© Tarım Pusulası 2021

Sudan’daki Çiftçiyi Destekliyor, Seni Köstekliyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli satır başları;

“Değerli arkadaşlarım, bir şeker mitingi yaptık Çorum’da. Az önce arkadaşlarım oraya dilekçeler de verdiler. Şeker konusu hepimiz için hassas bir konu, her partili için. Biz Çorum’da şeker mitingi yaparken söyledik. Asla oraya bir partinin bayrağıyla gitmeyeceğiz, Türk Bayrağıyla gideceğiz, kendi bayrağımızla gideceğiz. Her görüşten insanımız gelsin, her sendikadan çalışan işçiler gelsin. Çünkü şeker vatandır, vatan satılmaz dedik, şeker konusunda hepimizin duyarlılığı var.

 Bakın, yılda her vatandaşımız 35 kilo yaklaşık şeker tüketir; bir kişi hariç, sarayda yaşayan. O şeker kullanmıyor, o nedenle şekerin ne olduğunu bilmiyor. Balla besleniyor o, bal ve badem sütü. Bunu söyledim, bal ve badem sütünü kullanıyorsun şeker kullanmıyorsun, o nedenle şeker fabrikalarını satıyorsun dedim. Bir cümle dahi edemiyor. Bir sürü laf ediyor... Sen badem sütünü nerede kullanıyorsun diye soruyorum, tık yok. Badem ezmesi... Hadi onu biliyoruz da, badem unuyla kek yapıyorsun, oradan da tık yok. Ama Kılıçdaroğlu deyince dili kapı gibi maşallah.

 15 YILLIK SÜRE İÇİNDE BİR TEK ŞEKER FABRİKASI BİLE AÇMAMIŞ

Bir yıl petrol kullanmazsanız ölmezsiniz, ama bir yıl şeker kullanmazsanız hayatınızı kaybedersiniz. Çok güzel bir doğada yaşıyoruz, çok güzel, memleketimiz çok güzel. Akdeniz’in kıyıları, Karadeniz’in kıyıları hariç bütün coğrafyamızda şeker pancarı üretilebilir. Ama hiçbir Ortadoğu ülkesinde şeker pancarı üretilemez. Kardeşim, şeker üret Ortadoğu’ya sat. İngiliz satacağına, Fransız satacağına, Alman satacağına sen sat. Otur şekerini üret sat, biz kazanalım, bizim çiftçi kazansın, bizim işçi kazansın. Hayır, illa kapatacağım. Niçin? Hayatında 15 yıllık süre içinde bir tek şeker fabrikası bile açmamış. Şekere ihanet etmek âdeta onun için bir görev.

 Örnek vereyim size değerli arkadaşlarım, şeker fabrikalarını bakın Atatürk kurmuş, İnönü kurmuş, Menderes kurmuş, Demirel kurmuş, Ecevit kurmuş, Erbakan kurmuş, Özal kurmuş, ama bir kişi kurmamış. O da diyor ki, madem onlar şeker fabrikalarını kurdular, ben bu şeker fabrikalarını satacağım diyor. İntikam alacağım diyor. Kimden? Erbakan’dan. Kimden? Özal’dan. Kimden? Ecevit’ten. Kimden? Demirel’den intikam alacağım, onların yaptıkları şeker fabrikalarını babamın malı gibi satacağım diyor, batan geminin malları gibi satacağım diyor. Dedik ki, sana hiçbir şeker fabrikasını kapattırmayacağız, bütün şeker fabrikaları çalışacak, bütün şeker fabrikaları üretim yapacak diyoruz.

 Neden şeker fabrikalarına önem veriyoruz? Şunun için: Vasıfsız işgücü için olağanüstü imkân sağlıyor çapalama. Binlerce kişi çalışıyor. Şeker alındıktan sonra posası hayvan yemi olarak kullanılıyor. Bunlar hayvancılığı öldürdüler. Yemin yüzde 50’i ithalat arkadaşlar, yüzde 50’si ithalat, dolar ödüyoruz o yemlere. Sonra diyoruz ki, et çok pahalı. Sen yemi ucuz verdin, mazotu ucuz verdin de çiftçi götürüp pahalıya mı sattı? Yok, dünyanın en pahalı mazotunu veriyorsun, dünyanın en pahalı yemini veriyorsun. Hatta yem bulunmuyor, samanı da ithal eder hale geldik. Taşımacılık... Tırlar kamyonlar, onlar da buradan faydalanıyor, o şoförler de kazanıyor. Geçen söyledim yine söylüyorum, hem tır şoförlerine hem kamyon şoförlerine sesleniyorum; sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunan tek partinin adı CHP’dir unutmayın, CHP’dir. 10 milyona yakın insanımız geçiniyor şeker pancarından, 10 milyona yakın. 17 milyar lira katma değeri var, 17 milyar lira! Ormandan üç kat daha fazla oksijen üretiyor.

