© Tarım Pusulası 2021

"Su Verimliliği Seferberliği" Başlatıldı

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, “Dönemsel olmasını ümit ettiğimiz bu kuraklık, tüm kurumlar ve yetkililer için bir alarm durumudur. 1 Ekim 2022-30 Ocak 2023 dönemini kapsayan süreçte Türkiye genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 42,3, 2022 su yılına göre de yüzde 40,1 oranında azalma meydana gelmiştir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde, Tarım ve Orman Bakanlığınca başlatılan "Su Verimliliği Seferberliği"nin tanıtım toplantısı, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi.

Toplantıya Emine Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci katıldı.

Emine Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, su kaynaklarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için ülke sathında bir hareketin tanıtım toplantısı dolayısıyla bir arada olunduğunu söyledi.

"Tarım ve Orman Bakanlığımızın koordinasyonu ile Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'ni başlatıyoruz." diyen Emine Erdoğan, emeği geçenlere teşekkür etti.

Suyun varlığının önemine işaret eden Emine Erdoğan, "Su Verimliliği Seferberliği ile damlaya damlaya çoğalarak, yaşanabilir bir gelecek için umudu yeşerteceğimize inanıyorum." Dedi.

Emine Erdoğan, dünyanın erişilebilir tatlı su miktarının, toplam su varlığının yüzde birinden az olduğuna dikkati çekerek, "Su, en temel insan hakkıyken, küresel olarak 10 insandan 3'ünün güvenilir suya erişimi yok. Suyun azalması, kirlenmesi veya erişilememesinin, hayatın akışında birçok ekonomik ve siyasi sorunu da beraberinde getirdiğine işaret eden Emine Erdoğan, "Bu sorunların en başında gıda üretiminin riske girmesi bulunuyor. Çünkü suların yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. İnsanlık, çatışmalarla tetiklenen kitlesel göçlerle bile henüz başa çıkamazken, 2030 yılında 700 milyon insanın su kıtlığı sebebiyle yerinden olacağı tahmin ediliyor." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE, YILDA KİŞİ BAŞINA 1519 METREKÜP KULLANILABİLİR SU MİKTARI İLE 'SU STRESİ ALTINDA' BİR ÜLKE"

Dünyadaki endişe verici durumun, Türkiye'de de farklı olmadığını belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye gibi altyapı sistemlerini kurmuş ülkelerde, temiz suya erişim o kadar kolay ki, suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor. Araştırmalara göre, insanımızın yüzde 40'ı ülkemizin su zengini olduğunu düşünüyor. Maalesef bu doğru değil, Türkiye, yılda kişi başına 1519 metreküp kullanılabilir su miktarı ile 'su stresi altında' bir ülke. Artan nüfus ve kontrolsüz su kullanımı ile bu miktarın 2030 yılında 1120 metreküpe gerileyeceği düşünülüyor. 1000 metreküpün altına indiğinde ise su kıtlığı ile yüzleşeceğiz. Şayet önüne geçmezsek su kaynaklarımızın yakın dönemde yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 8 yıl içerisinde nüfusumuzun neredeyse yarısı ve sulanan tarım alanlarının yüzde 78'i 'su açığı' riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu oranlar bize, sınırsız gibi gözüken ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında acilen bir denge kurmamız gerektiğini söylüyor. Biz başlattığımız bu seferberlik ile istiyoruz ki dünyanın bu çağrısına gelin hep birlikte kulak verelim. 'Su vatandır' inancı ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize hep birlikte sahip çıkalım."

Su kullanımının büyük bir kısmının tarım alanında gerçekleştiğini aktaran Emine Erdoğan, bu kapsamda "yağmur suyu hasadı" ve "gri su kullanımı" gibi alternatif su verimliliği uygulamalarına ilişkin rehberler hazırlandığını belirterek, "Bakanlıklarımız işbirliğinde, su havzalarımızın tümü için eylem planları oluşturuldu ve pilot bölge olan 'Gediz Havzası Eylem Planı' hayata geçirilmeye başladı. Alınan tedbirleri yaygınlaştırmak amacıyla 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı' uygulamaya kondu. İlave olarak, sulama randımanının yüzde 49 seviyesinden yüzde 75'e çıkarılması hedefleniyor." diye konuştu.

"İSRAFTAN KURTARDIĞINIZ HER BİR DAMLA..."

Emine Erdoğan, sanayide temiz üretim ve verimlilik teknolojilerinin önerdiği yeni tekniklerle üretimde yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu dile getirdi.

Su kullanımında alınacak basit önlemlerle kişi başına günde 5 damacana su kaybını engellemenin mümkün olduğunu anlatan Emine Erdoğan, "Yürekten inanıyorum ki evinde yılda 35 tona yakın suyu kurtarabileceğini öğrenen her vatandaşımız, seferberliğin taşıyıcısı olacaktır." dedi.

Sıfır Atık Projesi'nde olduğu gibi Su Verimliliği Seferberliği'nde de yerel yönetimlerin desteğinin önemine dikkati çeken Emine Erdoğan, "Belediyelerimizin katkıları ile vatandaşlarımız iklim kriziyle mücadele meselesine, evinde, işyerinde, fabrikasında daha çok sahip çıkacaktır. Yerel yönetimlerimizin, yeryüzü emanetine sahip çıkmak için başlattığımız Sıfır Atık ve Su Verimliliği Seferberliklerine tam destek vermesini temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'nin Türkiye'de yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diledi.

BAKAN KİRİŞCİ: "SU KAYNAKLARININ KORUNMASINA YÖNELİK FİNANSAL MEKANİZMALARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ"

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci de yaptığı konuşmada, küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyanın su kıtlığı, kuraklık ve hatta çölleşme tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, "Bu karamsar tabloya karşın iyi haber şu ki gerekli tedbirleri alırsak tüm bu olumsuzlukları tersine çevirme, en azından hafifletme imkanına sahibiz." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı için yüksek risk grubu ülkeler arasında kabul edildiğine işaret eden Kirişci, gelecek 100 yıl için yapılan iklim değişikliği tahminlerine göre ülkede su kaynaklarının yüzde 25 azalmasının beklendiğini söyledi.

Kirişci, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmadığı takdirde 2030'da toplam nüfusun yüzde 49'unun, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 78'inin su açığı riskiyle karşı karşıya kalacağını ifade ederek, bazı havzalarda gerekli önlemler alınsa dahi 2030 sonrasında su açığının oluşmasının beklendiğini dile getirdi.

Yaşam kalitesini ve standartları bozmayacak biçimde planlanan su verimliliği uygulamalarının el birliğiyle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Kirişci, şöyle devam etti:

"Sayın Hanımefendi'nin öncülüğünde, ülke genelinde, tüm ihtimalleri dikkate alarak ve katkısı olabilecek herkesi dahil ederek yapabileceklerimizi planladık. Bu konuya ilişkin stratejiler ve eylemler, her bir kurum ve kuruluşumuzun üzerine düşen görevler, Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile belirlenmiştir. Bu kapsamda, su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin, etkin ve verimli su kullanımının sağlanması için hazırlanacak teknik raporlar Meclisimizin de takdirlerine sunulacak. Mevzuatın güçlendirilmesiyle birlikte yapmamız gerekenleri somutlaştıracağız, izleme ve denetleme mekanizmaları kuracağız. Ayrıca, su kaynaklarının korunmasına yönelik yatırımlara yön verecek finansal mekanizmaları da hayata geçireceğiz."

Kirişci, tarımsal ve endüstriyel üretim miktarlarını, aynı faaliyetleri daha az su kullanarak gerçekleştirmenin mümkün olduğunu belirterek, "Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için tarımda gereksiz su kullanımını önlemek mecburiyetindeyiz. Tarımda sulama verimliliği ortalamamız yüzde 50'dir. Hedefimiz, sulama verimliliğini, modern sulama sistemlerini kullanarak yüzde 65 seviyesine yükseltmektir. Bugün bu orana erişebilseydik, Konya'nın yüz ölçümünün yarısına yakın alanı kaybedilen suyla sulayabiliyor olurduk." dedi.

"YEREL YÖNETİMLER BÜYÜK SORUMLULUĞA SAHİP"

Kurak bir kış geçirildiğine işaret eden Kirişci, "Dönemsel olmasını ümit ettiğimiz bu kuraklık, tüm kurumlar ve yetkililer için bir alarm durumudur. 1 Ekim 2022-30 Ocak 2023 dönemini kapsayan süreçte Türkiye genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 42,3, 2022 su yılına göre de yüzde 40,1 oranında azalma meydana gelmiştir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerimiz başta olmak üzere bütün yerel yönetimler, içme suyu temini, atık su yönetimi ve su kayıplarının en aza indirilmesi konusunda büyük bir sorumluluğa sahiptir." diye konuştu.

Kirişci, belediyelerin sorumluluğundaki içme suyu sistemlerinde su kayıpları seviyesinin ortalama yüzde 33 olduğuna dikkati çekerek, bu oranın yüzde 25'in altına çekilmesi gerektiğini bildirdi.

Temiz üretim teknolojileri ve verimli teknikleri kullanarak yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu vurgulayan Kirişci, mevcut en iyi teknikleri ve temiz üretim teknolojilerini içeren sektörel su verimliliği rehberlerinin sanayicilerin istifadelerine sunulmak üzere hazırlandığını söyledi.

Kirişci, Bakanlık olarak, tüm sektörlerde kullanılmış suların yeniden kullanımına yönelik alternatifleri değerlendirdiklerini ve pilot bölgelerde uygulama projeleri hazırladıklarını belirterek şunları kaydetti:

"Yağmur suyu hasadına ve gri su kullanımına imkan veren uygulamaları kullanmamız da önemli verimlilik tedbirleri arasında yer alıyor. Bu konularda gerekli yapıların tesis edilmesi, yeni inşa edilen binalarımızdan başlayarak yaygınlaştırılmalıdır. Sadece sektörel kullanımlar değil, elbette bireysel olarak her bir vatandaşımızın suyu dikkatli kullanması gerekiyor. Sahip olduğumuz kaynakları tüketmek değil, doğru yönetmek, doğayla dost yeni teknolojileri geliştirmek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında hiçbir fark yoktur.' şiarından hareketle milli servetimiz olan suyu, bir seferberlik bilinciyle korumak üzere 'Suda Sıfır Kayıp' temasıyla yola çıktık. Bu yolda, sizlerle birlikte yürümeyi, bu seferberliği hep diri tutmayı arzu ediyoruz. İnşallah ülke genelinde düzenleyeceğimiz etkinlikler ve faaliyetlerle bilimsel, modern, iklim dostu teknoloji uygulamalarını içeren yeni strateji ve eylemler hayata geçirilecektir."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER