© Tarım Pusulası 2021

TÜRKİYE, BUĞDAYIN, HUBUBATIN ANAVATANI VE GEN KAYNAĞIDIR

Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından düzenlenen toplantılarda bu hafta tarım ve hayvancılık konusu ele alındı. Toplantıya konuşmacı olarak katılana Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürü Dr. Fatih Özdemir katılımcılara bölgemizdeki, ülkemizdeki ve dünya üzerindeki tarım -hayvancılık ve ar-ge çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

MÜSİAD Konya Şubesi Brifing salonunda gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını yapan Genç MÜSİAD Konya Şube Başkanı Emre Babayiğit, “Tarım ve hayvancılık konusu millet olarak yüzlerce yıldır uğraştığımız ve geçimimizi sağladığımız bir alan. Ancak son yıllarda teknoloji ve sanayinin de ilerlemesi ile birlikte tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin sayısında ciddi bir düşüş söz konusu. Aslında tarım ve hayvancılık sektörü hem ülkemiz hem de Dünya için stratejik bir öneme sahip. Bizler de bu hafta tarım ve hayvancılık konusunda şehrimizde, ülkemizde ve Dünya üzerinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler almak istedik” dedi.

Tarım-hayvancılık sektörünün ve bu işle uğraşanların şehir ve ülke ekonomilerinin dinamizmini sağladığını belirterek sözlerine başlayan Dr. Fatih Özdemir, “Tarım konusunda üzerinde durulması gereken en önemli konu gen bankası konusudur. Kendi tohumunuzu üretemez, saklayamaz ve geleceğe aktaramazsanız ilerleyen yıllarda tarım alanında başka ülkelere bağımlı hale gelirsiniz; çünkü her şey tohumla başlar. Dünya üzerinde tarım alanında gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bu noktada önemli çalışmalar yürütülmektedir. İzmir’de bulunan gen bankasının ardından Ankara’da da bir gen bankası oluşturuldu ve burası dünyanın en büyük gen bankaları arasında yer alıyor. Türkiye dünya üzerinde buğdayın ve hububatın anavatanı ve gen kaynağı konumunda yer alıyor. Dünya üzerinde buğday ile ilgili bir sorun varsa çözümü Türkiye’dedir. Dünya üzerindeki bitki türlerini genel anlamda değerlendirecek olursak 3-4 bitkinin öne çıktığını görürüz. Bunlar sırasıyla buğday, pirinç, mısır ve patatestir; ancak buğdaya duyulan ihtiyaç çok daha fazladır. Ülkemizde son yıllarda özellikle tohum ıslahı ve sertifikalı tohumculuk konusunda önemli aşamalar kat edildi. Türkiye’deki tohumculuk çalışmalarının % 38’i Konya’da yapılmaktadır, bunda en büyük etken ise uygun iklim ve toprak koşullarıdır. Bir buğday çeşidinin ortaya çıkması için 13 yıl gerekmektedir. Ayrıca tohumu gen bankasına kazandırmak yeterli değildir, bu tohumun hangi hava ve toprak koşullarında daha fazla verim alınabileceğini tespit etmek ve ona göre değerlendirmek büyük önem arz etmektedir. Bizler de enstitü olarak ar-ge çalışmalarımızda bu konuya büyük önem veriyor, yüksek verimli ve kaliteli buğday çeşitleri geliştirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Günümüzde buğday, baklagil ve hububat tohumculuğunda %100 yerli tohum kullanılmakta, sebze tohumculuğunda ise özellikle son on yılda yerli tohum kullanımında çok büyük oranda artış gözlenmektedir. Tohum konusu dünya üzerinde çok stratejik bir öneme sahip olmakla birlikte bu konuda gelişmiş ülkeler tohum ihracatından önemli gelir elde etmektedir. Tohumculuk konusunda özetle şunu söyleyebiliriz ki, kendi tohumunuz kendi silahınızdır. Hayvancılık konusunda da son yıllarda hayvan ırklarının ıslahı, et ve süt verimi yüksek yeni hayvan ırklarının geliştirilmesi noktasında önemli çalışmalar mevcut. Enstitü olarak bizler de özellikle süt verimi yüksek yeni bir ırkın geliştirilmesi ile ilgili yeni bir proje başlattık ve çok kısa bir zaman içerisinde hayata geçireceğiz. Ülke olarak tarım ve hayvancılık konusunda çok elverişli topraklara, iklim koşullarına ve teknolojiye sahibiz, elimizdeki bu imkanların gelişen teknoloji ile birleştirilmesi, tarım ve hayvancılığın entegre bir şekilde yapılmasıyla birlikte bu alanda çok rahatlıkla dünyada söz sahibi ülkeler arasına girebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Konferans, soru-cevap bölümü ve Genç MÜSİAD Konya Şube Başkanı Emre Babayiğit’in günün anısına Dr. Fatih Özdemir’e hediye takdimi ile son buldu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER