© Tarım Pusulası 2021

İpeğin değiştirdiği hayatlar

Türkiye’de ipek kozası ihtiyacının üçte birini karşılayan Diyarbakır'ın Kulp ilçesinin kaderi ipek böceği ile değişti. İlçede, yaş koza işlenerek tezgâha hazır hale getiriliyor. Al Jazeera Kulp’ta ipek kozası üretiminin değiştirdiği yaşamlara tanıklık etti.

90'lı yıllarda çatışmalar ve şiddet olaylarıyla anılan Diyarbakır’ın Kulp ilçesinden duyulan silah sesleri yerini iplik eğiren makine ve dokuma tezgâhlarının tıkırtısına bıraktı.

Türkiye yaş ipek kozası üretiminde söz sahibi olmaya başlayan Kulp ilçesi, ipeğin işlenmesi ve pazarlanması konusunda da giderek daha büyük pay alıyor.

29 bin nüfuslu Kulp ilçesinde 830 ipek kozası yetiştiricisi var. Türkiye üretiminin yüzde 40'ına yakınını karşılıyorlar. Üretime başlanmasıyla hasadın alınmasına dek sadece 40 güne ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle Kulp’ta ipek kozası üretimi bir yan iş. Buna karşın gün geçtikçe gelişiyor ve doksanlı yıllarda göç edenlerin bir bölümünün geri dönmesini sağlayan etken ipek üretimi olmuş durumda.

‘Hayatım değişti, özgüvenim arttı’

Şükran Cengiz, Halk Eğitim Merkezi ve Kulp Kaymakamlığı’nın ortaklaşa açtığı İpek Şal Dokuma Atölyesi’ne yedi yıl önce başlamış. Artık usta bir dokumacı olan Cengiz evinde evlenmeyi beklerken, yaşamının nasıl bir anda değiştiğini şöyle anlatıyor:

“Babam yok, evde bir tek ben çalışıyorum. Ailenin geçimi benim üzerimde. Bu atölyeyi duyduğumda gelip başladım. Kısa sürede ustalaştım. Şimdi iki saatte bir şal dokuyabiliyorum. Ürünlerimizin satışına göre ayda 500 ile bin yüz lira kazanıyorum. Eğer çalışmıyor olsaydım şimdi ya evde ya da koca evinde olurdum. Kendi paramı kendim kazandığım için hayatım çok değişti, özgüvenim arttı. Kulp şartlarında bir kadın olarak gayet rahatım.”

‘Diyarbakır’a alışverişe gidiyorum’

Derya Gülaydın ilkokulu bitirdikten sonra okula devam etmemiş. İpek Dokuma Atölyesi’nde çalışmaya başladıktan sonra okuma fırsatı da bulmuş.

“Burada çalışmaya başlamadan önce evimde oturuyordum. İlkokuldan sonra okumadım. Buraya geldiğimde bir yandan sanat öğrendim bir yandan da dışarıdan ortaokul ve lise diplomamı aldım. Yılda elime 4-5 bin lira geçiyor. Kazandığım parayı kendime harcıyorum. Bazen Diyarbakır’a gidiyorum. Orada sinemada film izliyorum, yemek yiyorum ve alışveriş yapıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum ve çalışıp bunun devam etmesini istiyorum.”

‘Eşyalarımı değiştirdim ev alacağım’

Dokumacılardan Neziye Can’ın dört çocuğu var ve eşi tarım işçisi.

Kış aylarında iş olmadığından bütün ailesi anne Can'ın eline bakıyor. İlk kazancıyla kendisine bir bulaşık makinesi almış. Hayali ise bir ev sahibi olmak:

“Kazandığımla evime bakıyorum. Bulaşık, çamaşır makinesi aldım ve ev eşyalarımın hepsini değiştirdim. Dört çocuğumun üçü okula gidiyor. Onların masraflarına yetişmeye çalışıyorum. Eşimin ailesinin verdiği baraka gibi bir yerde yaşıyoruz. En büyük hayalim kendimize yeni bir ev yapmak. Paramı biriktiriyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Bu atölye ve ipek olmasa böyle bir hayalim de olamazdı.”

Kulp ipeği dünya pazarında

İç piyasada üretiminin kalitesi ile kısa sürede öne çıkan Kulp'un ipeği, ipek ürünleri ile öne çıkan bir mağazalar zincirinin ürünleri arasına da girdi. Bu sayede dünyanın pek çok yerinde kadınlar Kulp’ta dokunan ipek ürünlerini kullanıyor.

Başarının sırrını ‘sabır ve azim’ ile açıklayan atölye hocası Gülay Aslan ipeğin Kulp’ta yaratmış olduğu değişime tanıklık edenlerden:

“Burada şal, puşi, kravat ve özel sipariş ürünleri dokuyoruz. Ayda yüz civarında ürün dokuyoruz ve 50 ile 100 lira arasında fiyatlara satıyoruz. Satışın yüzde ellisinden fazlası öğrenciye kalıyor. Şimdi önemli bir marka ürünlerimizi sipariş ediyor ve kendi markamızla pazarlıyor. Şu an 250 ürün hazırlıyoruz onlar için. Burada üretilenlerin dünyanın her tarafına gitmesini bilmek gurur verici. Ancak mesele sadece ipek değil. Bu aynı zamanda sosyal sorumluluk projesi. Kızlar çalışmaya ve para kazanmaya başladıklarında aileleri evlenmeleri için baskı kurmuyorlar. Çocuk yaşta evlilikler de olmuyor. Burada iletişimleri gelişiyor, kendilerine olan güvenleri artıyor ve mutlu oluyorlar.”

