© Tarım Pusulası 2021

İnsanlığın kadim birikiminin en asli unsuru tarım sektörüdür

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) 26. Genel Kurulu ikinci gün çalışmalarıyla devam etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Büyük Anadolu Oteli’nde düzenlenen Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, bugün insanlığın en kadim alanlarından biriyle ilgili bir araya geldiklerini ifade ederek, burada hem Türkiye'nin geleceğini hem de ekonomide tarım ve hayvancılığın rolünü konuşacaklarını anlattı.

İnsanlığın kadim birikiminin en asli unsurunun tarım sektörü olduğunu belirten Davutoğlu, tarım, ziraat ve çiftçiden bahsedildiğinde, aslından topraktan bahsedildiğine dikkati çekti. Davutoğlu, mayası toprak olan ve yine toprağa gidecek insanın, her zaman toprakla barışık ve saygı duymak zorunda olduğunu söyledi. Aşık Veysel'in, "Bu topraklar bizim kimliğimizdir" sözünü hatırlatan Davutoğlu, toprakla hemhal olan ve gönül birliğini kuran tüm çiftçileri selamdı. Davutoğlu, çiftçilerin çabalarıyla toprağın ve Türkiye'nin bereketlendiğini ifade ederek, herkesin toprakla ilgili güzel ve derin hatıralarının olduğunu anlattı.

-"Tarım ve toprak olmadan yaşamamız mümkün değil"-

Modern topluma geçişte, toprağın ihmal edildiğini dile getiren Davutoğlu, "Büyük binalara doğru seyrimizde şehirleşme esnasında topraktan uzaklaştıkça aslında kendi doğamızdan uzaklaştık. Ziraatı, tarımı, sanki geri kalmış toplumların alanı gibi görme hastalığına tutulduk. Halbuki her şey terk edilebilir ama ziraat ve tarım asla terk edilemez. Her sektörde ihmal şöyle veya böyle zamanla telafi edilebilir ama tarım ve hayvancılıkta ihmal telafi edilemez. Birçok sektör olmadan yaşayabiliriz ama tarım ve toprak olmadan yaşamamız mümkün değil. Yunus Emre,  'Sordum sarı çiçeğe' derken, gönlünden, aslında sarı çiçekle konuşurken, kendi doğasıyla konuşuyor. Hepimiz toprağa merhametle yaklaşalım" diye konuştu.

Yörük Türkmen ovalarındaki yaylalara yazın çıktığında, sürülerle birlikte kaldığını ifade eden Davutoğlu, onların tek tek her bir koyuna ve keçiye nasıl baktığını halen hatırladığını kaydetti.

-"Çiftçiye hürmet göstermeyen bir iradenin yaşaması mümkün değildir"

Vatandaşlara seslenen Davutoğlu, "Toprağımız, bu bereketli topraklarımız, bizim doğamızın, kendi yüreğimizin bir parçasıdır. Ona özenli yaklaşmak, ona emek veren çiftçilerimize özenle, büyük bir hürmetle yaklaşmak hükümetlerin, devletlerin en asli görevidir. Toprağa hürmet gösteren çiftçiye hürmet göstermeyen bir iradenin yaşaması mümkün değildir. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, 'Köylüler efendimizdir' derken de kastettiği budur. Kastedilen sadece şehirli ve köylü ayrımı değil, çiftçilere duyulan hürmettir" dedi.

Davutoğlu, çiftçilerden gelecek her talep ve görüşün, en ince detayına kadar ele alacakları sözünü veren Davutoğlu, bu çerçevede hükümet olarak Ziraat Odaları ve meslek kuruluşları arasında kuracakları sağlıklı ilişkinin, nesillerin geleceği bakımından önemli olduğunu söyledi.

Ekonomik kalkınma için tarım, gıda ve enerji sektörlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu,  "Biz son 12 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dış borca ihtiyaç hisseden, bir çok alanda daralma yaşayan bir ekonomiden, küresel rekabeti yüksek bir ekonomiye geçirirken aslında insanımıza, toprağımıza duyduğumuz bir saygının gereğidir" diye konuştu.

Davutoğlu, Türkiye'nin 1998'deki tarımsal üretiminin 33,8 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"2002'de bu 23,7 milyar. Bir düşüş trendi. Biz iktidarı devraldığımızda, tarım sektörü düşüş trendindeydi ve nereye doğru da düşeceği belli değil. Biz, 23,7 milyar dolardan aldığımız tarım hasılasını milli gelir içerisinde 61,3 milyar dolara çıkardık. Bunu Ziraat Odalarıyla çiftçilerle istişare ederek,  çiftçilerimizle el ele tutarak yaptık.”

Isparta'da afet sebebiyle zarar görenlere ödenmek üzere 30 milyon liranın acilen gönderildiğini bildiren Davutoğlu, “"Bu arada bir müjdeyi de dün akşam mitinglerden döndüğümüzde, gece yarısı imzaladım. Isparta'da afet sebebiyle zarar görenlere ödenmek üzere 30 milyon Türk Lirası acilen Isparta'ya gönderilmiştir. Biz, bir taraftan mitingler, seçimler yaparken, halkımızla buluşurken, diğer taraftan gözümüz kulağımız Türkiye'nin her yerinde. Hiçbir tarım afeti, doğal afet yaşamış yer yok ki acil afet yardımından hemen istifade etmemiş olsun. Varsa bize bildireceksiniz" diye konuştu.

Nerede bir afet varsa, orada çiftçilerin yanında olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, zirai mücadele ve ilaç desteği ile tarımda ucuz elektrik kullanımı desteğinin 2002'de kaldırıldığını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 12 yılda tarımda yapılanları anlatarak, toprağı ve emeği koruyamaya dönük, Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modelini geliştirdiklerini, bunun gerçek anlamda bir devrim olduğunu söyledi.

İktidara geldiklerinde, Türkiye haritasında nerede hangi ürünün olduğunu, yetişebileceğini, hangi üründe ihtisaslaşılacağına ilişkin bir resmin bulunmadığını ifade eden Davutoğlu, kendilerinin ülkenin bütününe bakarak, bu bölgelerde neler yapılacağını tek tek ele aldıklarını kaydetti.

Davutoğlu, tarım topraklarının korunması ve bölünmesini engellemek için geçen yıl Mayıs ayında  yasa çıkartıldığına değinerek, bunun ziraatın ve tarımın verimliliği açısından en temel mesele olduğunu dile getirdi.

Küçük topraklarda verimli tarım yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Davutoğlu, iktidarlarından önce 41 yılda 450 bin hektar toplulaştırma yapılmışken, 12 yıllık iktidarları döneminde 10 misli artışla 4,5 milyon hektar toplulaştırma yapıldığını ifade etti.

-"Tarım sigortası uygulamasını biz başlattık"-

Davutoğlu, "Tarım sigortası uygulamasını 2006'da ilk defa biz başlattık. Çiftçimizi doğal afetlerden korumak için sigorta poliçe bedelinin yüzde 50'sini hükümet olarak biz ödüyoruz. Bugüne kadar 1,6 milyar prim desteği sağladık, 1,7 milyar lira hasar tazminatı ödedik.  Geldiğimiz nokta ölçü budur. Bir tarafta 2001'de Dünya Bankası'na yazdığı mektupla bütün destekleri kesen bir hükümet diğer tarafta tarım sigortası üzerinden hasar tazminatı olarak 1,7 milyar ödeyen bir yaklaşım" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör ve şiddetin hayvancılığı gerilettiğini belirterek, "Bizim dönemimizde çıkan Köye Dönüş ile şimdi o meralar şenlendi" dedi.

Davutoğlu, sigorta poliçe bedellerinin en makul düzeyde olması için ilgili sigorta şirketleri ve TZOB ile birlikte oturup gerekli çabayı göstereceklerini belirtti.

-"Bizden önce mazot desteği uygulaması yoktu"

Davutoğlu, son 13 yılda tarımsal destek verilen ürün sayısını 52'ye çıkardıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bizden önce mazot desteği uygulaması yoktu. İlk defa biz başlattık. 2003 yılında ve şu ana kadar yaptığımız mazot desteği, 5,3 milyar lira. Bugün mazot fiyatı üzerinden ve bütün Türk ekonomisinin bütününü, tarım sektörünün bütününü görmeden tek bir alan üzerinde spekülatif istismar alanları açmak bir tür sorumsuzluktur. Çiftçilerimize en ucuz girdiyi ne şekilde başlayabileceksek onu sağlayacağız. Özellikle bunu mazot desteği, destek şeklinde yapıyoruz ki genel enerji piyasası ile ilgili bir etkileşim olmasın ve doğrudan çiftçimizin cebine bu destek girebilsin.

Son 13 yılda prim desteğinin 15 kat artarak 2,7 milyar liraya ulaştı. 2003-2024 döneminde toplam 21 milyar lira prim desteği verildi. 70 milyar tarımsal destek, 21 milyar prim desteği. Çiftçiye yönelik destekleri artırmaya devam edeceğiz. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçiye kullandırılan kredi miktarında 43 kat artış sağladıklarını dile getirerek, iktidara geldiklerinde 529 milyon lira olan çiftçileri kullandırılan kredi miktarının 22,8 milyar liraya yükseltildiğini aktardı. 2002 yılında sadece 83 milyon lira hayvancılık desteği vardı. 2015 bütçesinde 3 milyar lira hayvancılık desteği var. Verdiğimiz teşviklerle hayvancılıkta, süt üretimi 8,4 milyondan 18,8 milyon tona çıktı. Bütün süt üreticilerimizi tebrik ediyorum. Kırmızı et üretimi 421 bin tondan 1 milyon tona, tavuk eti üretimi 696 bin tondan 1,9 milyon tona çıktı. Yumurta üretimi 11,5 milyar adetten 17,1 milyar adede çıktı."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER