Seracılık gelişirse mevsimlik işçi sorunu kalmaz
TarımUrfa'da mevcut potansiyelin değerlendirildiği takdirde seracılık alanında 10 bin işçinin istihdam edilebileceğini ifade eden Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği Başkanı Müslüm Yanmaz, bununla birlikte kanayan yaramız olan mevsimlik işçi sorununun önüne geçilebileceğini söyledi.
Urfa'nın en önemli sorunlarının başında mevsimlik tarım işçiliği göçü geliyor. Her yıl binlerce aile geçimlerini sağlamak amacıyla Türkiye'nin çeşitli bölgelerine tarım işçisi olarak gidiyor. Gazete İpekyol'a konuşan Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği Başkanı Müslüm Yanmaz, Urfa'daki seracılık potansiyelinin tam değerlendirildiği takdirde mevsimlik işçi göçünün ortadan kalkacağını ifade etti. Urfa'da toplam 5 yüz dekar sera olduğunu ve bunların tamamının topraksız tarım tekniği ve arılı sistemle yapıldığını söyleyen Yanmaz, "Türkiye'de ise yaklaşık 9 bin dekar sera var. Bu 9 bin dekar seraya biz Urfa olarak 10 bin dekar daha ekleyebiliriz. Bu potansiyel Şanlıurfa'da mevcut. Bunla ilgili en son yapılan bir ihale var. Daha önce biz sadece Karaali bölgesinde jeotermali yoğunlaştırmıştık. Şimdi ise oralara yakın köylerde jeotermal etüdü ile ilgili ihaleler yapıldı. 5 ay içerisinde bu ihale sonuçlanacak. 5 ay sonra bu bölgelerde kuyu açılması ile ilgili noktalar bize gösterilecek. Daha sıcak su var mı ona bakacağız. Daha geniş alanda bu çalışmalar yapılabilir mi ona bakacağız. Şimdi mevcut açılan kuyular ile ancak 150 dekar daha seracılık yapabiliriz. Ama yeni kuyulara ihtiyacımız var. Valilikte bu konuda oldukça duyarlı. Valilik ve GAP İdaresi bu işin önemine binayen bütün çalışmaları yapıyorlar. Gelecek yıl o bölgeyi jeotermal yönde cazibe merkezi haline getireceğiz" dedi.
'SICAK SU YÖNÜNDEN AVANTAJLARIMIZ VAR'
Urfa'nın jeotermal yani sıcak su yönünden diğer bölgeler göre daha avantajlı olduğunu belirten Yanmaz, "Jeotermal Arap Plakası ve Avrupa Plakası çarpışması ile sıcak bir hareket var. Yağmur ve taban sularının yerin altında birikiyor. Aşağıdan çıkan sıcaklık bu suları ısıtıyor. Bu sıcak su deprem bölgelerinde ve kırık fay hatlarının olduğu yerlerde çıkar. Tüm jeotermal bölgelerini inceledim ve izledim. Bizim suyumuzun en büyük özelliği temiz su olması. Genelde jeotermal sularda metal elementler fazladır. Bundan dolayı bu sular içme suyunda kullanılmaz. Isıtmada kullandığın zaman eşeşjor sistemi kullanırsın. Bu sular bazen daha derinde olabiliyor. Bizim bu yönden çok büyük avantajlarımız var. 250 metrede bile su çıkan yerlerimiz var. Bunun yanında termal yani şifalı su olma özelliği var. Sağlık bakanlığı da buraya termal su özelliği olduğu için sertifikası verdi" dedi.
'AVRUPA STANDARTLARINDA SERALARIMIZ VAR'
Bu avantajları olan bir şehirde 500 dekar seranın az olduğunu ama Afton, İzmir ve Aydın'daki jeotermallere bakılacak olursak Urfa'nın da önemli bir yer teşkil ettiğini söyleyen, "Bundan sonra bu çok önemli olacak. Yenilenebilir enerji kaynağı olarak Antalya'da 350 bin dekar sera var. Ama bu seraların yüzde doksanında ısıtma yapılmıyor. Isıtma yapılan arılı sistemde yani kışın dondan koruma amaçlı değil. Seracılıkta asıl olan sıcaklığı 15 derecenin altına düştürmemek. Sıcaklık 15 derecenin altına düştüğü zaman bu seracılık olmaz. Buna erkencilik, örtü altı veya turfancılık adını alır. Onun için Türkiye'de seracılık 30 bin dekarı geçmez. İspanya'da da bu böyle. Bir tek Hollanda da bütün seralarda ısıtma yapılır. Orası da yazlık üretim yapar. Ama bizim 500 dekar seramızın tamamı modern seralar. Hatta 100 dönüm seramız ise Avrupa'nın en modern serası. Geçenlerde de Dubai Emiri'nin iş ortağı Kuzey Irak'ta ve 4 milyar dolar yatırım yapan bir firma bu bölgeye geldi ve bu serayı gördü. Bizden bilgiler aldı ve incelemelerde bulundu. Kısmet olursa o yatırımcıları Kuzey Irak'tan ziyade bu bölgeye çekmeye çalışacağız. Aynı zamanda buraya Hollanda'nın en büyüğü geldi. Tabi yatırımcılar geldiği zaman buraya şu gözle bakılıyor; devlet bize arazi tahsis etsin ve su versin. Bu şekilde biz burada bu işi yapalım. Bu şekilde geliyor. Ama bu fırsatlar bizim insanımıza verilse bizde yaparız. Yatırımcıya şuan valilik, GAP İdaresi ve oradaki yerel çiftçilerle birlikte bin 500 dekar özel sera bölgesi ile çalışmalar var. Fakat bu çalışmalar bugün ki meydana gelen olaylardan dolayı askıya alınmış durumda. Kendi çabalarımızlar da olsa gelecek yıl 300 veya 500 dönüm bir serayı yapmayı planlıyoruz" kaydetti.
'BU ALANDA 10 BİN KİŞİ İSTİHDAM EDEBİLİRİZ'
Urfa'da bu sektörde doğrudan 6 yüz elemanın çalıştığını ve bu 6 yüz elemanın 5 yüzüne yakının kadın olduğunu söyleyen Yanmaz şunları kaydetti: "Bu kadın istihdamına yönelik çok önemli. Bu projeyi çok önemsememizin nedeni ise Harran Ovası, yukarıda güneş var, aşağıda jeotermal ve bizim insanımız işçimiz batıya çalışmaya gidiyorlar. Bu mevsimlik işçileri oraya göndermek yerine 10 bin dekar sera olsa 10 bin kişiye iş demek. Bu işe sosyal proje olarak da bakıyorum. Hem doğal enerji, doğal kaynaklar, hem de tarımın en modern şekli. Devlet yol yapıyor, organize sanayi bölgeleri yapıyor. Devletin ve büyükşehrin buraya da yol yapıyor gibi bakması lazım. Tüm şartları hazır hale getirim bu girişimcileri buraya getiririz. Urfa'da ağırlıklı olarak salkım domates, üç firmamız kesme çiçek, gül ve iç bitkileri yetiştiriyor. Bunların yanında patlıcan, biber ve salatalık var. Ama ağırlık olarak salkım domates. Bu domatesler ağırlıklı olarak Rusya'ya gönderiliyor.
'TEŞVİKLER BEŞ KATI ARTTI'
Yaklaşık Urfa'da 15 yıldır seracılık yapılıyor. Seracılık yatırımı pahalı yatırımlar. Tarım Bakanlığı ve TKDK'nın desteklemeleri var. 7 yıldır ben bu sektördeyim. Tarım Bakanlığının desteklerini 5 dekardan 25 dekara çıkardık. Eskiden 5 dekara 350 bin lira destek veriyordu. Biz bunun için çok uğraştık ve bu desteği beş katına çıkardı. Artık 25 dekarlık yatırıma bir buçuk milyon destek veriyor. Bunun da yüzde ellisi hibe olarak veriyor. TKDK eskiden 2 dönüme 250 bin EURO veriyordu. Şimdi ise 10 dönüme çıkardık bu desteklemeyi. Onlarla da görüştük ve onlarda yüzde 65 hibe desteği verecekler."
İlginizi Çekebilir