Tarımda üreticiyi korumak esas olmalı
BültenSezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, 1990’lı yıllarda 2 milyon ton civarında bakliyat üretimi yapan Türkiye’nin, 2014 yılında 1 milyon 100 bin ton bakliyat ürettiğine dikkati çekerek “Bakliyat üretiminin normalleşmesi için üreticiye verilen desteklerin arttırılması ve üreticinin korunması gerekmektedir” dedi.
Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, 1990’lı yıllarda 2 milyon ton civarında bakliyat üretimi yapan Türkiye’nin, 2014 yılında 1 milyon 100 bin ton bakliyat ürettiğine dikkati çekerek “Bakliyat üretiminin normalleşmesi için üreticiye verilen desteklerin arttırılması ve üreticinin korunması gerekmektedir” dedi.
Türkiye tarımında tahıl üretimi, bu yıl hububat ve bakliyatta alınan verim ve Türkiye’nin tarım politikalarını değerlendiren Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre son 20 yılda çiftçimizin yaklaşık 27 milyon dekar hububat-bakliyat ekim alanını ekmekten vazgeçtiğine dikkati çekti.
Girdi maliyetleri azaltılmalı
“Fiyatlar yükseldiğinde tarımı konuşmaya başlıyoruz, ithal ürünlere can simidi gibi sarılıyoruz, ama fiyatlar düştüğünde tarımı unutuyoruz” diyen Mehmet Erdoğan, fiyatların bir sebep değil bir sonuç olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin elektrik, mazot, tohum, gübre, yem gibi üretim girdilerinin büyük bir bölümünün yabancı kaynaklı olduğuna işaret eden Mehmet Erdoğan, “Dövizdeki hareket girdi maliyetlerini arttırıyor. Dolayısıyla, üretim maliyetleri arttığı için üretici zorlanıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin tarımsal sanayisi gelişmiş
Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, Türkiye’nin tarımsal sanayisi gelişmiş bir ülke olduğunu anımsatarak şunları kaydetti:
“Türkiye işleme kapasitesi yüksek, finans kaynaklarına ulaşması ve uluslararası piyasalarda ticaret yapması çok daha kolay olan bir ülke. Bu nedenle, ithal ettiğimiz ürünleri, işleyip ihracat yapabilecek potansiyele sahibiz.”
İklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden
2015 yılı iklim koşullarının elverişli seyretmesi nedeniyle üretimde ciddi bir artış görüldüğüne ancak küresel ısınma nedeniyle önümüzdeki yıllarda üretim miktarının değişebileceğine vurgu yapan Mehmet Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, dünya genelinde iklim değişikliğinden Avrupa’da en çok etkilenen ülkelerden … Bu yılki üretim Türkiye için kriter olmamalı. İklim değişikliği açısından Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey yok ancak mevcut koşullar altında kendi kaynaklarını maksimize edecek önlemleri alması gerekiyor. Tarıma bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Dünya nüfusunun arttığı, tarımsal arzın azaldığı, gıda krizi yaşanabileceği endişesinin olduğu bir ortamda günlük, konjonktürel değişimlerden bağımsız, Türkiye’nin ihtiyaçlarını, tüketim profilini, tüketim kültürünü içeren, mutlak suretle kalıcı bir şekilde üretimi arttıracak önlemler alması ciddi, kapsamlı bir planlama yapması gerekiyor.”
Dünya gıda için önlem alıyor
Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, 2000-2008 yıllarında, diğer ürünlere oranla gıda fiyatlarında hızlı bir yükselme görüldüğünü, 2008 yılında fiyatların pik yaptığını anımsatarak küresel ısınma, gelişmekte olan ülkelerdeki gelir düzeyinin artmasına bağlı olarak talebin artması, tarım arazilerinin iklim, sanayileşme ve özensizlikten dolayı azalmasının fiyat artışının en önemli nedenleri olduğuna vurgu yaptı.
2008 yılından itibaren alınan önlemlerle gıda üretiminin sürekli olarak arttığını ve gıda fiyatlarında da bir düşüş yaşandığını kaydeden Erdoğan, 2007-2008 yıllarında dünyada 425 milyon ton civarında yapılan pirinç üretiminin bugün 500 milyon tona yükselmesini örnek gösterdi. Erdoğan buna karşın küresel ısınma nedeniyle yaşanan iklim dengesizliklerinden dolayı bazı ürünlerde yeterli üretim yalamadığına işaret ederek son 1-2 yılda ekonomik yavaşlamaya bağlı olarak tüm ürünlerde fiyat düşüklüğü görüldüğüne dikkat çekti.
“Gıda krizi yaşanabilir”
Mehmet Erdoğan, gıda fiyatlarını, 2008 yılından bu yana ekonomik yavaşlamaya bağlı olarak tüm ürünlerde yaşanan fiyat hareketlerinin dışında tutmak gerektiğini de vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne kadar ekonomik yavaşlama olursa olsun, nüfusun artışı, gelir düzeyi yükselmeye başlayan ülkelerdeki gıda talebinin artmasına bağlı olarak gıda talebinde bir artış söz konusu olacaktır. Arzı ise diğer ürünlere göre ciddi tehlikelere maruzdur. Eğer iklim değişikliğine engel olacak önlemler alınmazsa, 2050 yılına doğru dünyanın tamamında çok önemli verim kayıpları olabileceği kaydediliyor. Parametrelerin değişmemesi durumunda ve özellikle iklim değişikliğinin, tarımsal arazilerin azalmasının önüne geçecek önlemler alınmazsa, 2100 yılına doğru ise çok ciddi bir gıda krizi yaşanacağı öngörülüyor.”
Türkiye’de hububat üretiminde yaşanan patlamaya rağmen dünyada tam tersi bir durum yaşandığına, gıda üretiminin 2 milyar tonun altına düştüğüne ve 2015-16 yıllarında düşüş beklendiğine işaret eden Erdoğan, “Stratejik stoklama iyi olduğu için dünyadaki bu azalmaya rağmen 1-2 kalemdeki artış dışında, dünyada gıda fiyatlarının makul seyredeceğini düşünüyorum” dedi.
İlginizi Çekebilir