© Tarım Pusulası 2021

Sertifikası olmayan destek alamayacak!

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik "2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Her karış toprağı ekeceğiz. Gerekli yasal düzenleme Bakanlar Kurulundan çıkıyor. 'Arazi benim, ekmiyorum' demek yok. Ekilecek arkadaş. Bu senin değil, 79 milyonun yeri. Bu araziyi keyfi kullanma şansına sahip değilsin. Her karış toprağı ekeceğiz, değerlendireceğiz" dedi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız." dedi.

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) tarafından Antalya'daki bir otelde gerçekleştirilen "Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği" konulu çalıştaya katılan Bakan Çelik, yaptığı konuşmada, tohum çalıştayının, turizm kadar tarım şehri de olan Antalya'da düzenlenmesini anlamlı bulduğunu söyledi.

Dünyanın, bölgenin ve ülkenin son derece önemli süreçlerden geçtiğini, küresel hesaplaşmaların olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Küresel hesaplaşmaların terör örgütü elleriyle gerçekleştirildiğini görüyoruz. Orta Doğu'da yaşananları kelimelerle izah etmenin zor olduğu süreçten geçiyoruz. Medeniyetimizin kardeş şehirleri Bağdat, Şam ve Halep'in ihtişamından geriye hiçbir şeyin kalmadığı, perişan edildiği bir süreçten geçiyoruz. Çağdaşlıktan ve özgürlükten bahsedenlerin, kişi başına milli gelirleri gibi egoları da gelişiyor ama insanlık karnelerine baktığınız zaman her gün zayıflarla dolduğunu görüyoruz. Küresel barış için kurulan Birleşmiş Milletler ne iş yapıyor diye bakıyoruz. Ölenleri saymakla meşguller. Temenni mesajlarıyla süreci geçiştirmeye çalışıyorlar."

Uluslararası kuruluşların bu işin ağırlığını çekemediğine işaret eden Çelik, çıkarlar üzerine kurulu düzenin artık gitmediğini, değerler üzerine inşa edilmiş bir bina kurulması gerektiğini vurguladı.

Çelik, tüm bu vahşi gidişata Türk millet dışında "dur" diyen başka bir sesin çıkmadığını ifade etti.

Son dönemde 73 şehit verildiğini ve bir büyükelçinin katledildiğini anlatan Çelik, "Büyükelçiyi katleden sanık, bu cinayeti Halep için işlediğini söylüyor. Oysa bu cinayetler Halep'in geleceğini daha büyük açmazlara sokuyor. Bunun için işlenmiş bir cinayet." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bölgesinde özne olmasının istenmediğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

"100 yıl önceki gibi masa başında taksimatlar yapalım görmeyin, diyorlar. Bu mümkün değil. 3 milyon mülteciye Türkiye ev sahipliği yapıyor. Nasıl uzağında kalacaksınız? Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesi birilerini rahatsız ediyor. Onların rahatsızlıklarını artırdığımızda yolumuzun doğru olduğunu unutmayalım. Onların amacı kalkınmamamızı ve geri adım atmamızı sağlamak. Onlara verilecek en güzel cevap, daha fazla çalışmak ve gayret göstermek."

TOHUM MASAYA YATIRILIYOR

Bu bağlamda "Milli Tarım" projesinin önemine değinen Çelik, onun için bugün tarımın temel konularından birisi olan tohumu masaya yatırdıklarını söyledi.

"Tohum yoksa tarımdan bahsedilemez, işin başlangıç noktası tohum." diyen Çelik, stratejik bir alan olan tarımda, tohumun en önemli stratejik unsur durumunda bulunduğunu kaydetti.

Bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Çelik, "Günümüzde gerek gıda güvenliği gerek üretim alanlarının daralması, iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı neticesinde tohumculuk sektörü daha da önem kazandı. Türkiye, 147 milyar liralık tarımsal hasılaya ulaştı, 16,8 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirdi. Bunlar önemli başarılar. 2050 yılında yüzde 60 daha tarımsal hasıla artışı gerekiyor. Bunun için daha çok işler yapmalıyız." diye konuştu.

Çelik, bunu başarabilmek için tarım alanlarının korunması, daha çok toprağın suyla buluşturulması gerektiğine dikkati çekti.

"TOHUM OLMAZSA TARIM DA OLMAZ"

Tohum olmazsa tarımın da olmayacağını anlatan Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Her dönemde tarım arazilerimizin daraldığını görüyoruz. Bunun için kalan ovalarımızı koruma konusunda çalışma yapıyoruz. 136 ova, tarımsal sit alanı ilan ediliyor. Araştırmalar devam ediyor. Koruma altına alınan ova sayısı 200'ü aşacak. 2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Her karış toprağı ekeceğiz. Gerekli yasal düzenleme Bakanlar Kurulundan çıkıyor. 'Arazi benim, ekmiyorum' demek yok. Ekilecek arkadaş. Bu senin değil, 79 milyonun yeri. Bu araziyi keyfi kullanma şansına sahip değilsin. Her karış toprağı ekeceğiz, değerlendireceğiz."

Türkiye'de son dönemde tohum konusunda önemli mesafeler alındığını vurgulayan Çelik, 2015'ten bu yana yaklaşık 1,4 milyar liralık sertifikalı tohum, fide ve fidan desteği verdiklerini bildirdi.

Bu destekler sayesinde, 2002'de 145 bin ton olan sertifikalı tohum üretiminin 2015'te 896 bin tona çıktığını belirten Çelik, "Sertifikalı fide ve fidan üretimimiz 2002'de 4 milyon adetken, bugün 132 milyon adede yükseldi. 70 ülkeye tohum ihraç ediyoruz. Tohum konusunda önemli bir ithalatçı ülke olduğumuzu bilerek, bu konuda daha fazla çalışma yapmalıyız. Geldiğimiz nokta yeterli değil. Tohumculukta hedefimiz özel sektörün de çalışmasıyla ilk 5 ülke arasında yer almak." dedi.

TSÜAB Başkanı Burhanettin Topsakal ise ülke güvenliği gibi vatandaşların gıda güvenliğini sağlamanın da önemli olduğunu ifade etti.

"Milli Tarım" projesinin önemli ayaklarından birinin de tohumculuk olduğuna işaret eden Topsakal, tohumculuğun bütün ülkeler tarafından stratejik bir sektör olarak değerlendirildiğini kaydetti.

Çalıştay yarın sona erecek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER