Kuru üzümde organik tarıma geçiş için kollar sıvandı
TarımTürkiye’nin en büyük üzüm üreticisi konumundaki Manisa’da organik tarıma geçiş için kamu ve özel sektör işbirliği yapacak
Türkiye’nin dünyada en büyük ihracatçısı olduğu çekirdeksiz kuru üzümün, Türkiye’deki en büyük üreticisi konumundaki Manisa’da organik üretim için kollar sıvandı. Manisa Valiliği, iyi tarım uygulamalarının ötesinde, il genelinde organik üretim için çalışmalar yürütüyor. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Manisa Valiliği ile birlikte çekirdeksiz kuru üzümde konvansiyonel değil, organik tarımsal üretime ağırlık verilmesi kararı aldı.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, çekirdeksiz kuru üzümde Türkiye’nin dünya üretiminde yüzde 30-35 düzeyinde payla lider konumda olduğunu belirterek, “Dünya ticaretinde ise açık ara öndeyiz. Yıllık ihracatımız 500 milyon doları aşıyor. Ancak, üretimde bilinçsizlik ve eğitim yetersizliği nedeniyle maalesef zaman zaman ilaç kalıntısı sorunu yaşıyoruz. Üreticilerimizin iyi tarım ve hatta organik tarım pratiklerine yönlendirilmeleri, üründe kalıntı bırakmayan kültürel uygulamaların kamu tarafından özendirilmesi, ilaç bayileri ile zirai ilaç satışlarının yakından kontrol ve denetimi, ürününde kalıntı çıkan üreticilere ise yaptırım uygulanması başlıca beklentilerimiz arasında. Sektördeki tüm paydaşlar olarak elimizi taşın altına koyarak sorumluluk bilinci ile hareket etmeliyiz” dedi.
Tamamen organik tarıma geçmeyi hedefliyoruz
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş da il genelinde tüm tarımsal ürünlerde organik tarıma geçmeyi hedeflediklerini belirterek, “Gediz Nehri’ndeki kirliliği yüzde 60-65 oranında azaltmak için Manisa ve ilçelerindeki sanayi bölge ve tesislerinde arıtma tesisleri kurulması yönündeki projeyi hayata geçirdik. Esas sorun kontrolsüz ilaç ve gübre kullanımı. İyi tarım uygulaması soruna çare olamaz, hedef organik tarıma geçiş olmalı. Ülkemizde organik tarımsal üretim ihracat odaklı gelişmiş. İç piyasada maalesef sistem işlemiyor, organizasyon yetersiz. Üretici ve tüketicide kafa karışıklığı var. Tüketicide de organik ürüne karşı bir kuşku söz konusu. Sertifika olsa da yeterli güven ortamı oluşmamış” açıklamasını yaptı.
Manisa’daki vahşi sulamaya ve yer altı sularının verimsiz kullanımına son verilmesi gerektiğine işaret eden Bektaş, şunları söyledi: “Damlama sulamaya bir an evvel geçilmeli. Manisa’da yalnızca çekirdeksiz kuru üzüm değil, zeytin, domates ve diğer pek çok sebze meyve tarımı yapılıyor. Geniş bir ürün desenimiz var. Önümüzdeki yıllarda, Manisa’da organiğe geçişi sağlayınca dünyanın en büyük organik fuarı özelliğindeki Biofach’ın benzeri bir fuarı burada yapmayı planlıyoruz. Ayrıca Manisa’daki organik tarım saha haritasını çıkarıyoruz. Yıldan yıla haritadaki noktacıkları büyüteceğiz ve zamanla organik üretim yapılan alanların çoğunluğa geçtiğini göreceğiz.”
İç pazar büyütülmeli
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli ise Türkiye’nin organik tarım potansiyelini değerlendiremediğini ve dünyadaki gelişmenin gerisinde kaldığını söyledi. Üretilen 100 birim ürünün 75’inin ihracata, 25’inin ise iç piyasaya sunulduğunu belirten Altındişli, “İç piyasada alınması gereken uzun bir yol var. Manisa ağırlıklı olmak üzere, Denizli, İzmir ve Gediz nehri etrafında yoğunlaşan çekirdeksiz üzüm üretimi bölgenin nemli havası nedeniyle etkileniyor. Üreticiler ortaya çıkabilen zararlı ve hastalıklarla mücadele konusunda yeterince bilinçli olmadığı için zirai ilaçları gereksiz yere ve tavsiye edilen dozun üzerinde kullanabiliyor. Bu nedenle ihraç edilen partilerde kalıntı sorunu yaşanabiliyor. Öncelikle üreticilerin organik tarıma veya en azından iyi tarım uygulamalarına geçiş konusunda özendirilmeleri gerekiyor” dedi.
Organik ürün bazen karaborsaya düşüyor
Kuru Meyve ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz de bazı yıllarda organik bandırılmamış kuru üzüm bulmakta zorlandıklarını, bu yıl da bu tip üzümün karaborsaya düştüğünü dile getirerek, “Alıcılardan işlenmemiş ürün ithal edip, işleyip paketledikten sonra ihracat yapılması yönünde talepler alıyoruz. Türkiye’deki tarımsal arazi yapısının küçük ve parçalı olması, organiğe geçişi ve verimliliği önlüyor. Serpinti yoluyla ilaç bulaşması riski nedeniyle organik bağcılığın konvansiyonel tarım alanlarından bağımsız pilot alanlarda başlatılarak yaygınlaştırılması lazım. Organik üretim için öncelikle sözleşmeli organik tarım yoluyla büyük üreticilerden başlanmalı” dedi.
TARİŞ Üzüm Kooperatifleri Birliği Genel Müdürü Yurtcan Biryol ise yıllar önce TARİŞ olarak bir organik bağcılık yatırımına giriştiklerini, ancak üst üste birkaç yıl yaşadıkları olumsuzluklar nedeniyle devam ettiremediklerini söyledi. Biryol, Türkiye’de üretilen çekirdeksiz kuru üzümün ancak yüzde 2’sinin organik olduğunu söyledi. Manisa Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi de Manisa’da yılda ortalama 50 bin dekar alanda organik tarıma geçişi hedefl ediklerini, böylece 7 yılda il genelinde organik tarıma geçilmiş olacağını belirtti.
İlginizi Çekebilir