Türkiye’deki tek fabrika

Türkiye’nin ipek kozasından iplik çekebilme özelliğine sahip tek fabrikası Kulp’ta.

Ağaçlı İpek Üretim Fabrikası’nda çalışan 38 kişinin 25’i kadın. Kulp’ta yetiştirilen ipek kozaları işlenmek üzere buraya yine kadınların eline geliyor.

‘Kardeşlerimi dershaneye gönderiyorum’

‘Ben okuyamadım ama kardeşlerimi okutacağım’ diyen 21 yaşındaki Zeynep Altın, fabrikada çalışıyor. Görevi üretilen iplikleri çile haline getirmek. Ancak o işini çileli bulmuyor.

“İki yıldır burada çalışıyorum. Allah’a şükür bir işim oldu. Asgari ücret maaşım ve sigortam var. Altı kardeşiz ve bir tek ben çalışıyorum. İki kız kardeşim dershaneye gidiyor. Taksitlerini ben karşılıyorum. Ben okuyamadım ama onları okutmak için elimden geleni yapacağım. Bu fabrikayı ve çalışma arkadaşlarımı çok seviyorum. Burada çalışmak terapi gibi geliyor.”

‘Babam yok ben varım’

21 yaşındaki Bahar Dinar bu ifadeyi gururla söylüyor. Küçükken babasını yitirmiş ve altı kardeşine o 'babalık' yapıyor. Bunu kendisine sağlayan şey ipek.

“Kulp’un Ağaçlı köyünde yaşıyorum. Babamız yok ama ben varım. Altı kardeşime de buradan kazandığımla bakıyorum. Burası olmasaydı benim bir işim de olmayacaktı. Burada koza çekim ünitesinde çalışıyorum. İşimi çok seviyorum ve beni çok mutlu ediyor. İşten çok sosyal bir aktivite gibi. Hep bu işte çalışıp kendi ayaklarımın üzerinde kalmayı isterim.”

‘Özgüvenim geri geldi’

Annesiyle yalnız yaşayan Keziban Tanrıkulu da ipeğin ve çalışmanın kendisine iyi geldiğini söylüyor:

“Annemle yaşıyoruz. Kardeşlerim evlendi ve ikimiz kaldık. Babam yok. Burada çalışmaya başladıktan sonra kendime güvenmeye başladım. Bu çok önemliydi benim için. Güvenince sosyal ilişkileriniz de güçleniyor. Hafta içi burada hafta sonu da annemle birlikte evdeyim. Bazen Diyarbakır’a gidiyorum. En büyük isteğim sürücü ehliyeti almaktı. Diyarbakır’da sınava girerek aldım. Bir gün bir arabam olursa gezip dolaşacağım.”

‘Göç tersine döndü’

Yıllarca İstanbul’da lokantacılık yapan Zeynettin Kaya Kulp’a geri dönmüş. Fabrika sınavlarını kazandıktan sonra aldığı kursla ustabaşılığa kadar yükselmiş:

“İstanbul çok zor. Benimle birlikte burada çalışanlardan 7-8’i bırakıp gelmiş. İnsanın doğduğu yerde çalışma imkanı olsa niye gurbete gitsin. Burada çok rahat ve huzurluyuz. Gelen kozaları haşlayıp tellerini çekiyor pek çok sürecin ardından iplik yapıyoruz. Fabrikaya boyama ve ek birimlerin yapılması için çalışma yürütülüyor. Bu gerçekleşirse Kulp’ta üretilen kozalar yetmeyecek.”

Koza üretiminde lider ilçe

Kulp İlçe Tarım Müdürü Cihan Güreş ilçede ipeğin yarattığı değişimin daha etkili olması için yoğun bir çalışma yürüttüklerini anlatıyor. Güreş’e göre ipek sektörü geliştikçe tersine göç hızlanacak:

“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Kulp Kaymakamlığı ilçedeki ipek sektörünün gelişmesi için yoğun çaba gösteriyor. Üreticilerin en büyük problemi koza yetiştirecek yerlere sahip olmamaları. Bu nedenle her sezon evlerinin bir bölümünü bu iş için ayırmak zorundalar. Cazibe merkezi programı kapsamında daha modern üretim için beş beslenme evi kuruldu. Yüz bin dut fidanı dağıtıldı. Ancak yetersiz geliyor. 1980 öncesi Diyarbakır bölgesinden yıllık 105 ton koza üretiliyormuş. Şimdi bütün Türkiye’deki miktar neredeyse o kadar. Hedefimiz yine o miktara ulaşmak. Sektörün Kulp’a yıllık sağladığı gelir destekleme ile birlikte 1 milyon 250 bin lira. Az gibi gelebilir ancak bu Kulp için önemli bir girdi ve tersine göçü bile sağlıyor ipek.”

Kulp ilçesinde üretilen koza ve ipek ürünleri özellikle kadınların hayatında önemli değişimlere öncülük ediyor.

Bu değişimin gelişip güçlenmesi ise fabrikası ve tezgâhlardan yükselen tıkırtıların güçlenmesiyle doğru orantılı. 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER