© Tarım Pusulası 2021

Üreticiler Süt Sanayicisinin Süt Almayacağı Endişesini Taşıyor

Maliyetlerle boğuşan süt üreticisi, bir yandan yeme gelen zamlar bir yandan da süt sanayicisinin süt almayacağı endişesini taşıyor.

Ulusal Süt Konseyi’nin mayıs ayından itibaren çiğ sütün litre fiyatını 1 lira 70 kuruştan 2 liraya çıkarması artan maliyetleri karşılamaya yetmedi. 

HAYKOOP Başkanı ve Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Simav, çiğ süte gelen zammın sektöre fayda sağlayacağını fakat zamma sevinemediklerini söyledi. Süt piyasasında durgunluk yaşandığını belirten Simav, “Süt fazlalığı var. Sanayici süte fazla ihtiyaç duymadığı için alamıyor. Biz de bakanlığın regülasyon programı dahilinde sütü süt tozuna gönderiyoruz. Sanayici sıkıntıya girer de süt tozuna talebi artırır diye endişe duyuyoruz. Yem sanayicisi de süte zam söylentileri başlar başlamaz yeme zam yaptı. Bakanlığımız yem sanayicisine teşvik mi yapar, düzenleme mi yapar bunu talep edelim dedik genel başkanlarımıza. Yemciye dur denilsin. Sanayicinin maliyetleri yüksekse bakanlık sübvanse etsin” diye konuştu.

SÜT BİTERSE ET DE BİTER

Anası olmadan danası olmaz’ diyen Simav, “1 kilo süte 1 kilo yem alabiliyoruz. Biz 1 kilo süte 1,3 kilo yem alabilmeye bile razıyız. Süt fiyatları istenen düzeye gelmezse daha önce yaşanan dişi hayvan kesimi yeniden gündeme gelecektir. Şu anda1 kilo sütün maliyeti 1 lira 92 kuruş. Konseyin alım rakamı 2 lira. Ama 2 lirayı da üreticiye vermiyorlar 1.80’e kadar düşüyor alım fiyatı. Üretici zararda. Sütçü süt üretimini bırakırsa o zaman sütteki değil etteki sıkıntımız da bitmeyecek. Süt üretmeyen işletmede et olmaz. Et üretecek hayvan da üretilmez. Kapatılan her işletme süt ve et sıkıntısı yaratıyor” dedi.

YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI

İzmir’deki Tire Kooperatifi’nin arkasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olduğunu dile getiren Simav, şunları söyledi: “Tarımın her alanında İzmir’in her ilçesinde ayrı bir sistem kuruldu. Bir ilçeye çiçek ve çalı bitkileri, diğer ilçeye kaşar peyniri üretin dendi. Sosyal belediyecilik anlayışı budur. Okul sütü olayı başlatıldı. Bunun Antalya’daki yerel yönetimler tarafından da yapılmasını canı gönülden istiyoruz. Bir kaç defa gittik belediyeye. Durumu anlattık. Küçük işletmeler tükenmesin. Tekelleşmeye gidiyoruz. Küçük kaybedersek üreticinin bu fedekarlığını göz ardı edersek çiftçi tarımdan kopar dedik.”

TÜKETİCİ VE ÜRETİCİ DENGESİ

Antalya İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik Başkanı Metin Yaraşçı da, devletin, üreticinin yem ve sılaj gibi girdi maliyetleri ile süt ve et paritesini göz önünde bulundurarak hareket etmesini istediklerini söyledi. Yaraşçı, “Devletin tüketici ve üreticiyi hassas bir terazide göz önünde bulundurması gerekiyor. Bu şekilde sürdürülebilir üretim politikası düzenlenir. Avrupa’da süt yem paritesine baktığımızda 1 kilo süte 2 kilo yem alınıyor” dedi. 2018 yılında doların ani yükselmesi ile piyasaların dengesinin allak bullak olduğunu hayvancılık sektöründe de girdi maliyetlerinin yükseldiğini belirten Yaraşçı sözlerini şöyle dedi: “Yem fiyatına sadece hayvancılık sektörü olarak bakmamak gerekiyor. Tarım girdilerinin dikkatli bir şekilde ele alınması lazım. Şu anki desteklemeler yeterli gelmiyor. Saman, yem, sılaj arttığından dolayı üretici de panik havası var. Umudu olmasa şu anda kontak kapatır. Bazı büyük işletmeler zarar ediyoruz diye çırpınıyor.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER