İsrail’de Toprak Sınıflandırmasında Devrim

İsrail Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı’na bağlı Erozyon Araştırma İstasyonu, ülke genelindeki toprakların uluslararası standartlara göre sınıflandırılması ve tanımlanması için çığır açan bir ulusal projeye liderlik ediyor. Proje kapsamında, dünya genelinde en yaygın ve en gelişmiş yöntem olarak kabul edilen Toprak Taksonomisi (Soil Taxonomy) sistemi benimsendi.

Toprak, ekosistemlerin ve yaşamın devamlılığı için vazgeçilmez bir doğal kaynaktır. Tarım ve altyapının temelini oluşturmasının yanı sıra suyun filtrelenmesi ve akışının düzenlenmesi gibi kritik işlevler üstlenir. Ayrıca, karbon tutulumu, sıcaklık düzenlemesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi iklim değişikliğiyle mücadelede önemli roller oynar. Bu nedenle, toprak kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.

İsrail’de başlatılan bu yeni sınıflandırma sistemi, çiftçilerin topraklarını daha verimli yönetmesine yardımcı olarak, erozyon, tuzlanma, besin kaybı ve verim düşüklüğü gibi olumsuz süreçlerin azaltılmasını hedefliyor. Aynı zamanda devlet kurumlarının çevresel kaynakları daha etkin bir şekilde yönetmesine katkı sağlayacak. Bunun yanı sıra, uluslararası toprak bilimi camiasıyla ortak dili paylaşmak, küresel iş birliğini artırmak adına da büyük bir avantaj sağlayacak.

Toprak Taksonomisi Projesi Genişliyor

2022 yazında başlatılan proje, giderek genişlemeye devam ediyor. Projenin ilk aşaması kapsamında oluşturulan coğrafi bilgi sistemi (CBS) tabanlı toprak haritaları, artık dijital ortamda erişime açılmış durumda.

Proje, Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı Çevresel Kaynak Yönetimi Bölümü tarafından finanse edilerek, İsrail Jeoloji Enstitüsü, İsrail Toprak Bilimleri Derneği, ABD Maryland Üniversitesi ve ABD Tarım Bakanlığı iş birliğiyle yürütülüyor. Çalışmaya, Dr. Dani Itkin ve Dr. Gil Eshel (Erozyon Araştırma İstasyonu) ile Dr. On Krubi (İsrail Jeoloji Enstitüsü) öncülük ediyor.

Yetkililer, toprağın sadece tarımsal üretimin değil, aynı zamanda su yönetimi ve çevre politikalarının da temelini oluşturduğunu belirterek, bu alandaki yatırımların İsrail’in gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarımı için kritik olduğunu vurguluyor.