KKKA hastalığı başlıca bu 19 şehirde görülüyor
TarımSamsun İl Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Kasapoğlu, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı‘nın (KKKA) Türkiye’de başlıca Tokat, Çorum, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Amasya, Çankırı, Bolu, Kastamonu, Artvin, Giresun, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Karabük ve Samsun illerinde görüldüğünü söyledi.
Samsun İl Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Kasapoğlu, Türkiye’de Mart ve Kasım aylarında görülen kene tutunması sonrası insanlarda meydana gelen KKKA Hastalığı ile ilgili bilgi verip vatandaşları uyardı. KKKA’nın keneler aracılığıyla taşınan bir virüsün oluşturduğu mikrobik bir hastalık olduğunu belirten Kasapoğlu, şöyle dedi:
“Hastalığı yapan virüs kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda ve kenelerde hastalık belirtisi göstermemektedir. İnsanlarda ise virüs ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ilerleyen vakalarda vücudun değişik yerlerinde kanama gibi bulgularla seyreden KKKA hastalığına sebep olmaktadır.”
HAZİRAN VE TEMMUZ AYINA DİKKAT
KKKA’nın Türkiye’de ilk kez 2002 yılında görüldüğü söyleyen İl Halk Sağlığı Müdürü Kasapoğlu, “Hastalık, her yıl Mart-Kasım ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi, Karadeniz Bölgesi’nin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde görülmektedir. Hastalığın başlıca görüldüğü yerler Tokat, Çorum, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Amasya, Çankırı, Bolu, Kastamonu, Artvin, Giresun, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Karabük ve Samsun illerimizdir” diye konuştu. Samsun İl Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Kasapoğlu, halk arasında yavsı, sakırga, kerni olarak da bilinen kenelerin yaşamaları için Türkiye’nin coğrafi açıdan uygun bir yapıya sahip olduğunu söyleyerek, “Keneler özellikle hayvancılığın yapıldığı, orman kenarı, parçalı arazi yapısına sahip çalı ve çırpılı alanlar ile otlakların bulunduğu yerlerde yoğun olarak bulunurlar. Bu tür yerlere gidildiğinde korunmak için mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen gösterilmeli, kenelerin daha kolay fark edilebilmesi amacıyla açık renkli elbiseler tercih edilmeli ve kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması gerekmektedir” diye konuştu.
‘KENE VÜCUTTAN NE KADAR KISA SÜREDE UZAKLAŞTIRILIRSA RİSK OKADAR AZALIR’
Kene tutunmalarının sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle kişilerin keneyi tutunduktan çok daha sonra hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ettiklerini dile getiren Kasapoğlu, “Bu nedenle özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler. Piknik amaçlı olarak doğal alanlarda bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmelidirler. Kene vücuttan ne kadar kısa sürede uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Vücuda tutunan kenenin, hiç vakit kaybedilmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla, eldiven, naylon poşet veya bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalıdır. Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, üzerine sigara basmak, kolonya, gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere kesinlikle başvurulmamalıdır.”
İlginizi Çekebilir