Hükümetler bir gıda güvenilirliği krizine nasıl daha iyi hazırlanabilir ve yanıt verebilir?

Hükümetleri gıda güvenilirliği krizlerine daha iyi hazırlamak ve müdahale etme çabalarına destek olmak amacıyla düzenlenen "Acil durumlara hazırlık: Gıda güvenilirliği kriz yönetimi, müdahale ve iletişim" başlıklı üç günlük bölgesel çalıştay bugün başlıyor.

COVID-19 kısıtlamaları nedeniyle çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen çalıştay, bir dizi teknik uzman sunumu ve çalışma grubu tartışmaları aracılığıyla gıda güvenilirliği ile ilgili konuların derinlemesine tartışıldığı etkileşimli bir platform sunuyor. Ayrıca, gıda güvenilirliği yetkililerinin gıda işletmeleri, tüketiciler ve medyayla sürekli ve etkili iletişim sağlaması gerektiğinden, gıda güvenilirliği krizinin olmadığı durumlarda bile uygun gıda güvenilirliği riski konusunda iletişim mekanizmaları kurmanın önemini vurguluyor.

Küçük olaylardan büyük krizlere kadar değişen acil durumlara hazırlık, gıda kontrol sistemlerinin önemli bir parçasını oluşturur. Gıda güvenilirliği olayları ve tehditlerini zamanında tespit, ve bunlara hızlı, etkin müdahale, bunların insan sağlığına zarar verme potansiyellerini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Bu bağlamda ülkeler, gıda güvenilirliği acil durum hazırlığının öneminin bilinciyle, kriz yönetimi için teknik kapasitelerin geliştirilmesi ve uygun prosedürlerin uygulanmasının sağlanması için FAO'nun desteğini talep etti.

Çalıştay, Türkiye Hükümeti tarafından FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı aracılığıyla finanse edilen “Ulusal gıda güvenilirliği sistemlerinin ve bölgesel işbirliğinin iyileştirilmesi” projesi kapsamında organize edilmekte olup, projenin ilk bölgesel etkinliğidir. Proje, Azerbaycan, Kırgızistan, Moldova Cumhuriyeti, Tacikistan ve Türkiye'nin son altı ayda gerçekleştirilen ulusal kapasite geliştirme faaliyetleri bağlamında resmi gıda güvenilirliği kontrollerini güçlendirmesine ve riske dayalı iletişimi geliştirmesine yardımcı oluyor.

Çalıştay katılımcıları, gıda güvenilirliği acil durumları bağlamında resmi kurumlar ve gıda işletmeleri arasındaki etkileşimleri geliştirmenin temel yollarına odaklanarak, ulusal boşlukları ve iyileştirilmesi gereken öncelikli alanları tartışma fırsatına sahip olacaklar. Ayrıca çalıştay, katılımcılara bölgesel düzeyde daha fazla işbirliği için bilgi alışverişinde bulunmak ve ağlar kurmak için bir ortam sağlayacak.

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu açılış konuşmasında, gıda kontrol sistemlerinin etkin bir biçimde çalışmasını sağlamak, halk sağlığını korumak, gıda ticaretinde adil uygulamaları teşvik etmek ve farklı pazarlara erişimi kolaylaştırmak için verimli planlama ve prosedürlerin önemini vurguladı. Gutu ayrıca, acil durumları önlemek ve bu durumlarda hızla müdahale etmek için gıda kontrol sistemlerinin sürekli bir gelişim içinde olması gerektiğini kaydetti.

Sonrasında Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Harun Seçkin, Bakanlığın Türkiye ve alt bölgede gıda güvenilirliği yönetimini iyileştirme çalışmaları hakkında katılımcılarla bilgi paylaştı.

Proje, acil müdahale prosedürlerinin geliştirilmesi ve uygulanması, rollerin ve sorumlulukların netleştirilmesi ve gıda sisteminin farklı aktörleri arasındaki risk iletişiminin iyileştirilmesi konularında yararlanıcı ülkeleri desteklemeye devam edecek.

FAO-Türkiye Ortaklık Programları Hakkında

FAO-Türkiye Ortaklık Programları, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, ve diğer ilgili ülkelerde gıda güvenliğinin sağlanması, kırsal yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele ve ekosistemlerin korunmasına destek olmayı amaçlar.

2007’de kurulan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP) ilk fazı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan 10 milyon ABD Doları tutarındaki güven fonundan finanse edildi. Programın ilk fazı olan 2009-2015 yılları arasında 16 ülkede 28 proje uygulandı. 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon ABD Doları tutarındaki ek finansmanı ile FTPP'nin ikinci fazı ve aynı zamanda

FAO-Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı (FTFP) başlatıldı. Böylece Türkiye’nin bu Programlar çerçevesindeki toplam katkısı 30 milyon ABD Doları’na ulaştı.