Tarımda Bilinçsiz Yapılan İlaçlama Çiftçiyi Perişan Ediyor
TarımTürkiye'nin tahıl ambarı olan Konya'da zamansız yağışların ekinlerin kalitesini düşürerek hasat zamanını geciktirmesi ve ürünlere zarar veren bazı böcekleri öldürmek için bilinçsizce ilaç kullanılması, çiftçilerin aylarca gözü gibi baktığı mahsullerde verimde düşüşe sebep oluyor.
Türkiye'nin hububat ihtiyacını önemli oranda karşılayan Konya'da beklenmeyen yağışlar, böcekler ve mücadele için bilinçsizce yapılan ilaçlamalar çiftçileri etkiliyor. Düzensiz hava şartları, tarlalara ekilen ürünlerin kalitesinin düşmesine ve hasat vaktinin gecikmesine neden oldu. Çiftçiler ise bu sorunların çözüme kavuşması için tarımla ilgilenen bütün kurumların bir araya gelerek bu konunun enine, boyuna araştırılmasını ve sorunların çözümü için harekete geçilmesini istiyor.
Zamansız yağışların hububatlarda da bazı sıkıntılar oluşturduğunu söyleyen Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, bu tür yağışların hububatta alazlanmaya sebep olduğunu ve protein kalitesini düşürdüğünü belirtti. Kavuneker, "Yeşil mahsulde bir nebze faydası oldu, bir iki sulamadan kurtulduk ama arpalar ve buğdaylarda, erkencillerde hasar var. Çünkü protein kalitesinde biraz düşüklük oldu. Çok büyük bir bölgemizde dolu yağışı oldu. Yüzde 20'lerden, yüzde 80-90'lara kadar doludan dolayı da zararımız var ama tarım üstü açık bir fabrika olduğu için yapılacak bir şey yok. İnşallah bundan sonra yağışlı hava gitmez, biz de rahat bir şekilde hasadımızı yaparız diye düşünüyoruz" dedi.
Kavuneker, Eskişehir'de yaklaşık 10 gündür görülen ve vatandaşlara zor anlar yaşatan "Lygaeidae Nysius" cinsi olarak bilinen bitki tahta kurularının tek tük Konya'da da görüldüğünü, bu cinsin halk dilinde süne olarak bilinen böcek cinsinin akrabalarından olduğunu, şu an sadece kanolaya zarar verdiğini ve bu cinsin daha da artması halinde konunun iyice araştırılıp gerekirse ilaçlama yapılabileceğini dile getirdi.
"Biz dışarıdan müdahale edince doğa tamamıyla tahrip oldu"
Tarımda araştırmadan ve bilinçsizce yapılan ilaçlamaların zararlı olanların yanında faydalı böceklerin de ölümüne sebep olduğunu kaydeden Kavuneker, "Bazen öyle bir ilaçlama yapılıyor ki, bu ilaç bunu öldürür diyorlar. Kelebeği, kurdu, süneyi öldürürken, sünenin faydalı böceğini de öldürüyoruz, kurdun faydalı böceklerini de öldürüyoruz. Onun için bizim bunu çok iyi araştırmamız lazım. Bunun rastgele ilaçlarla yapılmaması lazım. İlacı kullandığın zaman faydalısı da var, zararlısı da var. Zararlısını öldürüyorsun, aynı zamanda faydalısını da öldürüyorsun. Her ikisini de öldürdüğün zaman bunlar başımıza geliyor. Geçmiş yıllarda süneyle mücadele yapıldı, faydalısı da öldürüldü. Tarlalarda fare oluştu, zehirli buğday atıldı, fareler öldü. Bunu tilkiler yedi, bu sefer fareyi yok eden tilkiler de öldü. Yani bizim doğayı çok dengeli tutmamız lazım. Doğa kendi kendiyle mücadele ediyordu ama biz dışarıdan müdahale edince doğa tamamıyla tahrip oldu. Doğa tahrip olunca bunlar başımıza gelmeye başladı. Onun için bizim bu işe çok iyi eğilmemiz lazım. Üniversitesiyle, bütün tarım camiasıyla, bakanlığıyla birlikte. Yani bir anda her şeyi yok etmememiz lazım. Tamamıyla araştıracağız, geliştireceğiz, sonuçtan emin olacağız, ondan sonra bu işte denemeye başlayacağız. Yoksa biz sahada deneme- yanılma modeliyle gidersek tarımın vay haline" şeklinde konuştu.
"Bu mücadeleyi hep birlikte yapmamız lazım"
Üniversitelerin ve bitkisel araştırmalar yapan kurumların bir araya gelerek bu sorunların sahada iyi araştırılması gerektiğini vurgulayan Kavuneker, "Mahsul şu güne kadar iyiydi. Doludan zarar gördü, kelebekten zarar gördü. Maliyetlerimiz çok yüksek. Mahsulün şu anda piyasaya arzı fazlalaşıyor. Bin 500 liraya aldığımız buğdaylar, bin 400 liraya sattığımız arpalar şu anda bin 100 liralarda, bin 150 liralarda seyrediyor. Eğer bu böyle seyretmeye devam ederse bir de buradan zarar alacağız. Bu çiftçi bu yükün altından kalkamaz. Onun için bu mücadeleyi hep birlikte yapmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Köylerde genç nüfusun kalmadığına ve yavaş yavaş tarımı terk ettiklerine de değinen Kavuneker, "Yani öyle ki şu an Karatay ve Çumra bölgesinde 150-200 bin dekara yakın buğday ekiminde azalma var. Bir de 50 bin dekara yakın dolu zararı var. Yani 250 bin dekar kadar buğday ekilmede azalma var. Buna süneydi, tahta böceğiydi, kelebek kurduydu vesaire bunlar da eklenirse artık tarım yapılamaz hale gelir. Onun için buna hep birlikte bir çözüm bulmamız lazım. Eğer çözüm bulamazsak çiftçi sahayı yavaş yavaş terk edecek" diye konuştu.
"Çok büyük derecede zararlar gördük"
Küçük yaşlardan beri çiftçilik yaptığını söyleyen çiftçi Mustafa Ecer ise "Ektiğimiz baharlıkların güneş görmesi gerekiyordu. Biz yağmur yağmayacak diye sulamamızı yaptık. Beklemediğimiz zamanda da yağmurun yağması, hava şartlarından dolayı güneşi göremedik, baharlıklarımızı yetiştiremedik, topraktan çıkaramadık. Çıktı, şu anda da hepsi buruşuk bir vaziyetteler, geliştiremedik. Mısırlarımızın epey bir gelişmesi gerekirken 10 santimetrede falan kaldı. Bazı yerlere dolu falan yağdı, ekinlerimizin başaklarını döktü. Çok büyük derecede zararlar gördük. Ama tabii ki şükretmek gerekiyor, şükredeceğiz. Ama baya bir sıkıntı yaşadık yağmurlardan dolayı. Bizim ektiğimiz mahsulümüz erkenci bir mahsuldü ama şu anda biçebildik, 15 gün falan gecikti" ifadelerine yer verdi.
İlginizi Çekebilir