temasında gelişmesi ardından, bu sene oranlarda önemli artış gördük.
Sözlerine devam eden Uçer; özellikle artan maliyet ortamında çiftçi gelirleri ve bu doğrultuda yatırımları düşüyor. Gelirini artırmak konusunda çiftçi ne yapabileceğini bilmiyor. Bu durumda temel zirai işletme prensiplerini uygulamak, maliyet hesabı tutmak, depoculuk, zirai bilgiyi etkin kullanım gibi konularda yönlendirmelerin önemi daha da artıyor. Bununla birlikte araştırma ortaya koyuyor ki, kooperatiflerden bu konularda yeterli fayda alamıyor çiftçi, ancak gitgide daha fazla teknolojiyi ve alternatif kaynakları takip ediyor. Önümüzdeki dönem, dijitalleşmenin de aracılığı ile çiftçinin bu konulardaki bilgilere ve doğru kooperatifçilik uygulamalarına daha kolay erişmesi temel öncelik olmalı.” diye ekledi.
İlginizi Çekebilir