 BU AYIPTAN TÜRKİYE’Yİ BİZ KURTARACAĞIZ

Değerli arkadaşlarım, siz bunları yok etmek için âdeta yemin etmişsiniz. Biz de buna karşı çıkınca, üzerimize bütün araçlarıyla geliyorlar. Televizyonlarıyla, gazeteleriyle, adamlarıyla, şirketleriyle hep beraber geliyorlar. Siz kimsiniz, biz kimiz? Biz Kuvayi Milliyeciyiz arkadaş, sen hâlâ bizi tanımadın mı? Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle biz Kuvayi Milliyeciyiz. Kendi toprağımızı koruruz, kendi çiftçimizi koruruz, kendi emeklimizi koruruz, kendi şoförümüzü koruruz, kendi sanayicimizi koruruz. Biz kendi ülkemizi el aleme peşkeş çekmeyiz. Niye şeker üzerinde bu kadar duruyorlar? Çünkü diyorlar ki, 80 milyonu kim besleyecek? Türkiye beslemez. Kendi kendine yeten yedi ülkeden birisi olan Türkiye, kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktı. Nohuttan tutun samana kadar ithal ediliyor. Bu ayıptan Türkiye’yi biz kurtaracağız.

 Aynı zamanda şeker fabrikalarının bazıları bölgelerine göre stratejik kurumlardır. Erciş’te niye kapatıyorsunuz? Yozgat’ta niye kapatıyorsunuz? Erzurum’da niye kapatıyorsunuz? Erzurumluya da Yozgatlıya da sesleniyorum. Oyunu verdin güzel, her seferinde nüfusun azalıyor fark ediyor musun kardeşim? Anadolu’nun içi boşalıyor, Anadolu’nun. Niye Anadolu’nun içi boşalıyor? Kırşehir öyle, Yozgat öyle, Çankırı’sı öyle, her tarafı böyle, Anadolu’nun içi boşalıyor. Herkes büyük şehirlerin varoşlarına gidiyor, acaba ekmek bulabilir miyim diye.

YAKAYI TEFECİYE KAPTIRMIŞLAR, 150 MİLYAR DOLAR DIŞARIDAKİ BİR AVUÇ TEFECİYE FAİZ ÖDEDİLER

Niye satıyorlar? Yakayı tefeciye kaptırmışlar da ondan. Yakayı tefeciye kaptırmışlar. Para ödeyecekler para yok. 150 milyar dolar dışarıdaki bir avuç tefeciye faiz ödediler, 150 milyar dolar. Dilin kapı gibi uzun, çıkıp desene 150 milyar dolar faiz ödemiyoruz, bu kadar faiz ödemedik diye. Diyor mu? Diyemiyor. İçeride bir grup yine sermayedara 675 milyar lira faiz ödedi, 675 milyar lira! Ben diyorum, hiç kimse günaha ortak olmasın, hiç kimse harama ortak olmasın. Düne kadar bağırıyorlardı, faizler çok yüksek, efendim kanun hükmünde kararnamelerle faizle düşmezmiş. Talimat ver o zaman, Merkez Bankası emrinde değil mi? Emrinde. Ziraat Bankası emrinde mi? Emrinde... Halk Bankası emrinde mi? Emrinde... Vakıflar Bankası emrinde mi? Emrinde... Faizi düşür, niye düşürmüyorsun? Efendim kararnameyle düşmezmiş. Talimatla düşür. Sen talimat veriyorsun, 700 milyon doları götürüp bir seferde bir sermayedara veriyorlar gözü kırpmadan, 700 milyon dolar. Niçin? 700 milyon doları verecekler, o gazeteler o televizyonlar CHP’ye karşı çıkacak, sabah öğle akşam AK Partiyi ve Erdoğan’ı övecek. Günün 24 saati değil, bütün hayatımız boyunca istedikleri kadar senin propagandanı yapsınlar, kardeşim millet senden bıktı artık, bıktı! İster sabah konuş, ister akşam konuş. Güzel bir mizah dergimiz var, canlı yayın veriyor. Diyor “şu anda reis uyuyor, uykudayken konuşuyor onu canlı veriyoruz” diyor. Öyle bakıldığı zaman...

 Şimdi bunları kapatmak için koltuk ittifakı kurdular. Biz ne ittifakı kuruyoruz? Şeker ittifakı, bayrak ittifakı, vatan ittifakı kuruyoruz. Biz memleketin çıkarlarını, onlar kendi çıkarlarını savunuyorlar. Bunu da herkesin bilmesini isterim.

 BÜTÜN ÇİFTÇİ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM; SUDAN’DAKİ VATANDAŞI DESTEKLİYOR, SENİ KÖSTEKLİYOR

Yine Çorum’dan sordum, beyefendiye sordum. Dedim ki, Sevgili Erdoğan TRT şöyle bir haber geçti, 3 Mayıs 2014 tarihinde. Türkiye Sudan’da tarım arazisi kiraladı. 99 yıllığına kiralanan 780 bin dönümlük arazide kanola pamuk ve yağlı tohum gibi ürünler artık Türkiye’ye daha ucuza gelecek. Doğru mu, yanlış mı? Tık yok.  Ben de biliyorum, doğru. Bir devlet bir hükümet, kendi çiftçisiyle rekabet edebilir mi? Orada daha ucuza üretiyorum, getireceğim seni batıracağım diyor. Bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum, bütün çiftçi kardeşlerime; Sudan’daki vatandaşı destekliyor, seni köstekliyor. Sandıkta bunun hesabını sormak senin namus borcundur.

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER