Korkut'tan "Anız yakmayın" uyarısı !
TarımZiraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, üreticileri hasad sonrası tarlada kalan anızı yakmamaları için uyardı.
Tarımsal faaliyetler sırasında ortaya çıkan çevre sorunlarının başında anız yangınlarının geldiğini söyleyen Korkut, “Anızın yakılması ile mikrobiyal humus oluşumu için toprağa verilen organik madde miktarı azalmaktadır. Bu durum; topraktaki mikroorganizmaları, kalıcı humusu parçalamaya yönlendirmekte ve sonuçta topraktaki humus miktarında azalma oluşmaktadır” dedi.
HER TÜRLÜ CANLI ORGANİZMANIN YAŞAMINI TEHDİT ETMEKTEDİR
Tarımsal üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır ve çeltik gibi tahılların yaprak, sap ve başakları hasat edildikten sonra toprakta geriye kalan kök ve sap kısımlarının anız olarak tanımlandığını belirten Korkut şöyle konuştu:
“Ülkemizin özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerindeki tahıl alanlarında hasat sonrası nem yetersizliği ve topraktaki mikroorganizma faaliyetlerinin yavaşlaması sonucu anız ve bitki artıklarının ayrışması ve çürümesi uzun zaman aldığından, yetiştiriciler bir sonraki ekim dönemine ait iyi bir toprak hazırlığı için bu artıkları yakmaktadırlar. Ayrıca toprak işleme aletleriyle anız bozma sırasında harcanacak enerji ve karşılaşacakları mukavemetin kırılması amacıyla tarladaki bu materyallerin yakılarak yoğunluğunun azaltılması tercih edilmektedir. Çoğunlukla organik karakterdeki bu maddelerin yakılması toprak organik maddesinin azalması yanında toprağı mesken olarak edinen ve ona hayat veren her türlü canlı organizmanın yaşamını da tehdit etmektedir.”
ÇEVRE İLE ATMOSFERİN KİRLENMESİNE NEDEN OLUYOR
Anız yangınlarının sadece toprağın verimliliğinin kötüleşmesine neden olmayıp, aynı zamanda üretimin düşmesi ve çevre ile atmosferin kirlenmesine de yol açtığına dikkat çeken Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Üst toprağın verimli kısmının yanarak yok olması, bu alanda uygun ekolojik ortam bulan tüm canlıların da ciddi şekilde etkilenmesine neden olur. Anız yangınları sonucunda havada partikül miktarı artmakta, karbon monoksit ve uçucu organik bileşikler atmosfere karışmaktadır. Ağırlaşan hava astım, amfizem, pnömoni, bronşit, kalp ve akciğer rahatsızlıkları ile alerjik reaksiyonları tetiklemekte ve burun boğaz ve göz tahrişlerine neden olmaktadır. Sayılan bu olumsuzlukların yanı sıra; yanmanın çevresel boyutta başta orman yangınları olmak üzere, telefon ve enerji nakil hatlarının yanması, yoğun duman tabakasının beraberinde gelen gazlar ve kirlilik, hasat edilmemiş komşu parsellerin tehdit edilmesi, yerleşim yerlerine sıçraması sonucu canlı yaşamının tehdit edilmesi gibi risklerde ortaya çıkmaktadır.”
İlginizi Çekebilir