© Tarım Pusulası 2021

Kömürün karasından peynirin beyazına

KoopUlarca’nın tabelası on gün önce takıldı. Tabelada “patron yok, biz varız” yazıyor. Satış ise 1 Mayıs’ta başlıyor.

Soma’nın Ularca köyü, kömür karası yazgıya baş kaldırıyor. O topraklarda bir zamanlar altın çağını yaşayan tarım ve hayvancılığı yeniden, en önemli geçim kaynağı yapacak kooperatif kuruldu bile. “KoopUlarca”, patronusuz, aracısız ve sosyal ekonomiyi örgütlemek gibi bir sorumluluğu da taşıyor. Köylülerin, süt ve süt ürünlerinden oluşan ilk üretimleri, 1 Mayıs’ta raflarda olacak. Ancak, aklınıza dev süper marketler gelmesin. Yüzde yüz organik olan bu ürünler şimdilik köyde, Ayvalık’ta pazarda ve İzmir Konak’ta oluşturulan “Patronsuzlar Sokağı’nda satılacak. Köylüleri, uzun sohbetlerin sonunda projeye ikna eden Metin Yeğin, “İlk gittiğimizde köyde ortalıkta gezen tavuk bile yok gibiydi. Bütün köy depresyondaydı” diyor. Şimdi ise köyde, içinde biraz merak biraz da umut barındıran bir kıpırtı var. KoopUlarca ile neoliberalizmin tekerine çomak sokuyor, facianın yarattığı travmadan hep birlikte çıkmanın yollarını arıyorlar.

Ularca, Soma’ya 18 kilometre uzaklıkta. 180 haneyle, kalabalık sayılabilecek bir köy. İşsizlik çok yoğun. Tarım bitirilmiş, herkes madene muhtaç edilmiş. Faciada, Soma merkezde yaşayan iki Ularcalı yaşamını yitirmiş. Köydeki 40 madenci ise vardiyalarına denk gelmediği için kurtulmuş. Metin Yeğin, Soma’yı, tüm sonuçlarıyla, neoliberalizmin Türkiye’deki pilot bölgesi olarak tarif ediyor. Harika taş evlerde yaşayan, mükemmel toprağa sahip insanların, tarımdan vazgeçmelerini, ‘düşünsel hegemonya’ ile açıklıyor. Köylüleri, madende ölüme mahkum edilmedikleri, başka türlü bir yaşama ikna etmeleri biraz zor olmuş. Yeldeğirmenlerine karşı savaştıklarını dile getiriyor Yeğin: “Bu kooperatif tutmaz diyenlere, batan bankaları, şirketleri hatta ülkeleri anlatıyoruz. Neden kapitalizmden vazgeçmiyorlar? Biz de daha çok kooperatif daha çok dayanışma öğreceğiz. İnsanların AVM’lerde intihar etmeleri tesadüf değil. Çünkü, bu dünyada, artık tüketim ilişkilerimiz üzerinden var olabiliyoruz.

100 saat çalışan üye Ularca’da, sistemin tapınağı halindeki AVM’lere ve yabancılaşmaya karşı, köylülerin depresyonunu ve bizim kentteki yalnızlığımızı birleştirecek bir ilişki biçimi yaratmaya çalışıyoruz” diyor.

Yeğin ve arkadaşları, 3 ay önce, yola çıktıklarında, köyde günde 8 kilo kadar keçi , 400- 500 kilo günlük inek sütü çıkıyordu. İnek sütü 85 kuruşa, sadece Soma’ya satılıyordu. Köylüler, mandıralardan paralarını alamazken, Soma’da, süt 2 liraydı. İlk iş, bir bina rün toplama ve işleme merkezi haline getirildi. Şimdilik hedef, kişi başı, yer üstü maden fiyatı olan 1200 lirayı kazanmak. Kooperatif üyeliğinin tek kuralı var: Toplam 100 saat çalışma. Ortaklar, tüm kararları birlikte alıyor. Herkesin kendi çalışma saatini yazdığı bir defter var. Keçiler dağda, kekiklerin arasında yetişiyor. Veteriner haftada bir kez, hayvanları kontrol ediyor.

Fransız çiftçiden peynir yapmayı öğrenecekler

KoopUlarca, köylüleri haftada bir organik tarım konusunda işin uzmanlarıyla buluşturacak. Fransız çiftçiler gelerek, ünlü Fransız peynirlerinin yapımını Ularcalılar’a öğretecek. Yeğin, “Tüketici, kimin yoğurdu olduğunu, hangi koşullarda üretildiğini bilecek. Sağlıklı gıda tüketmek isteyenlerle üretenler arasındaki aracıları kaldırdık. Ayvalık, İzmir tarafında olanlar hemen sipariş verebilir. Twitter’da ‘@ metinyegin’ hesabımdan bana ulaşabilirler. İnternet sitemiz yakında faaliyete geçecek” diyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER