Tohumcular AR-GE Projelerine Destek İstiyor
TarımTohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) tohumculuk sektörünün yaklaşık 30-35 yıllık geçmişine rağmen, genç ve dinamik yapısıyla dünya ile yarışır konuma geldiğini ve bu başarı ivmesinin artarak devam etmesi için AR-GE çalışmalarının sürdürülebilir olması gerektiğini açıkladı.
Tohumcular Birliğinden yapılan yazılı açıklamada; Tohum bitkisel üretimin temel taşıdır. Çeşit geliştirme çalışmaları, içinde bulunduğumuz dönemin ihtiyaçlarına ve mevcut şartların geleceğe olan etkisine göre yürütülmektedir.
Artan nüfusa karşın azalan tarım alanlarımızdan en yüksek kalite ve verimi elde ederek, halkın sağlıklı ve ulaşılabilir gıda ihtiyacını, geliştirdiğimiz geleceği olan çeşitler ile karşılıyoruz. Kalite değerleri yüksek çeşitlerin geliştirilmesi, tarımsal üretim artışının yanında gıda güvenliği açısından da oldukça önemlidir.
Yetişmiş personel, teknolojik yenilikler ve kullanımı ile materyal havuzunun genişliği tohumculuktaki ARGE çalışmalarının başarısı ile doğrudan ilişkilidir.
Ancak, ARGE yapmak ve yürütülen çalışmaların sonucuna göre yeni çeşitler geliştirmek önemli olduğu kadar da zor, yatırım gerektiren ve uzun zaman alan bir faaliyettir. Ülkemizde uygulanan 3 yıllık ARGE destekleri çeşit ıslah sürelerinin uzun olması nedeniyle çoğunlukla kullanılabilir nitelikte değildir.
Özel sektörün çeşit geliştirme çalışmalarına ivme kazandırılabilmesi için;
Ziraat Bankası tarafından kullandırılan sertifikalı tohum yatırım ve üretim kredi limitleri 50 milyon TL’ye yükseltilmelidir.
Tohumculuk sektörüne özel çeşit geliştirme amaçlı 10-15 yıllık uzun vadeli kredi ve hibe desteklemeleri planlanmalıdır.
Özel sektörün gen kaynaklarına ulaşım imkânları genişletilmelidir.
Sektöre yetişmiş elaman kazandıracak eğitim programları desteklenmelidir.
BİLGİ KİRLİLİĞİ SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUNU
Kamuoyunda özellikle GDO ve hibrit tohum konularında yanlış bilgilerin yer aldığına işaret eden Gençer, "Tohum konusunda herkesin bir bildiği var. Bu bilgilerin de çoğu yanlıştır. Bunları topladığınız zaman ortaya büyük bir bilgi kirliliği çıkıyor.
Tarımla ilgili uzmanlığı olmayan kişiler hibrit tohumlar kötüdür, kısırdır, insan sağlığına zararlıdır gibi yanlış söylemlerde bulunuyor. Birçok insan da hibriti zararlı sanıyor. Hibrit 'melez' demektir. Bu doğada kendiliğinden de oluşabilen bir durumdur, hibrit doğaldır. GDO ise genetiği değiştirilmiş organizmadır ve ülkemizde genetiği değiştirilmiş tohum üretimi, ticareti yasaktır. " ifadelerini kullandı.
Gençer, GDO'da gen aktarımı yapıldığını, hibrit tohumların ise aynı türe ait tohumların çaprazlanması yöntemiyle üretildiğini belirterek;
"Kamuoyundaki bilgi kirliliği sonucunda insanlar sağlıklı beslenemiyor, sofrasına gelen meyveye sebzeye endişeyle bakıyorlar.
Ben halkımıza şöyle seslenmek istiyorum; Yanlış bilgilendirmelere itibar etmeyin, hibrit tohumlardan üretilen ürünleri tüketmenizde hiçbir sakınca yoktur. Tohumlarımıza güvenin, beslenmeniz için gerekli gıdalardan mahrum kalmayın. Hibrit tohumların zararlı olduğunu iddia edenlere de hodri meydan diyorum ve istedikleri platformda karşılıklı görüşmeye davet ediyorum. Herkes bilimsel kanıtlarını ortaya koysun." değerlendirmesinde bulundu.
Gençer, yanlış bilgilerin tohumculuk sanayisini de olumsuz etkilediğine işaret ederek;
“Övünçle bahsettiğimiz ve alkışlanması gereken başarılara sahip bu sektörde, çeşit geliştiren ve tohum üretenlerin yanlış bir iş yapıyormuş gibi lanse edilmesi doğru değildir. Yıllar süren çalışmalar sonucunda elde edilen bu başarılar takdir edilmeli, halkımız ürettiğimiz tohumlara güvenmelidir” dedi.
İlginizi Çekebilir