© Tarım Pusulası 2021

Tüketen artıyor ya üreten?

Gıda fiyatlarındaki rekor yükselişe ithalat önlemi geldi. Türkiye, nüfus artışını sürdürürken son 15 yılın istatistikleri acı tabloyu gözler önüne serdi. Tarımın ekonomideki payıyla birlikte üreten de üretim de azalıyor, ekim alanları ise daralıyor

Gıdanın yıllık enflasyonu yüzde 16.91 ile zirvelerde seyredince hükümet ithalat silahını çekerek bu kez geniş çaplı bir gümrük vergisi indirimine gitti.

Gazete Habertürk'ten Yavuz Barlas'ın haberine göre, gıda fiyatlarının enflasyon sepeti içindeki payı yılbaşında yüzde 21.77’ye düşürülmesine karşın artan gıda fiyatlarının baskısıyla yıllık enflasyon yüzde 11.72 gibi yüksek seviyelerde asılı kaldı.

Bu ağırlık 2002’de yüzde 29.5 seviyesindeydi. Hükümet indirimde yurtiçi üretim maliyetlerinin dikkate alındığını ifade ederken tarım ve hayvancılık sektörü ise bu kararın iptal edilmesini aksi halde zaten azalan üretimin daha da düşeceği görüşünü savunuyor.

TARIMDA ÇALIŞAN 4.8 MİLYON KİŞİ

Peki Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artış ekonomideki büyüme ve nüfus artışı düşünüldüğünde ithalatla dizginlenebilir düzeyde mi? Türkiye’de tarım alanları 2002’de 164 milyon dekar seviyesindeyken 2016 yılı itibarıyla 147 milyon dekara kadar düştü. Yani tarım alanı yüzde 10 daraldı. Ya kayıtlı çiftçi sayısı?

2002’de 2.6 milyon kişi çiftçilik yaparken bugün bu rakam 2.2 milyona kadar geriledi ki tarımda toplam çalışan sayısı da 2016 itibarıyla 4.8 milyon kişi. Tarımın istihdam içindeki payı gibi ekonomideki ağırlığı da geriliyor. Tarımın Türkiye’nin gayrisafi milli geliri içindeki payı son olarak yüzde 22’lere kadar indi.

2002’de ise bu oran yüzde 35’ler seviyesindeydi. Gelelim tüketene... Türkiye’nin nüfusu 2002’den bu yana yüzde 23 artışla 80 milyonlar düzeyine ulaştı. İşte tüketenin arttığı üretenin azaldığı acı tablo özetle bu. Çözüm belki kısa vadede ithalat gibi görünse de kalıcı çare üretim artışında.

MAZOT FİYATI 3.2 KAT GÜBRE 2.3 KAT ARTTI

Tarımda üretim maliyetlerinin başını mazot ve gübreye ödenen rakamlar çekiyor. Gübre fiyatları 2002’den bu yana yüzde 233 arttı. Zira üretim artışı zayıf kalınca gübre tüketimi 2002-2016 yılları arasında yüzde 22 yükseldi. Mazota gelince artış oranları 3 katı aştı. 2002-2016 yılları arasında mazot fiyatlarındaki artış yüzde 326 oldu. Türkiye’de yılda çiftçi 2.5 milyon ton mazot tüketiyor.

Mazotun buğday maliyetindeki payı tahmini olarak yüzde 20, ayçiçeğinde yüzde 17, arpada, mısırda, pamukta yüzde 12 olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla son fiyatta mazot maliyeti belirleyici konumda. Türkiye genelinde 1 dekar arazide ekim dikim, hasat yapılırken ortalama 8 litre mazot kullanılıyor. Devlet kayıtlı 2.5 milyon çiftçiye dekar başına mazot desteği yapıyor. Mazot desteği ödemesi, ürün döneminden sonra gerçekleştiriliyor.

Buğday fiyatları ise son 10 yılda yüzde 125 arttı. Birçok işlenmiş gıdanın maliyetini belirleyen buğday enflasyonda da etkisini gösterdi. Gıdanın yıllık enflasyonu mayıs itibarıyla yüzde 16.9’a ulaştı.

ÜRETİM DÜŞTÜ, İTHALATTA İLK 5'TEYİZ

Türkiye yılda 12 milyar dolarlık gıda ürünü ithalatı gerçekleştiriyor. Bunun 1 milyar dolar gibi büyük bir bölümü de hububat. Bu ürünlerde gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 25-45 bandına indirildi.

Türkiye’de yılda 20.6 milyon ton buğday üretiliyor. Son 10 yılda bu rakam sadece yüzde 3 arttı. Ekim alanı ise yüzde 7 düştü. Üretimin tüketimi karşılama oranı ise yüzde 89’lara gerilemiş durumda. Kalanı ithal ediliyor. 2006’da bu oran yüzde 120 gibi hayli yeterli seviyelere ulaşmış, net ihracatçı pozisyondaydık.

İthalat son 10 yılda 2.2 milyon tondan 4.7 milyon tona kadar çıkmış durumda. Türkiye’nin buğday üretiminde dünyadaki payı yüzde 3’lere gerilerken ithalatta ilk 5’teki yerimizi koruyoruz. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER